IMF'de DeÄŸiÅŸen Bir Åžey Yok

IMF'nin Türkiye ekonomisi hakkındaki değerlendirmeleri, hem IMF analizlerinin anlık değişiminin kanıtı, hem de Türkiye ekonomisinde son yıllarda gerçekleşen iyileşmelerin IMF tarafından da kabul edilmesidir.

Devamı
IMF'de DeÄŸiÅŸen Bir Åžey Yok
Türkiye-Mısır İlişkilerinde 'Soğuk Barış' ve Ötesi

Türkiye-Mısır İlişkilerinde 'Soğuk Barış' ve Ötesi

Türkiye ve Mısır, birbirlerine karşı izledikleri politikaların yanlış olduğu kanaatinde değil. Fakat her iki devlette de, bölgedeki sistemik gelişmeler dolayısıyla sınırlı da olsa bir tür ilişkinin kurulması gerektiği konusunda ortak kanaat var.

Devamı

Türkiye'nin, 2000'lerde yaşadığı kalkınma macerasında uzun bir mesafe aldığı malum. Ekonomik restorasyonun gerçekleştirildiği bu dönemde, bir harabeyi kurtarmanın ötesinde, yepyeni bir yapı ortaya çıkarıldı.

Analizde, Erdoğan'ın siyaseti, cumhurbaşkanlığı adaylığı ve seçimlerde izlediği strateji analiz edilerek Erdoğan'ın nasıl bir cumhurbaşkanı olacağına dair tespitlere yer veriliyor.

Başbakan Davutoğlu'nun akademisyen kimliği, Yeni Ekonomi için üniversitelere düşen sorumluluğu çok iyi bilmesine olanak sağlarken, üniversitelerin de kurumsal iyileşme açısından hükümetten beklentilerini de artırmaktadır.

"Yükselen güç Türkiye", ekonomide ithalata bağlılığın önemli oranda azaltıldığı; enerji ve savunma sanayisi gibi kritik alanlarda dışa bağımlılığın minimuma indirildiği; yüksek teknolojili üretim ve ihracat sektörlerinin güçlendiği; yerel insan gücünün nitelik ve donanımının yükseltildiği bir vizyonu yansıtıyor.

Madem Siyaset Yeni Başlıyor

AK Parti siyasetini Türkiye'nin modernleşme, normalleşme ve bütünleşme süreçleri açısından ciddi bir imkan olarak gören bütün kesimler yeni Türkiye söyleminin üretimine katkıda bulundular.

Devamı
Madem Siyaset Yeni Başlıyor
62 Hükümet Programı ile 2023'e Yürümek

62. Hükümet Programı ile 2023'e Yürümek

2023 vizyonunu hayata geçirme yolunda başlatılan dev projeler için 'Dev projeler AK Parti'nin alamet-i farikasıdır' denilerek ulaşımdan eğitime, sağlıktan enerjiye, tarımdan savunma sanayiine kadar başlatılan büyük projeler Güçlü Türkiye için umut vericidir.

Devamı

62. Hükümet'in verdiği ilk mesajlardan biri şu oldu: “Ekonomik istikrarın hatırı için, siyasi istikrar da sürecek. Paniğe, mahal de müsaade de yok.”

Her kurucu misyon yeni bir dili kitlelere taşımak durumunda... Şimdilerde Başbakan Davutoğlu'nun "restorasyon" diyerek katkı yaptığı yeni Türkiye söylemi hegemonik bir siyasetin dili olma yolunda.

Erdoğan iktidarı boyunca Türkiye'nin sosyo-politik gerçekliği değişmiş ve siyasal merkez yenilenmiştir. Devlet ve toplum arasındaki mekanik düzlem ve toplumu devlet anlayışının karşısında ikincil konuma yerleştiren, toplumu disipline eden baskıcı anlayış dönüşmüştür.

Yeni düzenin ana belirleyeni olarak görülen etnisite ve mezhep unsurları, İran'ı yakından ilgilendirmekte ve onu durumdan etkilenebilecek ilk devletler arasına sokmaktadır.

Bir üniversite kendisine gelecek bağış miktarları azalacak diye, bazı grupların hoşuna gitmeyen fikirlere sahip akademisyenleri işten atacaksa, bu kurumda akademik özgürlüklerden bahsedilemez.

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti), bir partiyi hâkim parti olarak adlandırmak için siyaset bilimi literatürü dahilinde kullanılan kriterlerin tümünü karşılıyor.

Davutoğlu'nun "ben idraki" oldukça geniş. Türkiye'deki ve Osmanlı hinterlandındaki tüm etnik kökenlere kuşatıcı ve içerleyici bir dil ile ilişki kurabilme imkanına sahip.

Siyasal yöntem olarak Erdoğan'ın kurucu siyasetinin temelinde, Erbakan'ın izlemiş olduğu “naif” siyasetin ötesinde, kendi değerlerine yönelik saldırılar karşısında daha etkili, ancak geniş toplumsal kesimleri bu mücadeleye ortak eden bir siyaset vardır.

AK Parti üstlendiği ilk misyonu yerine getirerek vesayetçi sistemi tasfiye etmeyi başardı. Vesayetçi sistemin tasfiye edilmesi, AK Parti'ye “yeni Türkiye'yi inşa etme” misyonu yükledi.

Son bir yıllık süreçte ise cari açık, dış borçlar, faizler ve enflasyon gibi parametreler üzerinden küresel imajı yıpratılmaya çalışılan Türkiye ekonomisinin soğukkanlı ve etkili yönetimi noktasında bir tazelenme ihtiyacı göze çarpıyor.

Erdoğan sonrasında AK Parti'nin başına kimin geçeceği sorusunun yanıtını isimler üzerinden konuşmaktan ziyade siyaset tarzı ve siyasal vizyonlar üzerinde konuşmak daha yararlı olacaktır.

Üniversite mezunları, donanım ve eğitimlerine uygun iş bulamıyorlar. Çözüm; yükseköğretim mezunlarının çalışabilecekleri yani daha nitelikli çalışan arayan sektörlere yönelik teşvik ve yatırımları artırmak.

AK Parti hükümetleri, yükseköğretimin ülke sathına yaygınlaşması ve kitleselleşmesi konusunda büyük yatırımlar ve altyapı çalışmaları yaptılar. Şimdi benzer bir atılımın yükseköğretimdeki insan kaynaklarının iyileştirilmesi için yapılması lazım.