Turistlerin İştahı Kaçarken

2015'te turist çekim gücümüz neden durakladı?

Devamı
Turistlerin İştahı Kaçarken
Yeni Bir Kriz Olmadan

Yeni Bir Kriz Olmadan...

Basın özgürlüğünü "medya mensuplarının kanunlar önündeki imtiyazı" gibi görenler ya da "Türkiye'yi sıkıştırmanın bir aracı" olarak değerlendirenler aradan çekilsin. Bu tartışmayı biz sahici bir şekilde sürdürelim.

Devamı

Doğu-Güney ve Güneydoğu Asya, Latin Amerika, Sahra-altı Afrika gibi bölgesel havzalar Türkiye’nin hem kamusal hem de özel aktörler üzerinden çok daha görünür olması gereken coğrafyalar.

Toplum adına hareket etmesi gereken tüm medya organlarının muhalefet şehvetinden ve ideolojik tereddütten kurtularak ortak payda etrafında hareket etmesi gerekir.

Küreselleşme ve görece hızlı zenginleşmenin getirdiği kültürel hazım sorunları, etik problemler, piyasa çarpıklıklarını meşru görme anlayışı ve aşırı pragmatizm, muhafazakar girişimcileri de etkiliyor.

İran Cumhurbaşkanı Ruhani'nin ambargonun kaldırılmasından hemen sonra vakit kaybetmeden Çin'den Avrupa ülkelerine kadar geniş bir yelpazede yatırım ve ticaret turuna çıkması, tüm tarafların İran'ın küresel ekonomiye entegre olmasını istediğini gösteriyor.

Gerisi Hikaye!

Tarihin bu kritik evresinde, ülkesinin milli menfaatlerini gözeten herkes Türkiye'ye içeride ve dışarıda yürüttüğü bu mücadeleye destek vermek durumunda. Türkiye'nin daha iyi nasıl sonuç alabileceğine ilişkin elbette farklı yol ve yöntemler önerilebilir. Fakat Türkiye'nin köşeye sıkışmasından zevk almak, bunun için uğraşmak kabul edilemez.

Devamı
Gerisi Hikaye
Başkanlık Sistemi ve Siyasal Kültür

Başkanlık Sistemi ve Siyasal Kültür

Başkanlık sistemi tartışmalarını yürütürken, siyasal kültürün demokratik ve istikrarlı bir yapıyı ortaya çıkarabilecek yönüne yoğunlaşmalıyız.

Devamı

Küresel ekonomik sistemdeki yoğun rekabet ve işbölümü içinde size biçilen rolü değiştirmek çoğu zaman sıra dışı politika ve kurumlar geliştirmekten geçiyor.

İslam medeniyetindeki fay hatlarıyla oynanmaktadır. Ancak unutmamak lazım ki İslam medeniyeti içindeki fay hatlarının basit bir siyaset aracına dönüştürülmesi tüm alanlardaki krizleri derinleştirmektedir.

Türkiye’de İsrail’e ilişkin meseleler gündemin aceleciliğine kurban ediliyor ve konunun arka planı çoklukla es geçiliyor. Bu bakımdan “İsrail’i Anlama Kılavuzu” İsrail’in genel siyasi yapısını anlamaya dönük bütünlüklü bir İsrail çalışması niteliğinde.

Türkiye’nin Gençlik Profili, Türkiye’de gençlerin sosyokültürel beğenilerini ve serbest zamanlarını nasıl değerlendirdiklerini ortaya koyan şu ana kadar yürütülmüş en kapsamlı araştırma konumunda.

''Toplumun, Kültür Politikaları ve Medyanın Kültürel Süreçlere Etki Algısı'' başlıklı kamuoyu araştırmasının sonuçları açıklandı.

Türkiye’deki stratejik araştırma merkezlerinin  dış politİka ve güvenlik kültürünün belirlenmesindeki rolleri

Hükümetin yükseköğretim alanında neler yaptığını, gençler için hangi fırsatları yarattığını daha iyi anlatması gerekiyor.

İnsanın “homo economicus” olarak nitelendirildiği modern dönemin karakteristik özelliklerinden biri, hiç kuşkusuz tüketim kültürünün hayatın her alanını kuşatmış olması. Ontolojisini “kaynakların sınırlı, ihtiyaçların ise sınırsız” olduğu yaklaşımına dayandıran modern iktisat, sürekli ve daha fazla tüketimle beslenen kapitalist bir kâr döngüsünün de zemini oldu. Sürekli kârla hayatta kalabilen bu kapitalist döngü, öyle ya da böyle her zaman daha fazla üretmek ve ürettiği ürünlerin tüketilmesini sağlamak durumunda. Sömürgecilik dönemindeki yeni pazar arayışlarını kan dökmek yoluyla sürdüren bu kapitalist döngü, 20. yüzyılın özellikle ikinci yarısından itibaren daha “yumuşak” araçları kullanmaya başladı. Bu “yumuşak” araçların başında gelen medya, bugün başlı başına bir tüketim dünyası oluşturdu. Artık yaşamak için tüketen değil, tüketmek için yaşayan insanların olduğu bir dünyada yaşıyoruz.

Uluslararası sistemin önemli aktörlerinden biri olma yolunda hızla ilerleyen Türkiye, bölgesel etki gücünü artırmakta ve bir denge unsuru olarak gücünü pekiştiriyor. Ancak Avrupa Birliği üyelik müzakereleri, Kıbrıs sorunu, Türk-Ermeni ilişkileri, Türkiye-ABD ilişkileri, Irak başta olmak üzere Ortadoğu’daki gelişmeler sıcak tartışma konuları olarak Türkiye’nin gündemindeki yerini koruyor. Öte yandan laiklik ve din, Kürt sorunu, Alevilik meselesi, anayasaya değişikliği, yargının tarafsızlığı ve medya-siyaset ilişkileri gibi konular iç politika tartışmalarının odağında yer almaya devam ediyor.

Geçtiğimiz Temmuz ayında Washington’da yapılan bir toplantıda ABD’nin eski Türkiye büyük elçilerinden biri AKP hükümetinin önünde duran büyük sorunları değerlendirirken, en büyük meydan okumanın AB üyeliği, ekonomik başarı yahut PKK meselesi değil, Türkiye’deki kültür savaşını kazanıp kazanmayacakları olduğunu söylüyor. Büyük elçiye göre AKP’nin meşruiyet savaşı, hükümet etme performansı değil, kültür savaşında izleyeceği politikalar tarafından belirlenecek.Büyük elçinin ifadesiyle bu ‘50 yıllık kültür savaşı’, AKP’nin ne kadar gündeminde bilemiyoruz. Fakat şu kadarı açık: Amerikalılar Türkiye’de yükselişe geçen Amerikan karşıtlığını büyük bir kültür savaşının parçası olarak görüyor

Her yılın bahar mevsiminde Mali’deki ünlü Cenne caminin duvarlarına yeni bir kat çamur atılır. Yağmurların erittiği çamur tabakalar, yenileriyle değiştirilir. Yaşlı genç, kadın erkek, zengin fakir herkesin katıldığı bu festivalde çamur cami, her yıl yeniden imar edilir. Atılan her yeni çamur tabakası, caminin asli kimliğini muhafaza ederken ona yeni bir hayatiyet kazandırır. Afrika Islamının bu mimari harikası çamur camisi, her yıl çamurla ve insan eliyle yeniden hayat bulur. Cenne, maddesi sürekli değişen, sureti aynı kalan bir cevher gibidir.  

Varşova, 9 Mayıs 2006 tarihinde Avrupa ve ABD’de kültürel çoğulculuğun yaşadığı krizleri masaya yatıran uluslararası bir toplantıya ev sahipliği yaptı. Çok sayıda ülkeden katılımcının hazır bulunduğu ve tartışmalara katkıda bulunduğu toplantı Büyükelçi Ömür Orhun’un himayesinde yapıldı. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) bünyesindeki Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Ofisi’nin organize ettiği toplantının konusu “Kamusal Söylemde Müslümanların Temsili ve Varşova’da tam gün süren ve bir hayli yoğun geçen toplantıya bilim adamları, politikacılar, medya mensupları ve çeşitli platformlarda Müslümanları temsil eden sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı. “Kamusal alanda Müslümanların yansıtılışı”, “İslam karşıtı kamusal söylemin etkileri”, “Pozitif bir aktör olarak medya: Medya çoğulculuğa saygı ve anlayışı nasıl geliştirebilir?” ve “Siyasal söylemde Müslümanların temsilinin geliştirilmesi” ana başlıkları altında sekiz konuşma yapıldı ve her oturumun akabinde uzun uzun tartışmalar yapıldı. Katılımcıların uzmanlığı ve deneyimi toplantının verimli geçmesini sağladı.

SETA PANEL Oturum Başkanı:     Doç. Dr. Talip Küçükcan     SETA Konuşmacılar:     Doç. Dr. Tayfun Atay     A.Ü.D.T.C.F. Öğretim Üyesi     Ahmet Güngören     Antropolog - Yazar Tarih: 26 Nisan 2006 Çarşamba Saat: 18.00 - 20.00 Yer: SETA, Ankara