Kitap:Yunanistan Krizinin Anatomisi

Bu kitap; Yunanistan’daki ekonomik krizin kökenlerini, mevcut etkilerini ve olası etkileri ayrıntılı bir şekilde incelemektedir.

Devamı
Kitap Yunanistan Krizinin Anatomisi
Kredi Derecelendirme Kuruluşlarının Amacı Not mu Soygun mu

Kredi Derecelendirme Kuruluşlarının Amacı Not mu Soygun mu?

Türkiye ekonomisi geçmiş dönemlerde derecelendirme kuruluşlarının yaptıkları operasyonlarda kırılganlığı artan, istedikleri gibi at koşturdukları ve manipüle edecekleri bir ekonomi değil.

Devamı

"AB'den çıkalım" diyenler, Türkiye korkusu etrafında bir kampanya. Bu imal edilmiş korkunun sokaktaki karşılığını net olarak gören diğer Avrupalı yöneticiler Türkiye'yi dışarıda tutma kararlılıklarını artıracaklar.

Gelişmiş ülkelerin himayesinde olan ekonomik güç dengesi yükselen ekonomilere geçti geçiyor derken, gelişmiş ülkelerin aleyhine ve yükselen ekonomilerin lehine olan sürece bir de Brexit eklendi.

Türkiye'nin dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında yer alabilmesi, finansal sistemini yenilemesi ve İstanbul'un önemli finans merkezleri içerisinde yer alması için “Ulusal Finans Sistemi Stratejisi” ne ihtiyaç artmaktadır.

Sosyal yardım sisteminin en baştan dönüşümü sağlanırken, yeni sistem için hem sosyal yardım anlayışındaki reformu, hem de uygulamaların etkinliğini gösteren yeni bir isimlendirme yapılması gerekiyor.

Suriyelilere Neden Vatandaşlık Verilmeli?

Bugün birçok Batı ülkesinin zenginliğinde göçmenlerin rolü büyük. Ekonomik kalkınmanın da, sosyal gelişmenin de önemli kaynağı, çeşitlilik. Göçmenler ise bu çeşitliliği fazlasıyla taşıyor.

Devamı
Suriyelilere Neden Vatandaşlık Verilmeli
BRICS in Başı ve Sonu

BRICS’in Başı ve Sonu

Dünün yükselen favorileri, bugün zor zamanlar yaşıyor. BRICS için bir zamanlar yemyeşil tablolar çizilirken, gelinen noktada elde kalan, Hindistan ve (sallantılı) Çin direğiyle tutunan bir blok denilebilir.

Devamı

Dallas olaylarının Amerikan toplumuna bir kez daha hatırlattığı ve geçmişte kaldığı sanılan toplumsal çatışma korkularının nüksetmesine sebep olan ırk ayrımcılığı meselesinin, toplumsal ve sosyo-ekonomik sebepleri ortadan kalkmadıkça Dallas benzeri olayların devamını göreceğimiz kesin.

Çin ekonomisi bir süredir yavaş yavaş yavaşlıyor ve hatta 2016 ilk çeyrekte de %6,7 büyüme hızı ile 7 yılının en düşüğüne imza attı.

FED bu hafta, kâinat meselesi haline getirmiş olduğu toplantılardan birini daha gerçekleştirirken, yine faizine dokunmaya kıyamadı ve federal fonlama oranı olduğu yerde kaldı.

Türkiye ekonomisinin geleceğini ilgilendiren konularda cesaret ve irade varsa çok şey değişebilir.

Ekonomik krize bel bağlayanların, sistem krizini siyasi kriz olarak lanse etmelerinin bir anlamı yok. Bu kesimin kriz tellâllığı yapmak yerine, yönetim sistemindeki değişim zorunluluğunu tartışmaları ülke için daha faydalı olacaktır.

Hem faizlerin düşmesi hem de enflasyonun düşmesi yalnızca Merkez Bankası'ndan beklenilemez. Bu dönemde, Merkez Bankası'nın yanı sıra, bankalar ve BDDK'nın da süreçte yer alması gerekiyor.

Türkiye gibi gelişmekte olan ekonomilerde, siyasetten bağımsız bir ekonomiden bahsedemeyiz. Aslında bu durum, yalnızca gelişmekte olan ülkeler için geçerli değil.

Başkanlığa Murat Çetinkaya'nın atanması, bankanın içeriden atama ve kurumsal devamlılık geleneğini sürdüren bir adım olduğu için piyasalar tarafından olumlu karşılandı.

Bu yeni dönemde Türkiye'de politika yapıcıların, akademisyenlerin ve iş dünyası temsilcilerinin Merkez Bankası için alternatif hedeflerin neler olabileceğini tartışmaları gerekmektedir.

Merkez Bankası yönetimi gibi hayati bir mevzunun, yanlış hesaplar, ezberler veya çatışmalarla yolunu kaybedip yanlış istikamete yönelmemesi gerekiyor.

Türkiye, bugün "yeniden kazanılmaya çalışılan" bir aktör konumunda. Bunun nedeni bölgemizdeki farklı aktörlerin giderek derinleşen iç mücadeleleri. Türkiye için esas olan ise, bu süreci kendi milli menfaatleri namına değerlendirmek.

Hem 2016 yılı ekonomik büyümesi için, hem de Türkiye'nin gelişmiş ülke ekonomiler arasına girebilmesi için, 2012 yılında büyüme hedefinin düşürülmesine neden olan problemlerin çözülmesi elzem.

İstanbul Finans Merkezi (İFM), faizsiz finansal araç alternatifi sunarak, sermaye sahiplerinin yatırımlarını Türkiye'de değerlendirmesinde öncü rol üstlenebilir.