Resesyonun yılı 2023’te Türkiye

Türkiye, yeni markalar oluşturarak, katma değerini artırarak, söz sahibi bir ülke konumunu güçlendirerek krizi fırsata dönüştürüyor. Artık, adım adım, kendi özgün politikalarını belirleyen; kimseyi taklit etmek zorunda kalmayan ve kimseye yaranmak zorunda olmayan bir Türkiye gerçeği oluşuyor.

Devamı
Resesyonun yılı 2023 te Türkiye
Enflasyonun Yılı 2022'den Dersler

Enflasyonun Yılı 2022'den Dersler

İhracat rekorlar kırarken; ithalat da artıyor. Enerji burada temel risk faktörü. Kur kaynaklı ithalat fatura artışı da diğer bir faktör. Dış ticaret açığı, 2022'de 110 milyar doları buldu. Yeni yılda, ithalat, cari açık ve enerji açığının azaltılmasına daha fazla odaklanmak gerekiyor.

Devamı

Pekin'in teknolojik kapasitesiyle rekabet bölge genelinde zor. ABD ve AB gibi küresel güçler de benzer bir sürece maruz kaldı ve Çin ile dış ticarette rekabet etmekte zorlandı. Sonuç itibariyle Afrika-Çin arasındaki ilişkiler adaletli değil ve her geçen gün Çin'in daha fazla yarar gördüğü kronik bir süreç oluşmuş durumda.

Güçlü kurumsal yapılar, artan teknoloji yatırımları ve yeni başarılı girişimleri, girişimci kültürü, sağlam ve güçlü altyapısı, Avrupa ile yakın ticari bağları ve 100 milyona doğru yaklaşan nüfusu ile Türkiye, önümüzdeki on yılların yıldızı olabilir.

Ukrayna, bugün, Batı'dan finansal ve savaş desteği talebini devam ettirirken; Rusya ise savaşın başlaması ve mevcut gidişat ile ilgili Batıyı eleştirmeye devam ediyor. Rusya'nın daha yoğun Batı desteği ve NATO tankları gelmeden, hızlı bir zafer kazanma arzusu, savaşı bahar döneminde şiddetlendirebilir. Batıda (örneğin ABD'de Cumhuriyetçiler ağırlık kazanıncaya dek) Ukrayna'ya desteğin devam etmesi bekleniyor. Bu doğrultuda da ekonomik etkilerin yeni yılda da biraz hız kesse de devam etmesi bekleniyor.

Felaket bölgesini kapsayan şehirlerin yeniden imar edilmesi ve hayatın normale dönmesi için kamuya büyük görevler düşmektedir. Çin, Japonya ve Endonezya’da olduğu gibi zararın en aza indirilmesi ve şehirlerin ekonomik olarak normale dönmesi vatandaşların sosyal şartlarını da iyileştirecektir. Özellikle binaların inşası sonrası ek kamu yatırımlarıyla bölgenin eski yıllara kıyasla daha da üretken bir yapıya kavuşturulması sağlanabilir. Türkiye’nin ekonomik ve finansal kaynakları yetişmiş insan gücüyle bölgenin yeniden inşasında ve iktisadi olarak normalleşmesinde büyük rol oynayacaktır. Afet Yeniden İmar Fonu’nun hayata geçirilmiş olması da ticari ve fiziki rehabilitasyona katkı sağlayacaktır.

40 Yıllık Bir Banka 36 Saatte Nasıl Batar?

Bugün yaşadığımız Credit Suisse, Deutsche Bank, SVB, Signature ve Silvergate krizleri de bunun yeni halkaları. Kaliforniya'daki 40 yıllık SVB de regülatörler tarafından kapatıldı. Banka, gelen yoğun bankaya/mevduata hücuma cevap veremeyerek 36 saatte battı. Örneğin, sadece 9 Mart'ta bankadan 42 milyar dolar mevduat çekilmişti.

Devamı
40 Yıllık Bir Banka 36 Saatte Nasıl Batar
Çin Yuan'ının Geleceği

Çin Yuan'ının Geleceği

Enerji ödemelerinin Yuan ile gerçekleştirilmesi Petrol Krizleri sonrası kullanım oranı artan dolar süreci gibi bir dönemi beraberinde getirebilir. Ancak Çin için bir problem alanına dönüşen Tayvan Meselesi, ABD öncülüğünde alınabilecek tedbirleri Yuan'a karşı çevirebilir.

Devamı

Borç limiti restleşmesinin siyasi bir krize dönüşmemesi Biden için kritik önem taşıyor.

Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, F-16 uçaklarının yerli aviyoniklerle modernize edilmesiyle ortaya çıkan F-16 Özgür'ün 2023'te sahada görülebileceğini bildirdi.

ABD’nin 31,5 trilyon dolara yaklaşan borcunun dişe dokunur seviyede azaltılabilmesi için federal devletin sosyal güvenlik ve savunma harcamalarında önemli kesintilere gitmesi gerekiyor. Seçimlerde yüksek katılımla oy veren yaşlı ve emekli nüfusunun doğrudan etkileneceği için iki parti de sosyal güvenlik programlarından kesinti yapmayı göze alamıyor. Amerikan federal hükümetinin sosyal devlet olmamasına rağmen bu kesimlerin kazanılmış sosyal haklarına dokunmak siyasi intihar anlamına geliyor.

Bugünlerde belki de en fazla akla takılan sorulardan biri de Türkiye'nin özellikle de seçim sonrası enflasyonu nasıl düşürmeyi ve Türk lirasını nasıl desteklemeyi planladığı konusudur. Dahası, politika yapıcılar neden tıpkı Fed veya ECB'nin yaptığı gibi faizleri artırmıyor? Elbette, daha öncelikli olarak enflasyon konusu önemlidir. Bununla birlikte, Türkiye'de ne Merkez Bankası'nın ne de hükümetin resmi olarak belirlenmiş bir kur hedefi yok. Döviz kuru istikrarı, daha geniş finansal istikrar yetkisinin bir parçası olarak düşünülebilir.

Tüm bu faktörler göz önüne alındığında, bütün meselenin faiz artırmak veya artırmamaktan ibaret olup olmadığı tartışılıyor haklı olarak.

Yunanistan’da 21 Mayıs’ta düzenlenen genel seçimi Yeni Demokrasi (ND) partisi yüzde 40,79 gibi yüksek bir oy oranıyla kazanmasına rağmen Meclis çoğunluğunu 5 sandalyeyle kaçırdı. 2020’de Seçim Kanunu’nda yapılan değişikliğe göre ikinci seçimden itibaren geçerli olmak üzere kazanan partiye ilave milletvekillikleri verileceği için ND, koalisyon arayışına girmeden hükümeti kurma görevini iade etti. Diğer partilerin de Mecliste bir araya gelmeleri mümkün olmadığından ülke yeniden seçime gitti.

Türkiye'nin bugüne kadar yaşadığı tüm afetlerde edindiği deneyim, özellikle uluslararası kuruluşlardan edindiği mali destek, bu tür felaket zamanlarında çok ihtiyaç duyulan desteği sağlayacaktır. Ancak, alternatif yeni fonlara, yeniden yapılanmayı ve yapılandırmayı finanse etmek için yeni modellere ve yeni bir canlandırma sürecine de kesinlikle ihtiyaç var.

Kripto teknolojiler de konvansiyonel finansal yapıyı sarsmaya devam ediyor. Kripto paraların arkasındaki blokzincir teknolojisi ise bu değişimin asıl kaynağı olacak gibi görünüyor. Nitekim merkez bankaları da bu teknolojiyi benimseyerek, kripto paralara rakip, kendi paralarını çıkarıyor. Anketler, ülkelerin %60'ının sadece bu nedenle CBDC'lere ilgi duyduğunu gösteriyor.

Genel seçimler sonrası ekonomi yönetiminde değişim meydana geldi. Mehmet Şimşek ve Cevdet Yılmaz beylerin Türk ekonomisinin başına getirilmesi rasyonel ekonomi politikalarına dönüşü hızlandırdı. Merkez Bankası ve diğer ekonomi kurumlarında yapılan atama ve değişikliklerle yeni ekonomi yönetimi direksiyonun başına geçti. Temmuz ve Ağustos aylarında atılan adımların senenin sonuna kadar devam etmesi, 2024'ün ortalarından itibaren rasyonel ekonomi politikalarının çıktılarını daha görünür hale getirecektir. Enflasyonla mücadele için atılan adımların başında faiz artışları, kredi daralması ve taksitlendirme imkanlarının kısıtlanması gelirken kamunun gelir kaynakları çeşitlendirilmeye çalışılıyor. Yeni ekonomi yönetiminin yol haritasında ise yeni reform süreci bulunuyor.

2023 seçimlerinin üzerinden üç ay, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeni kabinesini açıklamasından bu yana da iki buçuk aylık bir süre geçti. Kabine, duyurulduğu gün itibarıyla oldukça olumlu bir reaksiyon almıştı. Cevdet Yılmaz, Hakan Fidan, Mehmet Şimşek ve Yaşar Güler gibi isimlerin öne çıktığı kabine; bakanların tecrübeleri, teknik birikimleri ve çalışma alanlarına olan hakimiyetleri itibarıyla muhalif çevrelerde dahi sitayişle karşılandı.

Kredi kartları ve krediler tüketim alışkanlıklarında çok büyük bir yer kaplamaya başladı. Banka kartlarının yanı sıra kredi kartları sayısının ulaştığı miktar genç kuşak olmak üzere harcama alışkanlıklarını daha fazla etkiler hale geldi. Kredi kartları maliyetlerin düşük olduğu ve taksitlendirme imkanlarının geniş olduğu dönemde kullanma açısından avantajlı bir finansal araç.

Merkez Bankası’nın enflasyona bağlı olarak politika faiziyle ilgili ciddi kararlarını yılın ikinci yarısında alması daha muhtemel. Beklenen enflasyonun gerçekleşmesi durumunda yıl sonunda ‘makul reel faize’ ulaşılacağı düşünülüyor

SETA’nın düzenlediği, “Kredi Derecelendirme Kuruluşları: Alternatif Arayışlar” adlı raporun tanıtımı yapıldı. Toplantıda Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de konuyla ilgili bir sunum yaptı.