Doğrudan Yabancı Yatırımlar için Yeni Bir Hamle Lazım

Türkiye, sahip olduğu ekonomik ve siyasi istikrar ile doğrudan yabancı yatırımların yönleneceği, yabancı yatırımlar için merkez olacak ülkelerin başında gelmektedir.

Devamı
Doğrudan Yabancı Yatırımlar için Yeni Bir Hamle Lazım
2016 Yapısal Reform Yılı Olacak

2016 Yapısal Reform Yılı Olacak

Eylem Planı'nda seçim vaatlerine yer verilmesi, üstelik bu vaatlerin yerine getirileceği takvimin belirlenmesi, 2016 yılıyla yeni bir icraat döneminin başlayacağının da işareti.

Devamı

AK Parti’nin sorumluluğu muhalefetin makul kısmını da ikna ederek Türkiye için yeni bir anayasa yapıp toplumsal mutabakatı sağlamaktır.

G20, mevcut krizin etkilerini azaltacak ve yeni krizleri önleyecek reformlara öncülük edecek bir platform olarak görüldü.

Seçim kampanyalarında popülizme her daim aşinayız. Bu kısa seçim döneminde dikkat çeken vaatlerden biri ise, kredi kartı borçlarıyla ilgili CHP söylemi oldu.

Ülke ekonomisinin en can alıcı sorusu bu: “Türkiye yüksek gelir grubuna girebilir mi?”

Esad'ın Dayanakları ve Son Kullanma Tarihi

Suriye rejimi, muhalefetin yürüttüğü tipik bir hak mücadelesini mezhepsel mücadeleye dönüştürmeye çalışıyor ve bunu kendisi için bir hayatta kalabilme stratejisi olarak kullanıyor.

Devamı
Esad'ın Dayanakları ve Son Kullanma Tarihi

AB Borç Krizi ve Türkiye'de Ekonomik Büyüme

Küresel kriz ve piyasaların belirsizliğinin devam ettiği bu dönemde, Türkiye ekonomisinde hem kamu bütçe dengesi sağlanmış hem de yatırım yapılabilir bir ortam oluşmuştur.

Devamı

İsrailli komandolarının uluslararası sularda 9 sivili katlettikleri Mavi Marmara saldırısının üzerinden bir seneyi aşkın bir süre geçti.

Son on yılda ABD'nin yaşadıklarına hızlı ama dikkatli bir bakış bile dünya sistemine dair derin değişimin fay hatlarını görmemizi sağlayabilir.

Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP içindeki adı konulmamış bazı görünmez engeller kadar sınıfsal engelleri de aşması gerekiyor. CHP içindeki 'kentli, beyaz Türk, Kemalist' ekibin, Kılıçdaroğlu'na kolay kolay teslim olmayacağı ve atılan her adıma bunun Amerikancı bir hamle olduğu yönündeki reaksiyonları partideki çatlamayı derinleştirebilir. Kılıçdaroğlu'nun CHP'ye getireceği yeni siyaset, hem kendisinin hem de partinin geleceğini belirleyecek.

PKK'nın tek taraflı ve resmen ilan ettiği, güvenlik kuvvetlerinin ise fiilen uydukları eylemsizlik süreci, son anda uzatılırken nihai karar haftaya ertelendi. Pazar günü Ankara'da toplanan sürpriz güvenlik zirvesinin ardından KCK tarafından uzatılan eylemsizlik süreci gözleri bir kez daha Abdullah Öcalan ve PKK'ya çevirdi. Güvenlik zirvesi sonrası yapılan yazılı açıklamada, terör meselesi ve ülkenin iç ve dış güvenliğinin ele alındığı ilan edilse de temel gündemin 'eylemsizliğin sona ermesi' olduğu muhakkak. Eylemsizliği son anda uzatan örgüt, bunu KCK tarafından kamuoyuna duyurarak devlete ve siyasete mesaj vermeye çalışıyor. Kürt meselesi hakkında toplumsal farkındalığın bu derece yükseldiği ve sorunun yönetilmesinin zorlaştığı bir dönemde 'Bundan sonra ne olacak?' sorusu hayati bir anlam ifade ediyor. Eylemsizlik devam edecek mi, yoksa yeni bir şiddet dalgası mı yükselecek? Eylemsizliğin devam etmesinin veya şiddetin yeniden başlamasının toplumsal/siyasal sonuçları olacak mı? Eylemsizliğin kalıcı olması durumunda belli ki fazla bir problem yaşanmayacak ve sorunun bir kez daha demokratik yollardan çözümü denenecek. Aksi durumda ise sorun öngörülmedik biçimde büyüyecek ve tamamen kontrol edilemez hale gelecek. Bu anlamda haftaya ertelenen karar her ne yönde olursa olsun hem Kürt meselesinin hem de Türkiye'nin geleceğini derinden etkileyecek.

Dış borçların yapısı, borç krizleri ve stand-by anlaşmaları, borçlanmayı azaltmak ve sürdürülebilir bir borç yönetimi için öneriler... Dış borç Türkiye gibi yükselen piyasalar ve azgelişmiş ülkeler için en önemli problemlerden birisi olmuştur. Artan borçlar hem borç yükünü artırmış hem de dış borç anapara ve faiz ödemelerini ağırlaştırmıştır. Bu da borç ile finanse edilen yeni yatırımların üretim hacminde sağladığı artışların giderek azalmasına ve bir noktada üretimdeki artışların, dış borçların ödenmesi için gereken anapara ve faizlerin altına düşmesine neden olmuştur. Dolayısıyla, makroekonomik istikrarın sağlanması için gereken en temel unsurların başında, borcun sürdürülebilirliğinin sağlanması ve borç yükünün makul seviyelere indirilerek bu seviyelerde tutulması gelmektedir. Dış borç sorununun başladığı 1950- 1960’lı yıllar, yüksek borçlanma nedeniyle hem IMF ile stand-by anlaşmaların yapıldığı hem de borç ötelemelerinin yoğun olduğu bir dönem olmuştur.

Yükseköğretimin yeniden yapılanması gerektiği sıklıkla ifade edilmiştir. Bu tartışmalarda dünyadaki çağdaş uygulamalar örnek gösterilmektedir. Özellikle Bologna sürecinin Türkiye'deki yükseköğretim sorunlarının bir kısmını çözebileceği iddia edilmektedir. Oysa Avrupa'daki üniversitelerin idealleştirilmesi, Avrupa üniversitelerinin yaşadığı güncel dönüşümü ve sorunları görmeyi engelliyor. Avrupa yükseköğretimi Amerika'yı izlemektedir. Paradoksal bir şekilde, Amerikan yükseköğretimi daha fazla farklılaşmakta iken Avrupa yükseköğretimi artık daha fazla standartlaşmakta ve bürokratikleşmektedir. 

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu' nun Afganistan ziyareti bu ülkeyi yeniden gündemimize getirdi. Amerika ve uluslararası koalisyon geçtiğimiz 8 yılda Afganistan'da vaat ettiklerini yerine getiremedi. Uluslararası medya, Afgan medyası, Afgan sokağı kıyasıya nerede yanlış yapıldığını tartışıyor.  

ABD Başkanı Barack Hüseyin Obama’nın 1995’te, siyaset macerasına atılmadan yıllar önce yayımlanan Babam’dan Rüyalar: Bir Irk ve Miras Hikayesi kitabı, ‘Aslında çok farklı bir kitap yazmaya niyetlenmiştim’ cümlesiyle başlıyor

2007 yılı içerisinde Türkiye’ye gelen doğrudan yabancı sermaye 21.9 milyar dolara ulaştı. 2001 senesine kadar 1 milyar doları yakalayamamış olan yabancı sermaye girdisi, 2001-2003 arasını iniş çıkışlarla, 2003 sonrasını ise artan trendle geçirdi.

Geçen ay içerisinde hükümet yeni eylem planını açıkladı. 2008-2012 dönemi için hazırlanan eylem planı ‘acil’ sıfatıyla beraber sunuldu. Bundan birkaç ay önce de bir başka acil eylem planı seçim sonrasında açıklanmıştı.

Finansal sistemde yaşanan sıkıntıların eş zamanlı bir şekilde dünya genelinde hissedilmesi artık alışmamız gereken bir olgu haline geldi. Sisteme müdahil olanların, nimetlerinden nasiplenmesi kadar “yaratıcı tahripkarlıktan” paylarına düşenleri de almaları gerekiyor. Beklenti-finans teknikleri-balon kıskacında ortaya çıkan krizler arızi değil yapısal marazların ürünü. Geçen ay boyunca yaşanan Amerikan ipotekli ev kredileri kaynaklı kriz finans kapitalizminin doğal sonuçlarından bir tanesiydi.

SETA KONFERANS Konuşmacı:     Dr. Hasan Yavuz     Başbakan Danışmanı / Marc Bloch Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih: 14 Mayıs 2007 Pazartesi Saat: 15.00 Yer: SETA, Ankara