Anlaşılan, muhtemel erken seçimlerde de bir türlü tüketilemeyen, aynı ezber söylemler sahaya indirilecek: "otoritersin, İslamcısın!"
Devamı
HDP Eşbaşkanı Demirtaş'ın Brüksel temasları sonuç verirse PKK'nın tek taraflı ateşkesini bekleyebiliriz. Bu durumda "orantılı yanıt" söylemi "sen de artık silahları sustur" baskısına dönecektir.
Devamı
Suruç katliamına misilleme olarak polislerin katledilmesi üzerine PKK terör örgütüne yapılan operasyonların Çözüm Süreci'ne etkisini yorumlayan Miş, HDP ve varyantlarının Çözüm Süreci'nde verdikleri hiçbir sözü tutmadıklarının altını çizdi.
Çözüm süreci bitmedi sadece yeni bir aşamaya girdik. Sonuçta Kürt sorunu dediğimiz şey son noktada siyaset yoluyla çözülebilir bir sorun. PKK/ HDP çizgisi çözüm sürecini, güç devşirme ve devletin yerine geçecek şekilde, gündelik hayatı kontrol etmeye çalışarak, alan hakimiyeti için kullandı. Bu iki siyaset de çözüm sürecinin özüne mutlak aykırıydı.
Suruç'taki intihar saldırısı, dramatik siyasal olay kategorisine girecek kadar önemli. Bu olayın iki boyutu var. İlk boyut insani boyut. 32 gencimizin bombayla parçalanması ifadesi zor bir acı yarattı. Terörün en acımasız şekline şahit olduk. Olayın ikinci boyutu ise siyasal. Bu patlama, yeni siyasal dinamikler üretebilecek potansiyelde bir olay.
SETA İstanbul Genel Koordinatörü Altun, "PKK'nın, KCK'nın ateşkesi sonlandırma çağrısı yaptığı bir dönemde böyle bir saldırının Türkiye toprakları içerisinde yaşanıyor olması son derece manidar" dedi.
Hazret şimdi de kalkmış, "bölgemizde de, Ortadoğu'da da barışın garantisi olacağız" demiş. "Bölgemiz" derken ne kastettiğini anladım. Aday olduğu İstanbul 3. Bölge'yi kastediyor. Fakat "Ortadoğu" ile neyi kastediyor, anlayamadım. Bizim bildiğimiz, Türkiye'nin de parçası olduğu bölge değil sanırım. Öyle olsa, silahlı mücadeleyi kutsamaz, bir terör örgütünün himayesi altında siyaset yapmaz. Daha doğru bir ifadeyle, siyaset yaptığını iddia etmez, zira silahın gölgesinde siyaset olmaz. Hele ki, KCK'nın sudan sebeplerle "ateşkesi sonlandırdık" açıklamasını yaptığı bir ortamda iki gün sus-pus olmaz. İki gün sonra bir yerel gazeteye yazılı açıklama yapıp, "biz PKK'ya silah bıraktıramayız" demez.
Devamı
Türkiye'de siyaset, uzlaşma değil mücadele merkezli devam ediyor. Niye mi böyle düşünüyorum? Bunu bana düşündüren başlıca saik silahlı Kürt milliyetçilerinin tavırları. KCK'nın ateşkese son veren açıklamasından ve eylemlerinden bahsediyorum: "Türk devleti ateşkese uymamış, çatışmalara yol açacak edimlerde bulunmuştur. Tüm barajlar artık PKK'nın hedefidir." HDP'liler bu açıklamaya "uyarı" dese de hemen akabinde TIR'lar yakıldı, asker saldırıya uğradı. Hakkını teslim etmek lazım, 7 Haziran seçimlerinde ülkedeki siyasi atmosferi en iyi kullanan PKK-HDP çizgisi oldu. Bu uygun atmosferin bölgesel bir zemini var. Kürt milliyetçileri Arap baharının kışa dönmesiyle bölgede yakaladıkları "tarihi fırsattan" sonuna kadar istifade ediyorlar.
Devamı
SETA İstanbul Genel Koordinatörü Altun, "Şiddeti başlatan taraf gün sonunda kaybeder. Bu süreçte de demokratikleşmeden yana tavır alan siyasi hareketler kazanır" dedi.
AK Parti'ye oy verip bu seçimde HDP'ye oy veren Kürt seçmenin davranış değişikliğini izah ederken, Cumhurbaşkanının bir sözü veya başbakanın miting performansı üzerinden olup biteni izah etmeye çalışılıyor.
Haziran seçimlerinden üç hafta geçti. Her ne kadar şu anki gündem koalisyon veya yeniden seçim meselesi olsa bile, seçim sonuçları neden böyle oldu? sorusu üzerine halen düşünmeye değer.
Davutoğlu'nun önündeki meydan okumalar, yapılması gerekenlerin teorik içeriğiyle ilgili değil. Zorluk, pratiklerde, aktörleri iknada ve geçmişin mirası ile hesaplaşmada.
SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Nebi Miş, 7 Haziran seçimi sonrası, halkın iradesinin yeni Meclis'e nasıl yansıdığını ve Meclis Başkanı seçimini değerlendirdi.
Batı dünyasında kamu diplomasisi görevi üstlenen ve içte de reformcudemokrasi dilinin kurulmasına katkı sağlayan liberaller- solcular Gezi olayları ile saf değiştirdi.
Yalanla siyasal gerçeklik kurup, bunun üzerinden kitleleri ayaklandırmak veya siyasal mücadele vermek artık bir teorinin parçası.
Kimlik siyasetinin Türk siyasetini bu denli kutuplaştırmış olması, olası koalisyon seçeneklerinin müzakere zeminini de zayıflatmakta.
Artık HDP, Çözüm sürecinin devam edebilmesi için de daha fazla elini taşın altına koymak zorunda kalacak. Ya da yeni bir Kürt karşıtı milliyetçi trendin Türkiye'de yükselmesi söz konusu olabilir.
Çözüm sürecinin diğer tarafı olan Kürt milliyetçi hareketi, her şartta gücünü ve etkisini maksimize eden, realist ötesi makyavelist bir hareket olduğunu açıkça gösterdi.