Darbesever Mısır Muhalefeti

Son birkaç gündür Kahire'de adım adım darbeye şahitlik ettik. 30 Haziran hedefli komplo, Genelkurmay Başkanı Sisi'nin Cumhurbaşkanı Mursi'ye 48 saatlik süre tanıdığını ifade eden ‘Ulusa Sesleniş' konuşması sonrası darbesever muhalefetin sokaklarda kutlamalar yapması ve nihayetinde tankı-topu ile ordunun cebren Mursi'yi devirmesi ile sonuçlandı.

Devamı
Darbesever Mısır Muhalefeti
5 SORU Doğu Türkistan Olayları

5 SORU: Doğu Türkistan Olayları

Kılıç Kanat: Ekonomik anlamda uğranılan olumsuz durum, Çin'in bölgede artan siyasi baskı ve dini kısıtlamalarıyla bir olunca, özellikle Uygur gençleri arasında geleceğe dair artan umutsuzluk ve rejime yabancılaşma kendini gösteriyor.

Devamı

Can Acun: Mısır'da ordunun verdiği muhtıranın ardından tarafların uzlaşması şu noktada Cumhurbaşkanı Mursi'nin istifa etmesi ya da erken Cumhurbaşkanlığı seçimi kararı alması anlamı taşıyor.

Mısır'da Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin istifa etmesi talebiyle Ulusal Kurtuluş Cephesi önderliğinde başlatılan sokak protestolarını SETA Kahire Direktörü Abdullah Aydoğan Kalabalık 24TV ekranlarında değerlendirdi.

Mısır'da 30 Haziran yaklaştıkça gerginlik artıyor. Bunu, Kahire sokaklarında insanların gözlerine baktığınızda da, esnafların dükkânlarına yeni kepenkler taktırdığını gördüğünüzde de anlayabiliyorsunuz. Çok daha reel emareler de yok değil. Turistik kentler Luksor ve İskenderiye'den Tanta'ya kadar düğmeye basılmış gibi kontrollü bir şiddet dalgası 30 Haziran'da finali yapmak üzere yola çıkmış durumda. Mısır'da fülul (eski rejim taraftarları) ve seküler/liberal muhalefet ‘Temarrud' yani ‘İsyan' adını verdikleri bir süreç ile birinci yılının sonunda yani 30 Haziran'da, Mısır halkının seçimle iktidara taşıdığı ilk Cumhurbaşkanı olan Muhammed Mursi'yi seçim dışı bir yolla devirmek istiyorlar. Tabii bunu da “demokrasi, insan hakları ve özgürlükler” adına yapıyorlar. İronik olsa da, biz Türkiyeliler içinde kanıksanmış bir makyaj. Mısır, Tunus ve Türkiye'de seküler muhalefet seçim sandıkları ile iktidara gelemeyecek olduğunu en iyi kendileri bildiğinden biraz da “dış mihrakların” etkisiyle her yol mübah anlayışı ile hareket ediyorlar.

Kabaca son iki haftayı ciddi bir şekilde konuşacaksak, karşımızda koskoca siyasi anlamsızlıktan başka bir şey bulunmuyor.

Arjantin-Venezuela-İran Üçgeni

Arjantin'in başkenti Buones Aires'te 1994 yılında gerçekleşen ve İran'ın sorumlu tutulduğu ‘AMIA saldırısı' soruşturmasının yeniden gündeme gelmesi, Latin Amerika-İran ekseninde şekillenen yeni ittifaklara ışık tutması açısından oldukça önem taşıyor.

Devamı
Arjantin-Venezuela-İran Üçgeni
65 Yılında Rakamlarla quot Nekbe'

65. Yılında Rakamlarla "Nekbe'

Filistinliler için 1948 yılı gerek İsrail'in kurulması gerek ise tehcir, işkence, yıkım ve enkaz getirmesi nedeniyle ‘büyük felaket' anlamına gelen “Nekbe” olarak isimlendiriliyor. Filistinliler 66. yılında Nekbe'nin yasını tutmaya devam ediyor…

Devamı

Vesayet sistemi yıllarca kendi icat ettiği iki iç tehditle hem kavga etti hem de varlığını onlar üzerinden sürdürdü. Pejoratif isimleriyle 'irtica ve bölücülük', siyasal adlandırılmalarıyla 'İslam ve Kürt sorunu.' 1980 darbesiyle resmi ideolojiye mugayir her türlü siyasal alternatifin bastırıldığını düşünen müesses nizam, on yıl içerisinde cumhuriyet tarihin en güçlü iki akımının zuhur etmesine en ilkel yollarla müdahale etmekten geri durmadı. Her iki 'iç tehditle' özellikle 1990'larda amansız bir kavgaya giren vesayet rejimi, işi 28 Şubat'ta 'irtica tehdidini' bertaraf etmek üzere darbe yapmaya kadar götürdü. 'Bölücülük tehdidiyle' mücadelesinin bedeli ise PKK terörü ve büyük bir yıkımın ortaya çıkması oldu. Son tahlilde, bugün devam etmekte olan demokratikleşme sürecinin 20-25 yıl önce niye başlamadığının izaha ihtiyacı bulunmaktadır. Zamanın ruhu elbette önemli bir belirleyici olmakla beraber, sorumuzun cevabı, büyük ölçüde merkez sağ veya sol partilerin niçin vesayet rejiminin 'iç tehdit' mühendislikleriyle mücadele edemediklerinde gizlidir.

Mısır'ın güneydoğusunda Bedevilerin yoğun olarak yaşadığı Sina bölgesinden İsrail'in güneyine füze atıldığı iddiası ve sonrasında Mısır muhaberatının aynı bölgede Mossad için çalışan bir ağı çökerttiğini açıklaması, ‘25 Nisan, Sina'nın İsrail işgalinden kurtuluş yıldönümü' kutlamaları arafesine denk gelerek, ironik bir zamanlama şeklinde tezahür etti. Camp David antlaşması çerçevesinde Mısır ile İsrail arasında tampon bölge olarak dizayn edilen Sina yarımadası; Cihatçı Selefi hareketlerden, İsrail ile güçlü ilişki ağına sahip bedevi aşiretlere kadar birçok farklı aktörüyle bölge jeopolitiğinin önemli fay hatlarından biri olarak enerji biriktirmeye devam ediyor.

SETA'nın faaliyetlerinin tamamının birarada toplandığı SETA yıllığı, toplumun her kesiminin ilgilisine ufuk açıcı bir kaynak olmaya ve 2012 yılını kuşbakışı değerlendirmeye imkan veriyor.

Aralık 2011'de Amerikan askerlerinin çekilmesi İran ile Irak arasındaki ilişkilerin daha fazla gelişmesinin önündeki en önemli engelin, yani Irak'taki Amerikan etkisinin azalmasına neden oldu.

Bir sosyal mühendislik çalışmasıymışcasına, ordunun finansal harcamalarının denetlenmesi meselesi, Mısır gündeminde bilinçli zamanlamalarla yer bulmaya devam ediyor. Bu seferki zamanlama, yargı bürokrasisine karşı hazırlanan Şura Meclisi’ndeki kanun teklifini hedef alınmış durumda.  

İlk önce Merkezi Denetleme Kurumu Başkanı (MDK / Mısır Sayıştay’ı) Hişham Cenine’nin, “ordu ve polis de dâhil olmak üzere tüm devlet kurumları finansal açıdan MDK’nın gözetimi altındadır” açıklaması, ardından ordu sözcülüğünün basında haberleştirilen “MDK’nın ticari faaliyetlerini denetlemesine izin verdiğini” belirten haberleri sert bir şekilde yalanlaması, Mısır ordusunun ‘iktisadi krallığı’ daha ne kadar devam edecek tartışmasını yeniden alevlendirdi.