7 Haziran'da Seçim Vaatleri Ne Kadar Etkili Olur?

7 Haziran seçimlerine yaklaşırken, Türkiye'nin 2000'li yıllarda yakaladığı dinamizmin ve yaşadığı dönüşümün iyi analiz edilmesi gerekiyor siyasi partiler tarafından.

Devamı
7 Haziran'da Seçim Vaatleri Ne Kadar Etkili Olur
Suriyeli Muhalifler Neden Ä°lerliyor

Suriyeli Muhalifler Neden Ä°lerliyor?

Koordine oldukları zaman rejim ve destekçileriyle baş edebildikleri fikri Fetih Ordusu'nun başarı hikayesiyle tüm muhalefete yayılmış durumda.

Devamı

Davutoğlu'nun kampanyasını nasıl kurguladığını anlamak için, miting konuşmalarını yan yana koyarak, toplu bir şekilde bakmak gerek.

Erdoğan iktidarını sarsacak, parlak bir siyasi figür keşfetme gayreti yeni değil. Mustafa Sarıgül, dönem dönem bu amaç için parlatılmaya çalışıldı.

Davutoğlu mitinglerinde meydanlardakilerle karşılıklı konuşma halini sevmiş. “Seçmenimle aramda bir elektrik oluştu, “Onların da bildiği öyküler üzerinden karşılıklı konuşuyoruz” diyor.

Koalisyoncu cephe, batı Avrupa koalisyonlarına da atıfta bulunarak, koalisyonla yönetilmeyi demokratikleşme sosu ile gerekçelendirmekteler.

Mursi mi İdam Edilecek Mürşid mi?

Mısır'ın devrilmiş cumhurbaşkanı Mursi için verilen hapis cezasına önemli bir tepki gözlenmedi, ülkede. İnsanlar sokaklarda büyük ve etkili eylemlere kalkışmadı. Yapılanlar genelde sokak aralarında devamlı bir şekilde görülen sıradan faaliyetler türündendi. Mursi'nin hapis kararına halkın aşırı tepki vermemesinin birden fazla nedeni var.

Devamı
Mursi mi İdam Edilecek Mürşid mi
Seçim Barajı ve Koalisyonlar

Seçim Barajı ve Koalisyonlar

Türkiye'de koalisyonlar yaklaşan seçimler sonrasında reel gündemimiz olmayacak; fakat seçim barajı seçimden sonra da tartışılmaya devam edecek gibi görünüyor.

Devamı

Erdoğan: “Bu ülkeyi milli şef uygulamalarına ve koalisyon günlerine layık görenler Başkanlık Sistemi'ne karşı çıkarlar.”

AK Parti'nin başkanlık sistemine geçebilecek çoğunluğu bulması durumunda hemen seçim ertesinde, bulamaması durumunda ise 2019 seçimlerine kadar yeni siyasal sistem arayışını konuşacağız.

Çatışma alanlarına aktif müdahale yerine geride durarak yönlendirme anlayışı gereği Obama, IŞİD ile mücadelede ağır yükü yerel güçlere bırakmış durumda.

Artık DC'de Türkiye'yi konuşurken bölgeyi de özel bir başlık altında konuşmak gerekiyor. Çünkü genel kanı Türkiye'nin bölgesel gelişmelerde önemli bir aktör konumuna geldiği yönünde.

Türkiye'de ise ne yazık ki tam manasıyla tartışamadığımız ve yalnızca siyaset açısından konuştuğumuz başkanlık sisteminin ekonomide ne gibi bir değişim yaşatacağı konusu, siyasi tartışmaların gölgesinde kalıyor.

Yalnızca ülke ekonomisinde ortaya çıkaracağı olumsuz sonuçlar değil bahsettiğimiz, aynı zamanda Türkiye'nin bölgesel ve küresel siyasette oynadığı rolün de değişmesi anlamına geliyor siyasi istikrarsızlık.

Siyasi alanda olup biten çelişki ve sorunlara mercek tutarak, ahlaki bir söylem geliştirerek, sandıktan uzak durmak, olup bitenlerin siyasi doğasını anlamamak demek.

Çözüm sürecinin barış ortamından istifade ederek ama silahı da elinde tutarak siyaset yapan Kürt milliyetçi siyasetinin Türkiye'yi seçim sonrasında esaslı bir meydan okumaya sürükleyebileceğini görmek gerekir.

Seçmenler, ideolojik uyum çerçevesinde kararlarını şekillendirebilmekle beraber, zaman zaman güç dağılımına ilişkin stratejik adımlar da atabiliyorlar. Bununla birlikte, literatüre baktığımızda, ekonomik unsurların oy kararında önemli bir ağırlığı olduğunu net bir şekilde görebiliyoruz.

SETA İstanbul Genel Koordinatörü Altun, Paralel Devlet Yapılanması'nın manipülasyonlarla siyaset sahnesini kirlettiğini vurguladı.

IMF bünyesinde yapılan ve 170 civarı ülkeyi 1960 ve 2000'li yıllar arasında inceleyen bir ampirik çalışma, siyasi istikrar yokluğunun, kişi başına düşen gelir büyümesini aşağı yönlü etkilediği bulgusunu sunuyor.

Seçimin ana dinamiği AK Parti'nin aktörlüğünün ve muktedirliğinin geleceğini oylamaktır. İşte bu sebeple, seçimin getireceği parlamento kompozisyonu ne olursa olsun elit hesaplaşmasının süreceği senaryolar öngörmek durumundayız.

Sadece istikrarsız 70'leri ve 90'ları alsak, Türkiye'ye ve ekonomisine çeyrek asır vakit kaybettirildiğini ayan beyan görürüz.