Avrupa'yla İlişkinin Değişen Mahiyeti

Türkiye'nin Avrupa ile eleştirel entegrasyonu eski ve yeni batıcıların da zayıf aktör patolojisinden kurtulmalarını gerektiriyor.

Devamı
Avrupa'yla İlişkinin Değişen Mahiyeti
CHP İçin Safları Sıklaştırma Zamanı

CHP İçin Safları Sıklaştırma Zamanı

SETA İstanbul Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, CHP'de partiyi örgütü ve tabanı ile bir arada tutma istediğinin dönüşümü değil, safları sıklaştırma refleksini beraberinde getirdiğinin altını çizdi.

Devamı

SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Hatem Ete, Gezi'nin hazır kitlesinin, hükümetin tökezlediği ya da muhalefetin tekrar sokağa çıkabileceği her ihtimalde kullanıldığına vurguda bulunarak, “Gezi artık her bir siyasi aktörün kendi çıkarı için kullandığı bir yapıya dönüştü.” dedi.

Erdoğan, Türkiye'nin en büyük çatı lideri olmaya devam edecek. Kemalizm sancısından kurtulmak için yapısal ve devrimci adımlar atmadıkları sürece Erdoğan ve AK Parti çatısı genişleyecek.

2007 seçimleri, 2010 referandumu ve 2011 seçimlerinden güçlenerek çıkan AK Parti, bu destek sayesinde sivil-asker ilişkilerinin mahiyetini değiştirdi ve Çözüm sürecini başlatabildi.

Ne yazık ki reel milli çıkarların çatıştığı yerlerde bu çıkarlara hizmet edecek şekilde mezhepsel kutuplaşma ve onun ürettiği insani trajediyle yaşamaya devam edeceğiz.

IŞİD'e Karşı Bölgesel İşbirliği Gerekli

SETA İstanbul Genel Koordinatörü Burhanettin Duran IŞİD başta olmak üzere, benzer örgütlerin önünü kesecek bir bölgesel işbirliğinin oluşması gerektiğine dikkat çekti.

Devamı
IŞİD'e Karşı Bölgesel İşbirliği Gerekli
Çatı Adayı ve Soğuk Kutuplaşma

Çatı Adayı ve Soğuk Kutuplaşma

CHP ve MHP, cumhurbaşkanlığı seçim propagandalarında yeni bir işbölümüne yönelecek gibi görünüyor. Ana strateji Erdoğan ve AK Parti karşıtlığına dayalı kutuplaştırıcı dili İhsanoğlu'nun adaylığı ile yeni bir evreye taşımak.

Devamı

Önümüzdeki günlerde, İhsanoğlu'na yönelik öfke ve CHP'nin tercihlerine yönelik şaşkınlığın yol açtığı eleştiri ve rahatsızlıklar azalacak, İhsanoğlu kampanyasının iletişim stratejisinde rol alan kalemler de, ilk haftaki tepkilerin kaygı ve tedirginlikten kaynaklanmadığını fark edecekler.

Muhalefet ilk defa halkın direkt olarak seçeceği Cumhurbaşkanlığı için neden toplumsal karizması böylesine düşük ve siyasi temsil kabiliyeti zayıf birisini aday gösterdi?

Erdoğan karşıtlığı temelinde öne sürülen uzlaşmacı bir proje olarak İhsanoğlu'nun adaylığı yeni bir döneme işaret ediyor.

Muhalefet partileri bu seçime de AK Parti'nin söylemsel ve stratejik hâkimiyeti altında giriyorlar. Zira Erdoğan karşıtlığı söylemi o kadar tüketildi ki muhalefet partileri tersinden bağımlı hale geldiler AK Parti liderliğine.

Birinci Dünya Savaşı sonrasının aksine bugün bölgesel güçler Ortadoğu'da yeni düzeni kurma başarısızlığında sorumluluğu küresel güçlere yıkarak kimseyi ikna edemezler.

Yeni dönemde, yetki sınırları anayasa ile belirlenen Cumhurbaşkanı, meşruiyet kaynağını “cumhur” ile kurduğu ilişkiden alacaktır.

İç ve dış politika arasındaki ayrım silikleştiğinden seçim ortamında AK Parti'nin Suriye ve Irak politikaları siyasi kutuplaşmanın konusu haline geliyor.

Muhalefet kendi seçmenine Erdoğan nefreti aşılayarak, siyaset üretme zahmetinden kurtularak belli oranlarda garantili bir oya sahip oluyor. Sonuç? Koltuklarını koruyan liderler, umutsuz ve siyasete küskün seçmen, bol miktarda Erdoğan karşıtlığı.

Siyasetten umudunu kesenlerin artması aşırı örgütlerin rol çalması için verimli zemin oluşturmaktadır. Ancak bu tür örgütlerin İslam coğrafyasında geniş bir toplumsal karşılığı bulunmamaktadır.

İhsanoğlu'nun Erdoğan-karşıtlığı üzerinden kendisine bir imaj inşa etme sürecini bırakıp, bunun yerine kim olduğu, neyi temsil ettiği ve nasıl bir Türkiye vizyonuna sahip olduğunu Türkiye toplumuna anlatması gerekir.

Gezi eylemleri sürecinde absürd ‘sandık-demokrasi' tartışması başlatıp iktidarı sokakta belirlemek üzere siyaset teorisine takla attıran çevreler bile, cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde şaşırtıcı sandık güzellemeleriyle seçmenleri sandığa kanalize etmeye çalışıyorlar.