Cumhur İttifakı karşıtı muhalefet, Cumhurbaşkanlığı seçimleri için Abdullah Gül’ün adaylığına bağladıkları umutlarının bir benzerini şimdi milletvekilliği seçimlerinde HDP’ye bağladılar.

CHP'de milletvekili aday listelerinin açıklanmasının ardından başlayan tartışmalar devam ediyor.

Dört benzemezin aralarındaki çıkar birlikteliğinin merkezinde Erdoğan karşıtlığı olduğu kesin. Fakat bu bir vaat değil. Bir program değil. Öfke üzerine kurgulanmış bir senaryo. Yıkımı öneriyor. Birlikte neyi yapacaklarına dair tek bir ortak önerileri yok. Mesela FETÖ ile nasıl mücadele edilecek ve bu mücadele esnasında Batılı ülkeler mevcut tutumlarında ısrar ederlerse ne yapacakları konusunda bir öneri yok.

Partilerin milletvekili adayları açıklandı ve seçim yarışı artık tam anlamıyla başlamış oldu. Bundan sonra partilerin kampanyalarına tanıklık edeceğiz. Kampanya döneminin öne çıkan unsurlarını, iyi giden yanlarını, aksaklıklarını, dışarıdan yapılmaya çalışılan müdahaleleri vs. önümüzdeki günlerde çok konuşacağız.

Seçimler için isimler netleştikçe tartışmaların da boyutu belirlenir hale geldi.

Türkiye’deki köklü değişimi engellemek isteyen statükocu partiler, 24 Haziran seçimlerini “köprüden önceki son çıkış” olarak görmektedir. Dolayısıyla, bu partiler tüm stratejilerini bu değişimin öncülüğünü yapan AK Parti karşıtlığı üzerine inşa etmekte ve çok tanıdık bir amaca odaklanmaktadır: Recep Tayyip Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı seçtirmemek.

CHP’nin cumhurbaşkanı adayı hariç, seçimlerle ilgili birçok husus artık netleşti...

Muhalefet için en doğru yol Cumhurbaşkanlığı sistemini kabullenmek ve Cumhur İttifakı’nın karşısına toplumun değerlerine saygılı ve farklı toplumsal kesimlerin taleplerini merkeze alan sol bir adayla çıkmaktır. Cumhur İttifakı’nın gerçek anlamda alternatifi ancak yerli-milli sol bir aday olabilir.

Miş: CHP 16 Nisan’dan hemen sonra tüm muhalif partileri ziyaret etti, ikinci tura başladı. Sürekli “biz hazırız, erken seçime gidelim” diyordu. Ama yüzde 49’u yanlış okudular. Diğer partiler ise taktik hata yaptılar

Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin 24 Haziran'da yapılması kararının alınmasının ardından AK Parti ve MHP dışındaki partilerin seçim stratejileri merak konusu oldu.

Tablo muhalefet açısından çok da iç açıcı değil...

aşılacak bir şey yok aslında. CHP'li olmak biraz da..

Seçmenlerin önlerine konan ittifakların sadece seçime gidilen süreçle ya da seçimi kazanmakla sınırlı olmadığının altını çizmek gerekir. Kurulacak ittifaklar, nasıl bir yönetim tarzı ve siyasi düzen ortaya koyacaklarıyla yani seçimden ziyade seçimden sonrasıyla ilgilidir.

Tabela partisi olsa bile ittifak yapacak parti aranıyor...

Genel başkan Kılıçdaroğlu'ndan başlayarak tüm CHP'liler OHAL uygulamasına karşı.

Son yıllarda İslami-muhafazakâr kesimlerin nasıl bir dönüşümden geçtiği sıklıkla medyanın gündemi oluyor. Medyanın negatifi sevmesi ve siyasi polemiklerin konusu olması sebebiyle mesele hep sorun olarak kodlanıyor.

Tüm alanlarda da daha başarılı olmak istiyorsak öncelikle devlet mekanizmasını daha akıllı biçimde tasarlamalıyız.