ABD Başkanlık seçimlerine bir buçuk ay kaldı. Mutat olduğu üzere seçimler 5 Kasım'da (her dört yılda bir kasım ayının ilk pazartesi gününü takip eden ilk salı günü) tamamlanacak. Anketler Harris ve Trump arasında başa baş bir yarışın geçtiğini gösteriyor. Birleşik Devletlerin uluslararası siyaset, ekonomi ve güvenlikteki belirleyici ağırlığı ve başkan adaylarının birbirinden farklı yaklaşımları sebebiyle seçim, ABD dışında da yakından takip ediliyor. Zira Güneydoğu Asya'dan Ortadoğu'ya, Latin Amerika'dan Doğu Avrupa'ya kadar neredeyse her ülkenin ABD ile öyle ya da böyle bir etkileşimi söz konusu.
Devamı
Amerikan başkanlık seçimlerinde seçmenin oyunu belirleyecek en önemli mesele ekonomi olarak öne çıkarken, göçmenlik meselesinin önemi son senelerde yükselişe geçti. Özellikle 2023 senesinde Meksika sınırından girişlerin rekor seviyeye ulaşması bu meseleyi ülkenin en önemli gündem maddelerinden biri haline getirdi. Cumhuriyetçilerin Biden yönetimine karşı ‘açık sınır politikası’ uyguladığı şeklindeki sert eleştirileri etkili oldu. Texas ve Florida gibi Cumhuriyetçi valilerin yönettiği eyaletlerin New York ve Massachusetts gibi Demokrat eyaletlere otobüs ve uçaklarla göçmen yollamaları konuyu gündemde tuttu. Birçok küçük şehrin belediye hizmetlerinin ve bütçelerinin yeni göçmen nüfusu karşısında zorlanmasının da etkisiyle, göçmenlik ve sınır krizi başkanlık seçimlerinde kilit meselelerden biri haline geldi.
Devamı
Doç. Dr. Kılıç Buğra Kanat’ın, ABD’nin başkenti Washington DC’den Amerika'nın iç ve dış politikasını derinlemesine analiz edeceği AA Podcast’in yepyeni programı başladı. Amerika Masası’nın ilk bölümünde, ABD’de başkan adaylarının münazara geleneğini ve son Harris-Trump münazarasını konuştuk.
Salı akşamı gerçekleşen Trump-Harris münazarası Amerikan halkının sorunlarına çözüm önerilerinin konuşulduğu bir tartışma olmadı. Siyasetin son derece kutuplaştığı ve kişiselleştiği bir dönemde gerçek meselelerin etraflıca masaya yatırılmasını beklemek gerçekçi olmazdı zaten. Bunun yerine büyük ölçüde adayların karakterlerinin çarpıştığı ve birbirlerini zora sokmayı başarıp başarmadıklarını ölçtüğümüz bir televizyon şovu izledik. Trump hazırlıksız, disiplinsiz ve sinirlerine hâkim olamayan bir görüntü çizerken, Harris birçok soruya doğrudan cevap vermeyen ama Trump’ı ajite etmeyi başaran bir performans gösterdi. Ana akım medya Harris’i tartışmanın galibi ilan etti ancak münazaranın yarışın seyrini değiştirecek derecede büyük bir etki yaptığını söylemek mümkün değil.
Kamuoyu yoklamaları, ülke genelinde Harris’in Trump’a karşı avantajının istikrarlı biçimde devam ettiğine işaret ediyor ancak Amerikan seçimlerinde sonucu salıncak eyaletler tayin ettiği için bu eyaletlerdeki anketlere bakmak gerekiyor. Ülke genelinde yapılan anketlerde, temmuz ayında eşit görünen iki adaydan Harris’in eylül başında %3,2 farkla önde olduğu görülüyor. Trump’ın kendisine karşı suikast girişiminde yakaladığı pozitif havayı sürdüremediğini gösteren bu rakam, Harris’in yakaladığı ivmeyi ağustos ayında devam ettirdiğine işaret ediyor.
Biden yönetimi aylardır Gazze’de ateşkes görüşmelerinde sona yakın olduğunu açıklıyor ancak kalıcı ateşkesi sağlayacak bir anlaşmayı taraflara kabul ettiremedi. Defalarca son raddeye gelindiğine ilişkin haberler çıkmasına rağmen Washington’ın Netanyahu hükümetine söz geçirememesi ateşkesi imkânsız kıldı.
Geçen hafta Demokrat Parti Kongresi’nin Amerikan siyasi gündemini tekeline aldığını ve Harris kampanyasının Filistin göstericilerine rağmen gövde gösterisi yapmayı başardığını söyleyebiliriz. Kongre sırasında 80 milyon doların üzerinde bağış toplayan Harris, toplamda yaklaşık bir ay içinde 540 milyon dolar bağışla rekor kırdı. Bu gidişle 2020 seçimlerinde bir milyar doların üzerinde bağış toplayan Biden’ı geçmesi şaşırtıcı olmayacak. Harris kampanyasının iddiasına göre bağışçıların üçte biri ilk kez bağış yapıyorlar ve ayrıca 200 bin yeni gönüllü kampanyaya dahil olmuş durumda. Harris’in Demokratlar arasında büyük bir rüzgâr yakaladığını gösteren bu rakamlar, bir yandan da Amerikan siyasetinde paranın ve ultra zenginlerin rolünü tekrar gündeme getiriyor.
Devamı
Demokrat Parti Kongresi’nin ilk günündeki konuşmaların sıralaması ve içeriğine bakıldığında partinin eski jenerasyonunun ‘meşaleyi yeni nesle teslim etmesi’ ve Trump’a karşı birlik temalarının öne çıktığını görüyoruz.
Devamı
Kamala Harris’in geçen hafta Detroit’teki bir mitingde Filistin protestolarına verdiği karşılık Demokrat Parti’nin tamamını arkasına alma konusunda yaşadığı zorluğu gösterdi. Mitingdeki konuşması öncesinde İsrail’e silah akışının insan hakları şartına bağlanarak durdurulmasını isteyen protestocularla görüşen Harris, bu grubun konuşmasını bölmesine sinirli biçimde karşılık vermişti. ‘Bakın Trump’ın kazanmasını istiyorsanız onu söyleyin, aksi takdirde şu an ben konuşuyorum’ ifadelerini kullanan Harris bu tavrına gelen tepkiler üzerine daha sonraki bir mitingde ‘farklı seslere saygı duyduğunu’ söyleyerek gönül almaya çalıştı. Filistin meselesinde Biden’dan farklı olduğunu göstermeye çalışan Harris’in parti kongresinde yapacağı şova bu muhalif Demokrat seçmenin protestoları gölge düşürebilir.
SETA Washington D.C. Koordinatörü Kadir Üstün, A Haber ekranlarında yayınlanan Satır Arası programında, Ortadoğu’da son günlerde yaşanan gelişmelerin ABD’deki seçim gündemine yansımaları üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Amerikan siyasetinde başkanlık seçimlerine üç aydan az bir süre kala çok hareketli ve canlı bir kampanya dönemi yaşıyoruz. Özellikle Kamala Harris’in Başkan adayı olacağının kesinleşmesi, Demokratlar arasında güçlü bir heyecan yaratmış durumda.