Tıpkı ABD ve birçok dünya ekonomisi gibi bizim de, kaynak dağılımını verimlilik perspektifinden dizayn etmemiz gerekiyor.
Devamı
Türkiye ekonomisinin uzun vadeli dönüşümüne serinkanlılıkla bakabildiğimizde, güçlü finansal düzenleme yapısı, bankacılık sistemi ve mali disiplin uygulamasının makroekonomik krizlere karşı güçlü bir koruma oluşturduğunu görebiliriz.
Devamı
Türkiye bir yandan terör örgütleri ile mücadelesinde başarı kazanırken aynı zamanda, siyasi ve ekonomik krizlerle mücadele ediyor.
Güzel ülkemize ve ekonomimize vereceğimiz en gerekli ilaç güven dolu ve sükûnetli bir ortam iken, dış mihraklar da ne yazık ki canımızı yakmaya devam ediyor.
SETA Ankara Genel Koordinatör Yardımcısı Muhittin Ataman Başbakan Binali Yıldırım'ın Moskova temasları üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye ekonomisinin şu anda yaşadığı sıkışıklıkta ve kuşatmada son 3 yılda yaşadıklarımızın önemli rol oynadığı açık değil mi?
Şimdi militanlar ülkede ekonomik kriz çıkarmaya çalışıyorlar. Ah bir kriz çıksa, ülke alt üst olsa, işyerleri kapansa, ocaklar tütmese, babalar işsiz evlatlar aç kalsa...
Devamı
TÜSİAD, bu kritik dönemde kimin değirmenine su taşıdığının farkına varmalı. Ekonomi konularında pozitif ve yapıcı bir dil kullanılması gerekiyor.
Devamı
SETA, “AK Parti’nin 15 Yılı” başlıklı dört ciltlik kitap projesi hazırlayacaktır. Ciltlerin içeriği İç Politika, Dış Politika, Ekonomi ve Toplum konu başlıklarından oluşacaktır.
Kısa sürede 200 milyar lira büyüklüğe ulaşması hedeflenen Türkiye Varlık Fonu, kısa vadeli ekonomik şokların önüne geçilmesinde sigorta görevi üstlenecek.
“Dolar yükselmeye devam edecek mi?” endişesinin yerine, ülke ekonomisinin makroekonomik göstergelerini güçlendirecek adımlara ihtiyaç var.
Bu kadar süre faiz indirimine dair hiçbir şey yapmadan bekleyerek, bankalar önemli bir kâr ettiler. Ancak bireysel veya kurumsal kazanımın orta ve uzun vadede ülke ekonomisine de katkı yapması gerekir.
Türkiye ekonomisinin yıllarca yumuşak karnı olan finansal sistemin kırılganlıkları kullanılarak yapılan ve yapılması muhtemel girişimlere karşı verilecek en iyi cevap, yine aynı alanda, yani finansal sistemin güçlendirilmesinden gelir.
Türkiye de tıpkı Rusya ve Brezilya gibi özellikle Gezi ve 17-25 Aralık süreçlerinden bu yana ABD ve Avrupa’daki yaygın dezenformasyon ve dış politika tercihlerindeki stratejik ayrışma sonucu derecelendirme kuruluşlarının hedefe koydukları ülkelerden biri haline gelmiş durumda.
Kur savaşı ile ticaret rekabetinde kendilerine daha avantajlı bir pozisyon sağlamayı hedefleyen ülkeler, bu yolla ulusal paralarının değerini düşürerek ihracatlarını artırmaya çalışıyor. Bu politika “rekabetçi devalüasyon” olarak adlandırılıyor.
Kredi derecelendirme kuruluşlarının kararlarındaki tutarsızlık ve yanlılık, artık gelenek haline geldi. Bu durum, özellikle ülke ekonomilerine getirdiği maliyet dikkate alındığında, bir suç oluşturuyor.
2008 küresel ekonomik krizinden başarıyla çıkan, tüm kaos ve darbe girişimlerine güçlü duran ülke ekonomisini görmezden gelen kredi derecelendirme kuruluşlarının birden Türkiye'ye karşı ilgileri arttı.
Yakın geçmişte gelişmiş ülkelerin gündemine girmeyen fakir ve gelişmekte olan ülkelerin, ortaya çıkan gelirden gelişmekte olan ülkelerin nasıl yararlanacağı öne çıkmaya başladı.
Göreve geldikten sonraki ilk söyleşisini Kriter’e veren Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Çetinkaya, merkez bankacılığı tartışmaları, TCMB’nin para politikası, 15 Temmuz ve ekonomi yönetimiyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Çetinkaya, Kriter Genel Yayın Yönetmeni Fahrettin Altun’un sorularını yanıtladı.
TCMB bu süreçte faiz koridorunun üst bandını 25 baz puan indirerek de çok cesur bir adım atmıştır. TCMB’nin siyasi olarak çalkantılı dönemlerde faiz artırımı kararı aldığına geçmişte birçok kez şahit olduk. Faiz indirimi kararına rağmen kur ve borsa endeksinin buna olumsuz tepki vermemesi Türkiye ekonomisinin istikrarı ile ilgili piyasalara önemli bir mesajdır.
Küresel Finans Krizi’nden bu yana iktisat politikaları ile ilgili hararetli tartışmalar yaşanıyor. Krizden önce birçoklarının adeta iman ettiği neoliberal tandanslı politikalar günümüzde ciddi bir şekilde sorgulanıyor.