Hâlâ mı Tehlikenin Farkında Değilsiniz?

Ankara’da Rusya Büyükelçisi’ne suikast gerçekleştirilmesi son on yıllık dönemde her türlü yolu deneyen ama başaramayan çevrelerin, yeni büyük bir eylemiydi.

Devamı
H l mı Tehlikenin Farkında Değilsiniz
Milli Seferberlik Çağrısı

Milli Seferberlik Çağrısı

Bölücü ve yıkıcı terör örgütlerinin Türkiye'ye karşı yürüttükleri kirli savaşı boşa çıkarmanın, onların arkasındaki uluslararası şer odaklarını mağlup etmenin yolu, birlik ve beraberliği korumaktan geçiyor.

Devamı

Mevcut anayasa değişikliği teklifinde öngörülen sistem cumhuriyet rejimine geçiş için gerekli sosyolojik şartları mümkün kılacak siyasi zemini hukukileştirmeyi vaat etmektedir.

Cumhurbaşkanlığı sistemi halkın bir siyasi özneye dönüşmesini kolaylaştıran ve millet iradesinin yönetime direkt yansıdığı demokratik bir yönetim şeklidir.

Kılıçdaroğlu’nun siyasal söyleminde tutarlılık meselesi tali bir unsur olarak görüldü. Bir meselenin ülke çıkarı açısından önemli olup olmaması bu anlamda Kılıçdaroğlu için ikinci meseleydi.

İçinden geçtiğimiz süreç tek kelimeyle liberal demokrasinin meşruiyet krizi olarak adlandırılmalıdır. Bunun en temel sebebi modern toplumların kurucu unsurları olan liberalizm, kapitalizm ile demokrasi arasındaki çelişkilerdir.

Değişen “Hükümet Sistemi” mi “Rejim” mi?

Kuruluşundan itibaren AK Parti'nin Türkiye'yi dönüştürme arzusunda olduğunu biliyoruz. Aslında yaşadıklarımız buna mecbur kaldığını da gösterdi.

Devamı
Değişen Hükümet Sistemi mi Rejim mi
Cumhuriyet in FETÖ-PKK Sabıkası

Cumhuriyet’in FETÖ-PKK Sabıkası

Cumhuriyet, önümüzdeki süreçte yeniden Atatürkçü çizgisine dönecek ve muhalefetini bu bağlamda devam ettirecektir fakat topluma ve toplumun değerlerine olan karşıtlığından vazgeçmeyecektir.

Devamı

Demirtaş ve arkadaşları ifade vermeye gitmeyeceklerini söyleyip meydan okumuşlardı. Böyle olunca da devlet, ifadesini almaya gitti.

1960'larda önce Yön dergisinde, ardından Devrim gazetesinde temsil edilen çizgi önemli oranda Cumhuriyet gazetesini etkisi altına almıştı. Bu çizgi 2013'te önemli bir kırılma yaşadı.

1 Kasım Seçimleri tek başına iktidar çıkardıysa da siyasetin suları durulmadı. İç ve dış siyasetin gündemindeki bir dizi sorun sebebiyle çok uzun bir yıl yaşadık. İki Kasım arasındaki bir yılın muhasebesini dört başlıkta yapmak mümkün.

Bürokratik merkez, 15 Temmuz öncesinde belli ölçüde Kemalist aktörlerin FETÖ tarafından tasfiye edilmiş olması ve sonrasında ise bunların yerine gelen FETÖ mensubu aktörlerin de tasfiyesi ile otonomisini kaybetti.

Tabanda "CHP, PKK -HDP'nin payandası mı" sorusu eşliğinde belli bir tepkinin oluşması -ki son dönemde "yeni devlet" ile ilişkiler bağlamında Kemalist kesimde kısmi bir parçalanma gözlemlenmektedir- beklenebilir.

Ortadoğu'nun mezhep çatışmasını realiteyi yok sayan sekülerizm ile değil, yeni bir dini meşruiyet çerçevesi ile aşabilirsiniz.

AK Parti iktidara geldiğinde büyük bir şok yaşadı Kemalistler. Bu şoku atlatmak için yoğun gayret sarf ettiler. Her yola başvurdular, fakat bu şoku atlatamadılar.

15 Temmuz gecesi canı pahasına darbeyi durduran Türk toplumu FETÖ ile mücadelede en ufak bir gevşemenin, hız kaybının, irade eksikliğinin yaşanmaması konusunda da oldukça dikkatli ve hassas.

Türkiye’nin siyasal sistemini güçlü ve sağlam bir temele oturtarak, bu yapı içinde sürekli siyasal istikrarı üretecek mekanizmayı oluşturmak gerekiyor.

Kurum eksenli bir yapıda darbe girişimlerine daha az rastlanacak ve darbe girişimleri ülke siyaseti için daha az riskli hale gelecektir.

OHAL'in öncelikle devlet içerisinde paralel bir örgütlenme içerisine giren ve ayrıca sivil topluma kök salan FETÖ ile mücadele için alındığı söylenmelidir.

CHP Lozan’ı bahane ederek aradığı fırsatı buldu; “Yenikapı Ruhu buysa biz yokuz”... Böyle olacağı belli olmasına rağmen sustuk. İnanmasak da belki CHP değişmiştir dedik.

CHP’nin önemli bir kırılma yaşadığı doğrudur. Bu kırılma, ‘Yeni CHP’ projesinin çökmesi ve ‘geleneksel CHP’nin hortlamasına işaret etmektedir.