Amerika salt mesajlar üzerine yaslanan söylemiyle sadece dış ilişkilerini muhafaza edebilir. Dış politika içinse muhatabını Cezayir'le veya Kuveyt'le karıştırmayacak bir düzeye ihtiyaç var.
Devamı
Türk dış politikasının belki de daha önce hiç olmadığı kadar hem içeride hem de dışarıda polemik konusu yapıldığı bir dönemi yaşıyoruz.
Devamı
25 Ocak 2011'de başlayan Mısır'daki dönüşüm sürecini ve 3 Temmuz 2013'te Muhammed Mursi'nin görevden alınmasıyla gerçekleşen askeri darbeyi daha iyi anlamak için SETA uzmanlarının analizlerini ve SETA'da yayımlanan Mısır raporlarını bir arada sunuyoruz.
Türkiye'de, Mısır'daki gibi adalet katlediliyor, tüm halkın yargıya olan inancı katlediliyor. Aynı zamanda ekonomimiz ve siyasi istikrarımız katlediliyor. Bölgesel mühendislik ve grup çıkarları uğruna Türkiye ve siyaset hedef alınıyor.
Sykes-Picot nöbeti ne kolay bir şekilde bırakılabilecek bir mecburiyettir' ne de hiçbir şey değişmemiş gibi sürdürülebilecek bir mahkumiyettir.'
Mısır'daki darbe Amerika'nın Mısır politikasında ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışanlar için yeni bir derslik vaka oldu.
PKK'nın Türkiye'den fiili olarak çekilme süreci, Murat Karayılan tarafından da ilan edilerek sürecin ismi konulmuş oldu. Karayılan'ın çekilme kararını açıkladığı mesajı dikkatle incelenirse, çözüm sürecin selameti adına ilk aşamaya dair ön hazırlığın muhkem olduğu hissedilmektedir. PKK'nın çözüm sürecinin ilk aşaması olarak kabul edilen çekilmeyi hayata geçiriyor olması çok büyük bir adım. Daha düne kadar elini tetikten çek(e)meyen bir örgüt son aşamasında silahsızlanma olan bir süreç için ülkeyi terk ediyor. Bu ilk kez yaşanan bir olgu. İlk kez PKK, belli bir mutabakat çerçevesinde, geleceği olan bir süreçte aktör olma potansiyeli yakaladı.
Devamı
28 Şubat'a dair bilgi ve izlenimlerimizin ne kadarı ciddi çalışmaların ürünü? Bugün, darbeden 16 yıl sonra, bir 28 Şubat literatürü'nden bahsedebilir miyiz?
Devamı
Belayıd suikastını bir sonuçtan çok Tunus için yeni bir siyasi dalganın ve toplum mühendisliğinin başlangıcı olarak okumak doğru olacaktır.
İyimser gözlemciler Xinin diyalog yanlısı olmasını öne çıkarmaya çalışıyor olsalar da özellikle siyasi reform konusunda Xinin partinin temel politikalarını devam ettirme konusunda tereddüt etmemesi bekleniyor.
Türkiye Baas rejiminin kontrolü kaybetmesine paralel olarak kademeli bir şekilde güvenlik hassasiyetini artırmalıdır.
Türkiye’nin Suriye imtihanından uzak durması ahlaki ve jeopolitik iddialarından vazgeçmesi anlamına gelir.
Annan planı genelde Batı, özelde ise Amerika açısından sorumluluktan bir süreliğine kaçmak için de bir imkân sunmaktadır.
Ortadoğu'daki gelişmelere yönelik komplocu yaklaşımlar yerli bir oryantalizmin ürünü. Bu yaklaşımların özünde, bu coğrafyaya ait olan öznelerin iradesiz olduğu önyargısı yer alıyor.
Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki devrimlerde medyanın etkisi analiz edilmeden yaşanan süreci anlamak ve anlamlandırmak mümkün değil.
Referandumun en çok etkilediği partilerin başında gelen MHP'de bazı yöneticilerin yaptığı açıklamalar, hareketin kadim problemlerini bir kez daha su yüzüne çıkardı. MHP bir kez daha 'sivil milliyetçilik-devletçi milliyetçilik' ikilemi ile karşı karşıya. Parti yönetimi 'Türkeş'in mezarı, MHP'nin tasfiyesi, milliyetçilerin operasyonu' etrafında yaptıkları açıklamalarıyla tartışmanın istikametini değiştirmek istese de, yaşanan temel sorun milliyetçiliğin hüviyeti ve karakteri ile ilgilidir. Milliyetçi hareketin tarihinde görülmemiş biçimde geleneksel tabandan yükselen 'değişim ve demokratikleşme' talebi parti yönetimini zora sokmuş durumda. Yönetim bu talepleri 'uzaktan kumandalı' yönlendirmeler olarak nitelendirse de 'kadim tabanın' sosyolojik okuması bunun aksini söylüyor. MHP yönetimi son gelişmeleri komplocu bir yaklaşımla 'okyanus ötesinin' azmettirmesi olarak değerlendirse de, hareket hiç olmadığı kadar tarihi bir yol ayrımında. 1999 seçimlerinden bu yana süren seçmen kayışı, partiyi siyaset değiştirmeye zorluyor. Milliyetçilerin 'yeni MHP ile kadim MHP' arasında bir tercihe zorlanması parti yönetiminin irrasyonel siyasetinin bir sonucudur. 'Değişerek, gelişen' bir siyasi gelenekten gelen milliyetçilerin içine girdikleri entelektüel çoraklık, milliyetçi siyaseti doğrudan etkiliyor. Esas ustalığın bu eğilimleri bir siyasi terkibe dönüştürecek derin akılda yattığı görülüyor. Parti yönetimi bu siyaset ustalığını göstermek yerine, hareket için bedel ödemiş eski 'kesin inançlılarını' dahi küstürüyor.
Cumhurbaşkanı Gül'ün Erivan'a maç izlemeye gitmesi, Nisan ayı yol haritası ve geçtiğimiz hafta iki ülke arasında normalleşmeyi öngören protokoller, Ermenistan'da akılları karıştıran hızlı gelişmeler oldu. Türkiye ile ilgili hemen her konunun Ermenistan'da ilgi uyandırdığı ve farklı tepkiler doğurduğu biliniyor.
Tren kazası, raydan çıkma, duraklama, dondurma, vs. derken Türkiye’nin AB üyeliği belirsiz bir istikamette ilerliyor. Kıbrıs meselesinden dolayı müzakere sürecinin yavaşlatılması, bundan sonraki dönemle ilgili önemli ipuçları veriyor. Bu belirsizlik ve gerginlik ortamında AK Parti hükümeti AB üyeliği konusunda eski heyecan ve kararlılığını muhafaza edebilecek mi? Bugün Kıbrıs diyen AB, yarın başka konularda ayak diretecek ve müzakere sürecini fiilen sona erdirecek mi?Limanların açılması ve dolayısıyla Kıbrıs meselesinden dolayı müzakerelerin askıya alınması iki ihtimali gündeme getiriyor: Ya AB, çok ilkeli ve tutarlı bir politika izliyor ve temel prensiplerden taviz verilmeyeceğini söylüyor ya da AB’nin, Türkiye’nin üyeliği konusunda hala büyük şüpheleri var.
Son dönemde siyasi gündemimizi neredeyse periyodik bir şekilde krizler işgal ediyor: Şemdinli, Hamas, Danıştay cinayeti, ekonomik dalgalanma, Kara Harp Okulu Komutanı’nın istifası, cumhurbaşkanlığı seçimi tartışmaları ve daha birçok örneğini sayabileceğimiz olaylar kısa sürede derin krize dönüşebilmiş konular. Krizin boyutlarını derinleştiren ana aktörler medyanın ve ilgili tarafların sorumsuz beyanat ve tavırları. Normal şartlarda kriminal vaka veya bürokratik yapının işleyişinde bir aksama olarak algılanabilecek çeşitli gelişmeler, yönlendirmeler sayesinde kriz atmosferi doğurdu. Bu atmosfer ister istemez çeşitli çevrelerde farklı komplo senaryolarını gündeme getirdi: Devlet ve ordu içi kliklerin çatışması, Ortadoğu’nun yeniden yapılandırılması ve Türkiye’ye bu çerçevede biçilen rol, küresel sermayenin ulus devletlerle hesaplaşması, hükümetin beceriksiz yönetimi ve rejimin ciddi bir tehdit altında olması ön plana çıkan yaklaşımlar