CHP, MHP ve HDP mevzi savaşı vermeye devam ediyorlar. Sürekli "büyük oyun"u bozma derdindeler. Görmedikleri şu, mesele büyük oyunu bozma meselesi değil, yeniden bir büyük oyun kurma meselesi.
Devamı
Koalisyonlar büyük dönüşüm beklentileri üzerinden değil çalışabilecek asgari müşterekler ve mütevazı hedefler üzerinden kurulmalı.
Devamı
Davutoğlu'nun önündeki meydan okumalar, yapılması gerekenlerin teorik içeriğiyle ilgili değil. Zorluk, pratiklerde, aktörleri iknada ve geçmişin mirası ile hesaplaşmada.
Batı dünyasında kamu diplomasisi görevi üstlenen ve içte de reformcudemokrasi dilinin kurulmasına katkı sağlayan liberaller- solcular Gezi olayları ile saf değiştirdi.
Koalisyon pazarlıklarında kolay olan bakanlıkların dağılımı ve hükümet programı üzerinde ortak bir çerçevenin oluşturulmasıdır. Ancak daha zor olan hususlar ise, her partinin hem kendi içinde yaşanacak krizleri çözmesi hem de kendi seçmen tabanını, koalisyon kurduğu parti için ikna etmesidir.
Tabii Türkiye şartlarında düşünüldüğünde ve 90'lı yılların medya-siyaset ilişkilerindeki medyanın belirleyici pozisyonu hatırlandığında mesele sadece taraflılıkla sınırlı kalmıyor, aynı zamanda medyanın yeni süreçteki rolünün ilk işaretleri olarak da görülüyor.
Türkiye'deki kimlik gruplarının sürekli mücadele halinde olmasının çoklu sebepleri var. Öncelikli nedenlerden biri, her grubun siyasal elitleri, mücadeleyi devam ettirme eğiliminde.
Devamı
HDP, artık dindar Kürtlerin de oy verebileceği bir parti noktasına gelmiştir. Dindar Kürtleri de içine alan bu yükselen Kürt milliyetçiliği hem Türkiye'nin hem de AK Parti'nin en önemli sorunudur.
Devamı
8 Haziran tarihi itibariyle Türkiye siyasetinde bir kilitlenme yaşandığı açık. Koalisyon fetişizmiyle bu kilitlenmeyi görmezden gelmek, mevcut duruma güzelleme yapmak doğru değil.
Bu tarihsel bloğa kimliğini ve rengini veren asıl dinamik, pratikte AK Parti karşıtlığı gibi gözükse de, esasında daha derinlerde yerleşik olan demokrasi, siyaset ve halk karşıtlığıdır.
Çok değil bundan daha iki yıl önce Rabia meydanında bir günde 1000'e yakın demokrasi yanlısını dünyanın gözü önünde katlettiren ve bugün Mısır'ı bir mafya devleti gibi yöneten Sisi Almanya Başbakanı Merkel ve Cumhurbaşkanı Gauck tarafından meşru bir lider gibi karşılandı.
Seçimin ana dinamiği AK Parti'nin aktörlüğünün ve muktedirliğinin geleceğini oylamaktır. İşte bu sebeple, seçimin getireceği parlamento kompozisyonu ne olursa olsun elit hesaplaşmasının süreceği senaryolar öngörmek durumundayız.
Siyasi alanda olup biten çelişki ve sorunlara mercek tutarak, ahlaki bir söylem geliştirerek, sandıktan uzak durmak, olup bitenlerin siyasi doğasını anlamamak demek.
Muhafazakârların 'kemalist devlet'i eleştirmek için Kemalizm'in sol ve postmodern eleştirilerinden faydalanması bu işbirliğinin entelektüel zeminini de oluşturdu.
Türkiye değişti ve geleneksel anlamda askeri darbe ve müdahaleler için zemin kalmadı. Fakat darbeden medet uman ulusal ve uluslararası güçler için müdahale ihtiyacı devam ediyor. Hem de artarak...
1950 seçimleri Türkiye ve esasen Orta Doğu demokrasi tarihi açısından bir dönüm noktası olmuştur, zira o güne kadar TBMM'nde gerçekleşenler tek-parti rejiminin bir uzantısı işlevi olarak algılanmakta ve toplumda bir çaressizlik hissini uyandırmaktaydı.
Mecburiyetten ve imkansızlıktan dolayı darbe karşıtı kesilenlerin yanında bir de darbe yapmak isterken 12 Eylül'ün darbesini yedikleri için darbe karşıtı olanlar var.
Evren'in en büyük talihsizliği ve belki de ilahi cezası kurduğu düzenin iflasını görecek kadar uzun bir ömre sahip olmasıydı.