Alanında yetkin ve söz sahibi araştırmacıların katkı verdiği eserimiz Türk dış politikasının nabzını tutmaya devam ediyor. 2009 yılında yayın hayatına başlayan Türk Dış Politikası Yıllığı, bu eser ile birlikte on beşinci kitabına ulaştı.
Devamı
Alanında yetkin ve söz sahibi araştırmacıların katkı verdiği eserimiz Türk dış politikasının nabzını tutmaya devam ediyor. 2009 yılında yayın hayatına başlayan Türk Dış Politikası Yıllığı, bu eser ile birlikte on dördüncü kitabına ulaştı.
Devamı
Yeni küresel-bölgesel jeopolitik dönüşümü ve riskleri 'hangi lider ile karşılayabileceğimiz' 2023 seçimlerinde seçmenin cevap arayacağı başat konulardan birisi olacak.
Türkiye'ye iş birliklerini çeşitlendirme ve uzun vadede rekabet noktasında avantaj kazandırabilecek iki önemli kaynağı da genç ve dinamik insan kaynağı ile stratejik konumudur. Bu iki avantajı fırsata dönüştürmenin yolu da yeni potansiyellerin sıkı takibi, karşılıklı faydaya dayanan ikili iyi ilişkiler, yeni teknolojilerde sağlanacak üstünlük, inovasyon, girişimcilik kültürü ve Ar-Ge'ye yatırım gibi yerinde adımlardır.
Türkiye gibi yeniden iddialı oyuncuların başarısını zaman içinde değerlendirmek gerekecek. Ancak, merkez ülkelerin karşılıksız bastıkları paralarla ve borç sopası ile oluşturdukları düzen özünde sorgulanmaya başlandı.
2009 yılında yayın hayatına başlayan Türk Dış Politikası Yıllığı, bu eser ile birlikte on üçüncü kitabına ulaştı. Alanında yetkin ve söz sahibi araştırmacıların katkı verdiği eserimiz Türk dış politikasının nabzını tutmaya devam ediyor. Dış politika gelişmelerinin yanı sıra etkileri daha geniş bir zaman aralığına uzanan konular da bağımsız makaleler kısmında inceleniyor.
AUKUS güvenlik ortaklığı anlaşması nedir? Anlaşma neden yapılmıştır? Çin bu ortaklığa ne tepki vermiştir? Fransa neden tepki göstermiştir? AUKUS ortaklığı ne tür sonuçlar doğurabilir?
Devamı
2009 yılında yayın hayatına başlayan Türk Dış Politikası Yıllığı, bu eser ile birlikte on ikinci kitabına ulaştı. Alanında yetkin ve söz sahibi araştırmacıların katkı verdiği eserimiz Türk dış politikasının nabzını tutmaya devam ediyor. Dış politika gelişmelerinin yanı sıra etkileri daha geniş bir zaman aralığına uzanan konular da bağımsız makaleler kısmında inceleniyor.
Devamı
Biden yönetiminin dış politika tercihlerini anlamaya çalışıyoruz. Ortaya konulan söylemler, şimdiye kadar bizim için anlamlı bir bütün sunmuyor.
ABD ve Çin arasındaki jeopolitik ve ideolojik rekabetin tüm dünyayı kapsaması beklenmiyor. AB, Rusya, Hindistan, Brezilya, Endonezya, Nijerya, Türkiye ve Güney Afrika gibi ülkeler otonomilerini koruyarak denge siyaseti yürütecekler.
Küresel dönüşüme uyum sağlamak için yeni bir reform ajandasına ihtiyacımız var. Ajandanın başarıya ulaşabilmesi için de paketin uygulanabilir ve inandırıcı olması şart. Vatandaşı ve reel sektörü reformlara ikna etmenin yolu ise şeffaflıktan geçiyor
ABD küresel liderliği paylaşmak zorunda olduğunu anlar ve buna göre davranırsa o zaman daha az riskli ve çatışmasız bir küresel dönüşüm mümkün olabilir. Aksi bir durumda Biden'a yüklenen 'mesihçi teleojik' misyonun kaos üretmesi kaçınılmaz olacak.
Trump’ın görevde olduğu son dört yılda transatlantik ilişkilerde oluşan gerilimin, ilişkileri tahkim edeceği vaadinde bulunan Biden’ın göreve başlamasıyla birlikte kademeli şekilde düşmesi bekleniyor.
Biden yönetimi Avrupa ile ilişkilerinde makul diplomatik üslubun hakim olduğu bir iletişim ile talep ettiği desteği ancak ticari alanda taviz vererek belli bir düzeye kadar alabilecektir. Diğer taraftan ABD'nin dış politikada önceliği Pasifik bölgesinde olmaya devam edecektir.
SETA Ekonomi Araştırmacısı Mevlüt Tatlıyer, ABD-Çin ilişkilerinin geleceği ve ticaret savaşları üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Alanında yetkin ve söz sahibi araştırmacıların katkı verdiği eserimiz bu sayısıyla da Türk dış politikasının nabzını tutmaya devam ediyor. 2019’a has dış politika gelişmelerinin yanı sıra etkileri daha geniş bir zaman aralığına uzanan konular da bağımsız makaleler kısmında inceleniyor.
Bu raporda ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşını tetikleyen faktörlerin yanı sıra iki ülke arasındaki teknolojik soğuk savaşın küresel ekonomiye olan etkileri masaya yatırılmaktadır. Raporda bunlarla birlikte Birinci Faz Ticaret Anlaşması sonrası iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin bundan sonra izleyebileceği seyre dair öngörülerde de bulunulmaktadır.
Altının ons fiyatı dünyadaki belirsizlikler ve salgın nedeniyle 1.900 doları geçti. Peki yükseliş duracak mı? Salgının ikinci dalgasına dair endişeler azalınca ve ekonomilerdeki toparlanma emareleri güçlendikçe altına talep düşmeye başlar
Koronavirüs ABD-Çin arasındaki ticaret savaşını alevlendirdi. ABD, teknoloji ve sosyal medya cephelerine yoğunlaştı. Çin ise meseleyi basit bir ticaret savaşından çok ‘soğuk savaş’ olarak görüyor