SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Murat Yeşiltaş, TRT 1 ekranlarında yayınlanan Enine Boyuna programında, batılı ülkelerin gündeminde yer tutan demokrasi krizi tartışmaları üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Devamı
İsveç, bayramın birinci günü kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim'in polis koruması altında yakılması ile yeniden gündemde. Ocak ayındakine benzer şekilde Stockholm'deki bir cami önünde işlenen bu menfur eylemin özgürlükle uzaktan yakından bir alakası yok. Aksine Müslümanların kutsallarına karşı işlenen bir nefret suçu ve apaçık bir tahrik. Meselenin Batı ve Müslümanlar boyutundan önce Türkiye ve İsveç kısmına bakalım. Malum, PKK ve FETÖ mensuplarına İsveç'te örgütlenme, finans bulma ve gösteri yapma alanında tanınan serbestlik Türkiye tarafında eleştiriliyor. Ankara, Stockholm'ün NATO üyeliğini onay vermek için terörle mücadelede verdiği sözleri tutmasını bekliyor. Bu konuda yeterli ilerleme sağlamayan Stockholm hem PKK'lıların gösterilerine hem de polis korumasında Kuran yakılmasına izin veriyor. Her ikisi de ya aymazlık ya provokasyon. Ya da gerçekte İsveç'in NATO üyeliğini istemediğini düşündürüyor. Menfur eylemin Avrupa ve İslam karşıtlığı boyutu daha az sorunlu değil.
Devamı
İsveç'te bulunan terör örgütü ile doğrudan veya dolaylı bağlantılı kesimler Batı kamuoylarının itibar ettiği kavramları kullanarak ve bu ülkelerin diplomatik ve siyasi çerçevesinin verdiği ferahlıkla yaptıkları yasadışı birçok faaliyeti rahat bir şekilde sürdürdüler.
İsveç’in NATO’ya üyeliğine dair Türkiye ile imzaladığı mutabakatın kapsamı nedir? İsveç, mutabakata ne derece uygun tavır sergilemektedir? İsveç’te gerçekleştirilen dini değerlere saldırı eylemlerini ya da terör örgütü yandaşlarının faaliyetlerini ifade özgürlüğü ile bağdaştırmak mümkün müdür?
SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Nebi Miş, İsveç’te gerçekleşen çirkin eylem üzerine değerlendirmelerde bulundu.
SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Murat Yeşiltaş, İsveç’te gerçekleşen çirkin eylem üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Danimarkalı aşırı sağcı siyasetçi Paludan'ın Kur'an-ı Kerim yakma alçaklığı çok yönlü bir "İslam karşıtlığı, Batı ve Türkiye" tartışması başlattı. Öncelikle İsveç devleti, Stockholm'deki Türk büyükelçiliği yakınında gerçekleştirilen bu nefret suçuna BM ve Avrupa Konseyi Sözleşmeleri'ne aykırı olarak izin vermiştir. Özgürlükler ve demokrasi ile ilgisi olmayan bu tavır Avrupa'da son yıllarda ana akım siyaseti dönüştüren İslam karşıtlığını teşvik etmektedir.
Devamı
SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, İsveç’te gerçekleşen çirkin eylem üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Devamı
İsveç’te Kur’an-ı Kerim’e yönelik saldırıyı diğer nefret suçlarından ayıran husus nedir? Kur’an-ı Kerim’e yönelik son saldırıya İsveç yetkilileri nasıl yaklaşıyor? Kutsal değerlere yönelik nefret/hakaret içeren söz ve eylemler neden ifade özgürlüğü olarak değerlendirilemez? İsveç’in tutumu uluslararası insan hakları hukukuna uygun mu? Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) 2018’de verdiği karar dini değerlere yönelik saldırılara ilişkin ne ifade ediyor?
Son yirmi yılda Türk modernleşme tecrübesinin kimlik taleplerini karşılama performansı zenginleşti. Türk toplumunun yeni sosyolojisi bunun en önemli göstergesidir. Bütün gençlik çalışmaları kapsayıcı politika ve söylemin önemine işaret etmektedir.
Avusturyalı siyasilerin mutat Türkiye düşmanlıklarında yeni bir perde açıldı. Türkiye karşıtı bu yeni dalgada 11 Ekim 2020 tarihinde yapılacak olan Viyana Eyalet seçimlerinde oy artırma hesapları önemli bir rol oynuyor. Zira Başbakan Kurz aşırı sağcı FPÖ’ye ihtiyaç duymadan da aşırı sağcı söylemleri hem dillendirebildiğini hem de uyguladığı göstermek istiyor. Daha genel anlamda ise ülkedeki Türk diasporasının baskılanarak sindirilmek istendiği görülmektedir.
Mısır tarihinde demokratik seçimlerle ülkenin başına gelen ilk ve tek Cumhurbaşkanı olan Muhammed Mursi, demokrasinin ve hukukun bütün kurallarını ihlal eden bir darbeyle iktidardan devrilmesinin ardından pazartesi akşamı mahkeme salonunda şehadete erdi...
Irkçılıkla mücadeleyi yalnızca anti-semitizm ile mücadeleye indirgeyip Müslümanları ve diğer yabancıları hedef alan ve her geçen gün artan saldırıları hafife almaları, yaptıklarının toplum ve devlet tarafından tolere edildiği düşüncesine kapılan ırkçı kesimleri cesaretlendirip sürekli sayılarını artırdı.
Geride bıraktığımız haftalarda Almanya’daki camilere hangi saldırılar gerçekleştirildi ve bu saldırıların geçmişteki saldırılarla benzerlikleri nelerdir? Müslümanlara ve mabetlerine yönelik saldırıların hukuki ve toplumsal sonuçları nelerdir? Alman siyaseti ve medyası saldırılara nasıl tepki verdi? Almanya’daki Müslümanlar ve Türkler saldırılara nasıl tepki verdiler? Cami dernekleri ve Alman polisi arasındaki ilişki hangi boyuttadır ve Almanya’daki Müslümanları gelecekte ne beklemektedir?
Batı ülkelerindeki yabancı düşmanı ve İslam karşıtı partiler ve onların medyadaki, bürokrasideki ve toplumun değişik kesimlerindeki uzantıları sonuçlarını bilerek ve isteyerek ırkçı ve faşist propagandalarını yapıyorlar.
Kur’an’ı değiştirme girişiminin arka planı nasıl açıklanabilir? Bu girişimin düşünsel temelleri nelerdir? Manifestoyu imzalayanların İslamofobi networkü ile bağlantısı var mıdır? Bu manifestonun esas amacı nedir?
AK Parti kurulduğu 14 Ağustos 2001’den sonra girdiği ilk seçim öncesinde 3Y yani yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar ile mücadele edeceğini vurgulayarak seçmenin karşısına çıkmıştı. Gelinen noktada AK Parti’nin 16 yıllık hükümet etme dönemlerinde en başarılı olduğu alanlardan birinin yasaklarla mücadele olduğunu söylemek gerekir.
“Yeni Yahudi Aleyhtarlığına Karşı Çağrı” manifestosu Fransa’da yaygın olan İslam düşmanlığının bir yansıması mıdır? Manifestoyu kim yazdı ve imzalayan 300 kişi kim? Manifestonun yayımlanmasının ardından Fransa’da ne tür tartışmalar yaşandı? Manifestonun Kur’an-ı Kerim’den bazı ayetlerin çıkarılması çağrısı ne anlama geliyor? Bu manifesto Yahudi aleyhtarlığıyla ne ölçüde mücadele ediyor?
Dini anlayış güncellenir. Bu dini metnin doğası, dindarın zihni, toplumsal gerçeklik ve zaman içerisinde gerçekleşen değişim arasındaki doğal dinamik ilişkilerin doğasından kaynaklanır.
Dinî anlayış güncellenir. Değişim, değer yargılarından bağımsız olarak yaşadığımız bir olgudur. İyi de, kötü de olabilir. İkinci olarak ise insanlık birikimini takip ederek dindarın bilgisi gelişir ve derinleşir.