Şuşa Beyannamesi’nin Anlamı

Şuşa Beyannamesi, Türkiye-Azerbaycan iş birliğinin geldiği noktayı gösterdiği kadar bundan sonra izleyeceği yol haritasını da ortaya koyan önemli belgelerden birisi olarak şimdiden tarihe geçmiştir.

Devamı
Şuşa Beyannamesi nin Anlamı
Brüksel-Şuşa Seyahati Sonrası Dış Politikamız

Brüksel-Şuşa Seyahati Sonrası Dış Politikamız

Ankara bir yandan son yıllardaki hamlelerini tahkim eden diplomasiye devam edecek. Diğer yandan ise nüfuzunu genişletecek yeni hamlelerde bulunacak. Bugünün dünyasında milli menfaati temin etmenin yolu bu.

Devamı

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev’e vakfımız bünyesinde Muhittin Ataman ve Ferhat Pirinççi tarafından derlenerek Türkçe ve İngilizce yayımladığımız 'Çıkmazdan Çözüme Karabağ Sorunu' isimli kitabı takdim etmiştir.

11 sayfalık metin iki ülkenin 'taraflardan herhangi birinin bağımsızlığına veya toprak bütünlüğüne üçüncü bir devletçe tehdit ve saldırı halinde taraflar birbirine gerekli yardımı yapmasını' teminat altına alıyor.

Erdoğan hem NATO zirvesindeki görüşmelerle hem de Şuşa seyahati ile Türkiye'nin son dönemdeki dış politika hamlelerini pekiştirecek adımları atıyor.

Kitap, Azerbaycan’dan ve Türkiye’den alanında yetkin akademisyen ve uzmanların katkısıyla Karabağ sorununu kapsamlı bir şekilde analiz etmektedir.

Erdoğan-Biden Görüşmesi Ne Getirir?

Gözler 14 Haziran'da Brüksel'de gerçekleşecek olan ikili zirvede.

Devamı
Erdoğan-Biden Görüşmesi Ne Getirir
Odak Avrupa Parlamentosu nun 2019-2020 Türkiye Ülke Raporu

Odak: Avrupa Parlamentosu’nun 2019-2020 Türkiye Ülke Raporu

Kaleme alınan rapor ve buna bağlı karar tasarısı baştan sona Türkiye karşıtlığı üzerine hazırlanmıştır. Zira tartışmalı raporda ön plana çıkarılan hususlar ve yapılan eleştiriler bunu destekler niteliktedir.

Devamı

Sadece kendi kabiliyetini geliştirmekle yetinmeyen aynı zamanda geleceğin harp ortamına uygun bir savunma teknoloji zinciri oluşturmaya çalışan Türkiye küresel savunma pazarında da gerçek bir oyuncu olma yolunda hızla ilerliyor. 

Cumhuriyetimizin yüzüncü yılındaki 2023 seçimleri demokrasi tarihimizin 'en kritik seçimi' olacak.

Net olan şu ki, Ankara ve Washington arasındaki ilişkiler müttefiklik düzleminin dışına çıkıyor. Hasımlık, rekabet ve iş birliğini aynı anda götüren yeni bir denkleme oturuyor.

Sözde 'Ermeni Soykırımı' iddialarının Ermeniler için önemi nedir? Soykırım kavramının niteliği nedir? ABD Başkanı’nın sözde 'Ermeni Soykırımı' iddialarıyla alakalı karar vermesi meşru mudur? Türkiye yine de bu durumu ciddiye almalı mı? Türkiye neler yapıyor ve daha neler yapmalı?

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Montrö Sözleşmesine ilişkin, 'Sözleşmeyi 1936'dan beri yaptığımız gibi şeffaf ve tarafsız bir şekilde uygulamaya devam edeceğiz ama elbette sözleşme tek başına istikrarı sağlamak için yeterli değil' dedi.

AB çevreleri AB Konseyi Başkanı Michel ve AB Komisyon Başkanı Leyen'in Ankara seyahatini 'koltuk krizi' iddiasıyla gölgelemeye çalışıyor.

Fukuyama, 'Türk SİHA'ları kara savaşını dönüştürüyor' derken Türkiye'deki muhalifler Türk SİHA'larını küçümsemekle meşgul. Birisi çıktı, SİHA'ların çok da büyük bir başarı olmadığını ve Youtube izleyen herkesin yapabileceğini iddia etti. Bir diğeri daha da ileri gitti. Marketten bile satın alınabileceğini söyledi.

Kanal İstanbul'un Montrö Sözleşmesi'nin getirdiği kazanımları ortadan kaldıracağı yorumu, emekli amirallerin bildirisinin ana korkusuydu.

Ukrayna'nın Donbas ve Kırım bölgelerinde çözümsüzlüğün yedinci yılına girerken, Rusya-Ukrayna ilişkilerinin daha da gerildiğini, bilhassa Donbas bölgesinde ateşkes ihlallerinin devam ettiğini ve çatışmaların sürdüğünü görmekteyiz.

Türkiye çok mücadele verdi ama öncelikli kriz konularının hepsinde kendine çok geniş bir alan kazandı. Doğu Akdeniz, Suriye, Karabağ ve terörle mücadele birer başarı hikâyesine dönüştü.

Macron, Le Pen ile yarışında 'İslam, Türkiye ve Erdoğan' tehdidi ile yol alma eğiliminde. Bu eğilim hiç de yeni değil. Brexit'ten bu yana Avrupalı siyasetçiler, seçmenlerini Türkiye ile korkutuyor.

Erdoğan'ın kongrede ortaya koyduğu vizyon, bu kazanımları korumak ve Türkiye'nin 20 yıl boyunca kat ettiği mesafeyi güvence altına almak üzerine kurgulanmış.

Öncelikli gündem maddeleri olarak görülebilecek neredeyse tüm başlıklarda Türkiye eli en rahat olan ülke. Çünkü bir önceki dönemde en fazla sayıda güvenlik sorunuyla yüzleşti ve bunlardan güçlenerek çıktı.