Türkiye'nin En Eskiyeni Partisi: CHP

Cumhuriyet Halk Partisi tarafından açıklanan demokrasi ve anayasa raporları "yeni CHP" tartışmalarına faklı bir boyut katmış oldu.

Devamı
Türkiye'nin En Eskiyeni Partisi CHP
12 Eylül'den 12 Haziran'a Reşadiye'den Ilgaz'a

12 Eylül'den 12 Haziran'a Reşadiye'den Ilgaz'a

2002 seçiminde 1990'ların siyasi, sosyal ve ekonomik enkazının kaldırılması; 2007 seçiminde, askeri ve bürokratik vesayetlerin kaldırılması oylandı.

Devamı

Ortadoğu'da demokratik değişim talepleri artarken, Türkiye Irak ile ekonomik entegrasyon sürecine devam ederken; PKK, BDP için fırsattan maliyete doğru dönüşebilir.

Krizin kökeni 1. Dünya Savaşı sonrasında tasfiye edilen Osmanlı İmparatorluğu’nun mirasının halen paylaştırılmamış olması, yani 1. Dünya Savaşı’nın bitmemiş olmasıdır.

Asker-siyaset ilişkileri Türk siyasal hayatının her evresinde temel tartışma konularından biri olmuştur.

Mısır'ın geleceğini belirleyecek soru, Mısır'daki otoriter rejimin 14 Mayıs deneyimini yaşa(t)mamak için dayatacağı 27 Mayıs düzenine muhalefetin direnip direnemeyeceğidir.

CHP'nin Değişim Sınırları

CHP, AK Parti'nin demokratikleşme hamlelerinin, kendi tabanının kaygılarını da hesaba katan bir düzlemde ilerlemesi için değişim rotasına girme zorunluluğunu hissediyor.

Devamı
CHP'nin Değişim Sınırları

'Yeni Türkiye', Kimin Türkiye'si?

Son zamanlarda sıkça duyuyoruz 'yeni Türkiye' sözünü. Değişimi anlatmanın yollarından biri bu niteleme.

Devamı

İktidar partisinin Alevi Açılımı adımına kendini yakın hissetmeyen Aleviler, siyasi merkezle ilişkilerini Kılıçdaroğlu dönemindeki CHP üzerinden revize edebilirler.

Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP içindeki adı konulmamış bazı görünmez engeller kadar sınıfsal engelleri de aşması gerekiyor. CHP içindeki 'kentli, beyaz Türk, Kemalist' ekibin, Kılıçdaroğlu'na kolay kolay teslim olmayacağı ve atılan her adıma bunun Amerikancı bir hamle olduğu yönündeki reaksiyonları partideki çatlamayı derinleştirebilir. Kılıçdaroğlu'nun CHP'ye getireceği yeni siyaset, hem kendisinin hem de partinin geleceğini belirleyecek.

Araplar ve Türkler, yüzyıllar boyunca Osmanlı egemenliğinin birer unsuru olarak yaşamışlardır ve kültürel ve dini algıları çok büyük ölçüde bu egemenlik altında şekillenmiştir.1920’li yıllara gelindiğinde ise gerek Türkiye Cumhuriyeti gerekse bazı Arap devletlerinin kurucuları bölgedeki siyasi haritaları değiştirmiş ve bu da modern Türkiye’de yeni bir Arap algısının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu makale Arapların gözündeki modern Türkiye’ye bakışın dört temel esasa dayandığını açıklamaktadır; Osmanlı geçmişi-Kemalist döneme ait miras-Soğuk savaş döneminde yaşanan çatışma ve ittifaklar ve Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)’nin iktidar süreci. Makalede Türkler ve Arapların karşılaştıkları zorlukları artık bir imparatorluğun unsurları olarak değil, farklı milletler olarak çözmeleri gerektiği sonucuna varılmaktadır.

Türkiye'de son yıllarda yaşanan siyasi mücadele, ulusalcılara ve atası olan sol Kemalist düşünsel geleneğe, yaratıcılık açısından altınçağ yaşatıyor. Kazanmak için çalışmanın da gerektiği son dönemde bu gelenek yıllarca sakladığı yaratıcılığı daha rahat kullanmaya başladı. Bu yaratıcılığın en başarılı örneği ise hiç şüphesiz "mahalle baskısı" kavramıydı. Siyaseti yaşam tarzına indirgeyen bu icatla, çıkarları, siyasi çizgisi, siyaset , toplum ve kültür algısı farklı bir çok kişi, yaşam tarzı üzerinden korkutularak ulusalcı siyasi çizgiye getirildi. Bir çok kesim bu tür paranoyalar yoluyla, demokrat ulusalcı çizgi için dolgu malzemesi olarak kullanıldı. "Mahalle baskısı" kavramının faydaları bununla bitmedi. Bu kavram sadece içeride kullanılan bir siyasi araç olarak işe yaramadı, aynı zamanda dışarıda da kullanıldı.

SETA PANEL Oturum Başkanı:     Hatem Ete, SETA Konuşmacılar:     Bejan Matur     Zaman Gazetesi Yazarı     Mazhar Bağlı     Dicle Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi     Orhan Miroğlu     Taraf Gazetesi Yazarı Tarih: 19 Mart 2009 Perşembe Saat: 16.00 – 18.00 Yer: SETA, Ankara

SETA PANEL Oturum Başkanı:     Taha Özhan     SETA Konuşmacılar:     Baskın Oran     Uluslararası İlişkiler Profesörü ve Agos ve Radikal İki Yazarı     Fahrettin Altun     İstanbul Şehir Üniversitesi İletişim Fakültesi Koordinatörü ve Anlayış Dergisi Yayın Yönetmeni     Yasin Aktay     Selçuk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Tarih: 12 Mart 2009 Perşembe Saat: 16.00 – 18.00 Yer: SETA, Ankara  

SETA PANEL Oturum Başkanı:     Talip Küçükcan     SETA Konuşmacılar:     Tanju Tosun     Ege Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi     Tarhan Erdem     KONDA Yönetim Kurulu Başkanı ve Radikal Gazetesi Yazarı     Nur Betül Çelik     Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Tarih: 25 Aralık 2008 Perşembe Saat: 16.00 – 18.00 Yer: SETA, Ankara

İddiaların aksine, Türk siyasal yaşamı içerisinde, 12 Eylül bir milat değildir. Bugün içinde yaşadığımız siyasal iklim de 12 Eylül rejiminin vaz ettiği ve öngördüğü bir iklim değildir. Olsa olsa, 27 Mayıs 1960’ta açılan parantez içinde, bürokratik vesayeti tahkim etmek için gelenekselleşen müdahaleler silsilesinde, önemli bir durağı temsil eder, o kadar.

SETA PANEL Oturum Başkanı:     İbrahim Kalın     SETA Konuşmacılar:     Levent Köker     Gazi Üniversitesi Uluslararası İlşkiler Bölümü     Murat Yetkin     Radikal Gazetesi      İhsan Dağı     ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü Tarih: 9 Nisan 2008 Çarşamba Saat: 17.00 Yer: SETA, Ankara

Tezkere kararının ardından Kuzey Irak’a başlayan hava operasyonlarını beklendiği üzere bir kara harekâtı takip etti. Türkiye daha önce onlarca kez yaptığı sınır ötesi operasyonu bir kez daha yapıyor.

Yüzyıl dönümleri dünyada büyük dönüşüm beklentilerinin depreştiği zamanlardır. Müslümanlar İmam Gazali için “müceddid-i elf-i sani” diyerek daha sabırlı bir tarih bakışına sahip olduklarını gösteriyor gibiyse de, her asırda yeni bir müceddidi arayan daha yaygın bir anlayışı göz ardı edemeyiz. Bediuzzaman adlandırması üzerinde düşünmek bile bu anlayışı yeterince görünür kılacaktır. Avrupalılar’ın 1890’lardan 1900’ün ilk yıllarına kadarki dünyayı 

Rene Descartes “düşünüyorum o halde varım” dediğinde, klasik düşüncenin “kendini bil!” sorusunun yerine yeni bir soru ikame etmişti. Varoldukları konusunda tereddüt sahibi olmayan kadim bilgeler, insanın muhatap olduğu en temel sorunun “var mıyım?” değil, “ben kimim?” sorusu olduğunda ısrar ediyorlardı. Bu yüzden klasik düşünce varlığın ispatı konusuna şöyle bir değinir ve yoluna devam eder.

SETA PANEL Oturum Başkanı:     Dr. İbrahim Kalın      SETA Konuşmacılar:     Prof. Dr. Mümtaz'er Türköne     Gazi Üniversitesi; Başlık: "Türkiye'de Üç Milliyetçilik: Ankara, Diyarbakır ve İstanbul"     Doç. Dr. Mesut Yeğen     ODTÜ, Başlık: “Türk Milliyetçiliğinin Kürt Meselesini Algılama Biçimleri”     Dr. Abdülhamit Kırmızı     SETA, Başlık: “Türkiye’de Milliyetçiliğin Yeni Halleri” Tarih: 19 Nisan 2006 Çarşamba Saat: 18.00 - 20.00 Yer: SETA, Ankara