Tüm Yönleriyle Suriye İsyanı

100 binden fazla insanın ölümü, yaklaşık 2 milyon insanın yaralanması ve mülteci durumuna düşmesine neden olan kanlı bir iç savaşın yaşandığı Suriye'yi anlamak için SETA uzmanlarının analizlerini bir arada sunuyoruz.

Devamı
Tüm Yönleriyle Suriye İsyanı
Demokratikleşme Paketi ve Seçim Sistemi Önerileri

Demokratikleşme Paketi ve Seçim Sistemi Önerileri

Seçim sistemlerinden herhangi birisinin tercih edilmesinde, ‘temsilde adalet ve yönetimde istikrar' denilen iki temel değer arasında çatışma yaşandığını ve bunlar arasında bir denge kurulması gerektiğini görmekteyiz.

Devamı

Durum öyle bir noktaya geldi ki; İstanbul'da sadece İhvan'dan oldukları suçlamasıyla Mısır'dan kaçanları değil, Mısır'dan kaçan eski “darbe destekçilerini” de görür olduk.

Kendi içinde demokratikleşen, vesayet ve müesses nizam ile mücadele veren, darbe mirası kalıntılardan kurtulmaya çalışan bir hükümetin bölge ülkelerindeki benzer toplumsal talepleri ve süreçleri desteklememesi düşünülemez.

SETA ve Marmara Üniversitesi işbirliğiyle düzenlenen “Akademik Özgürlükler Çalıştayı”nda, akademik özgürlüklerin kapsamı ve sınırları tartışıldı.

Sakalı olan, tetiğe basarken “Allahu Ekber”diyen her Ortadoğulu'ya radikal, Selefi, terörist vs. sıfatlarını yapıştıran bir iç ve dış kamuoyu mevcut. Bu da Suriye'de savaşan gruplara yönelik bir kimlik tespiti yapmayı ve Suriye meselesinin genelini okumamızı zorlaştırıyor.

Radikalizm Siyaseti Ele Geçirememeli

Tumhaber.com'dan İbrahim Baran'a ODTÜ'de yaşananlar üzerine değerlendirmelerde bulunan SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Hatem Ete, “Bu vahim olayın, beslendiği bir siyasal vasat var. Olayın failleri, siyasal ortamdan cesaret alarak böyle bir davranışta bulunmaya cüret ediyorlar. Bu cüretin bir yüzü, Gezi eylemleriyle ilişkili.” dedi.

Devamı
Radikalizm Siyaseti Ele Geçirememeli
Temiz Dış Politika

Temiz Dış Politika!

Sykes-Picot nöbeti ne kolay bir şekilde bırakılabilecek bir ‘mecburiyettir' ne de hiçbir şey değişmemiş gibi sürdürülebilecek bir ‘mahkumiyettir.'

Devamı

Darbe karşıtları verdikleri mücadele ile darbecileri devirememiş olsalar da darbeciler için mevcut durumu sürdürülebilir olmaktan çıkarmış durumdalar.

Geçilmedik kırmızı çizgi kalmamışken ABD'nin Suriye'de sessiz kalabilme konforu gittikçe daralıyor. Herşeye rağmen ABD'nin Suriye'de “rejimi düşürecek” bir askeri müdahale peşinde olmadığı da anlaşılıyor. Fakat, ABD'nin özellikle bu olaydan sonraki sessizliği ABD için iki ağır maliyet üretiyor.

Geç kalmışlık ve denetici gözler, darbecileri telaşa dolayısıyla yanlış yapmaya sürüklemekte. Her geçen gün dozunu artırdıkları ve bir gün hesaba çekilecekleri katliamları yaparken, diyalog kapısı kapanmakta, bu yolla kendi hareket alanlarını yine kendileri daraltmakta.

Müslüman Kardeşler ikinci 'Öfke Cuması'nı “Milyonluk Öfke” olarak isimlendirdi. İlk “Öfke Cuması”, 28 Ocak 2011 tarihinde yapılan eylemler için isimlendirilmiş ve Hüsnü Mübarek'in devrilmesiyle sonuçlanmıştı.

Kuzeydeki çatışmalara ilişkin üç ana sebebin altını çizen komutanlar, bunlardan ilkinin muhaliflerin gücünü coğrafi olarak bölme çabası olduğunu ifade ediyorlar.

Türkiye, Kemalist emekli dünyasına ait bir dış politika tercihi işaretini verdiği andan itibaren fazlaca emek harcamadan hızla ilişkilerini düzeltebilir. Bunun anlamı ise başarı değil. Ama bu durum sadece iddiasız ve anlamsız bir aktöre dönüşmek olsa iyiydi; aynı zamanda bölgesel jeopolitikte ciddi bir pozisyon kaybıdır da.

Yaklaşık on senedir sürekli olarak tartışılan ancak 2008 yılında Lehman Brothers'ın iflasıyla yeni bir ivme kazanan Amerika'nın gerilemesi tartışması sadece akademik ve siyasi dünyada değil artık her alanda sürekli olarak konuşulan bir konu.

Türkiye, kısa vadeli Kürt devleti tartışmalarından ziyade uzun vadeli Suriye'de kaosun sona erdirilmesi tartışmalarına yoğunlaşmalı ve Suriyeli Kürtler analizini sadece PYD üzerinden yapmamalıdır.

Çok fazla “Kızıl Orkestra” veya “Ajan Sorge” gibi espiyonaj filmleri izlediğimizden midir yoksa Türkiye dış politikasına henüz değer biçemediğimizden midir bilinmez; hep tarih akıyordur, Türk de bakıyordur.

Mısır'da yaşananlar sadece bir koltuk mücadelesi değildir. Asıl hedef, Ortadoğu'da dengeleri değiştirecek yeni bölgesel aktörler vasıtasıyla kurulacak olan ittifakların ve oluşumların önünü kesmektir.

Mısır'da ordu, yeni doğmakta olan bir demokrasiyi devirirken, demokratik ülkeler neden bu kadar sessizler?