Devletin temel kurumlarının bu kadar sarsıldığı bir darbe girişiminden sonra, ülke çapına yayılmış on binlerce kişiyi ilgilendiren soruşturmaların ve davaların yürütülmesi başlı başına bir sorun.
Devamı
Erdoğan'ın muktedir bir siyasetçi olarak Türkiye'nin kurumlarını yeni baştan inşa etmesini kabullenmiyorlar. Ve 2019'da cumhurbaşkanlığı sistemine ülkeyi taşıyan lider olmasını arzu etmiyorlar.
Devamı
Milyonlarca insanın o gece tekrar meydanlara inmesi, 15 Temmuz’un unutulmayacağı ve unutturulmayacağı gerçeğinin de bir kez daha ilanıydı.
Daha önümüzde darbecileri, işgalcileri savunmak için çevirdikleri dolapların, bu uğurda halkı kin ve düşmanlığa sevk etmek için yaptıkları ihanetin sorulacak hesabı duruyor.
Şimdi sıra Türkiye'yi yeniden kurmaya geldi ve 15 Temmuz Yeni Türkiye'nin kurucu momenti olmak durumunda.
2013'ten sonraki süreç bir yanıyla "darbe görünümlü işgal"e zemin hazırlamaktı. Gezi de onun içindi, 17-25 Aralık kumpası da, 6-8 Ekim ayaklanması da. PKK da bu amaç için işe koşulmuştu, DEAŞ da.
Şehitlerin ve gazilerin yakınlarının sözleri, hâl ve tavırları her şeyi anlatıyor. O gece yaşananları tekrar izlediğimizde, Türkiye’nin ne kadar büyük bir badire atlattığını çok daha iyi anlıyoruz.
Devamı
Söz konusu yürüyüşü değerlendirirken, analiz düzeyi olarak bir başlangıç noktasına ihtiyacımız var. O da MİT tırları kumpası üzerinden süren yargılamalara verilen tepkinin neticesinde bu yürüyüşün gerçekleştirildiği hususu.
Devamı
Batı basını mağdurla zalimi yer değiştiriyor. Darbenin mağduru olan sivilleri askerleri linç eden zalimler, darbenin zalimi olan askerleri ise halk tarafından linç edilen mağdurlar haline getiriyor.
Karşımızda ne Gandhi gibi gücünü milletten alan sahici bir lider ne de millet iradesinde temellenen bir demokrasi hareketi var. Ve dahası, millet iradesini iplemeyen bu eylem için rüzgar arkadan değil karşıdan esiyor.
Ana muhalefetin protesto yürüyüşü yapması demokratik hakkıdır. Ancak bu yürüyüşün CHP'nin de içinde olduğu siyaset kurumuna zarar vermeyecek teyakkuz içinde yapılması zorunludur.
15 Temmuz davaları FETÖ ile mücadelenin en asli unsurlarından biri. Bu davaların hakkıyla sonuçlandırılması gerekiyor.
Korkulur ki, darbeci FETÖ’cülerin Ankara ve Silivri mahkemelerinde bu günlerde yaptıkları şov ve tiyatro gösterisi de, üzerinden birkaç ay geçtikten sonra CHP tarafından sahiplenilir.
Sırf hükûmet karşıtlığı için FETÖ taşeronluğuna tekrar gönüllü olmak, eli kanlı bir terör örgütünü desteklemekten başka bir anlama gelmez.
Örgütün “çatı” davası başta olmak üzere tüm davalarda izlediği savunma stratejisinin özü, her şeyi inkar etme üzerine kurulu.
Gerçekliğinden şüphe edilen FETÖ imalatı, belge iddia ve söylemlerinin dolaşıma sokulması FETÖ ile mücadeleyi sulandırmaktan başka bir işe yaramaz.
CHP yine kolaya kaçıyor. Günlük kısa vadeli çıkarlar için siyaseti terk ediyor; kaosu, karmaşayı ve sokağı gösteriyor.
CHP liderinin 15 Temmuz darbe girişimi ile ilgili sözleri yabancı istihbarat servislerinin söylediklerinden çok daha yıkıcı bir açıklama! En azından, yabancıların her birinin açıklamasında bir ihtiyat payı var.
Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz'da Olağanüstü Hal Uygulamalarına karşı çıkarak "20 Temmuz'da başlayan sivil darbe" söylemini kullanmıştı. Şimdi ise "kontrollü darbe" diyerek yeni bir aşamaya geçti.
Referandumdan sonra koltuğu kaybetmesi muhtemel Kemal Bey'in yerine Muharrem Bey genel başkan olur mu bilinmez. Ama CHP'de hiçbir şeyin değişmeyeceği aşikar..