Doğu Akdeniz'de Enerji Satrancı

Görünen o ki, yeni doğalgaz boru hatları ve farklı ortaklıklarla, enerji masasındaki oyunu lehine çevirmek isteyen aktörlerin karşılıklı hamlelerine tanıklık edeceğiz.

Devamı
Doğu Akdeniz'de Enerji Satrancı
Biz Mersin'e Giderken Dünya Tersine Gider mi

Biz Mersin'e Giderken Dünya Tersine Gider mi?

Dünya Nükleer Örgütü (WNA) Ekim 2014 verilerine göre, şu an dünyada 31 ülke elektrik ihtiyacını karşılamak amacıyla nükleerden faydalanıyor. Bu totalde, gelişmiş ve gelişmekte olan ülke sayısı neredeyse denk.

Devamı

1991-2014 yılları arasında güçlenerek devam eden iki ülke arasındaki etkileşimin geçmişi Azerbaycan Cumhuriyeti'nin bağımsızlığını ilan etmesinden çok önceye dayanıyor.

Türkiye'nin siyasi geçmişinde istikrar ve huzurla gelen yükseliş dönemleri, ne yazık ki her daim kesintiye uğratılmaya çalışılmıştır. Ülke ne zaman pozitif bir ivme yakalayarak bölgesinde güçlü bir konuma gelse iç ve dış olaylarla bu süreç sabote edilmeye çalışılıyor. Bu yüzden, ülkede gerilim oluşturma adına uğraşanların neden bu zamanı seçtiklerinin cevabı da çok açıktır. Bu ülkede ne yazık ki gelişimi ve ilerlemeyi durdurmaya ayarlı bir zamanlama mekanizmasını yönetenler var. Tıpkı 1980'li yıllarda ülkede başlayan ekonomik değişimi engellemek isteyenlerin, bu ülkeye 1990'lı yılların karanlık zamanlarını yaşattığı gibi. Bu şekilde, siyasi ve sosyal çatışmalar kullanılarak, başta ekonomi olmak üzere ülkenin tüm alanlarında istikrarsızlığın ve kaosun gölgesini hâkim kılmışlardır. Öyle ki, 1990'lı yılları herkes karanlık ve kriz yılları olarak hatırlamaktadır.

Enerji, cari açığımızın baş müsebbibi ancak demir-çelik de, daha küçük bir paya sahip olmakla birlikte, sıralamada onu yakından takip ediyor.

Analiz, GGK projesinin fonksiyonu ve özellikleriyle birlikte projeyi desteklemesi düşünülen Türkmenistan, İran, Irak Bölgesel Kürt Yönetimi (IKBY) ve Doğu Akdeniz örneklerini inceliyor.

İstanbul Londra Olur mu?

İstanbul metrosundaki farklı coğrafyalardan insanların varlığının artmasına Türkiye kamuoyu ne türden tepkiler veriyor? Ya da "devlet aklı" bu gelişmeyi nasıl değerlendiriyordur?

Devamı
İstanbul Londra Olur mu
Kredi Derecelendirme Kuruluşları Türkiye'den Ne İstiyor

Kredi Derecelendirme Kuruluşları Türkiye'den Ne İstiyor?

Ülke derecelendirmesinde az sayıda firmanın oluşturduğu bu oligopol yapı Türkiye'ye not verirken, objektiflikten uzak davranmış, anlık ve spekülatif açıklamalara göre hareket etmiştir.

Devamı

Geçtiğimiz Cumartesi sabahı, rehin tutulan vatandaşlarımızın kurtuluşu haberiyle güne sevinçle başladık. Her biri paha biçilmez 49 cana zarar gelmeden elde edilen bu güzel sonucun, milli güvenlik açısından anlamı büyük…

Türkiye de hem enerji talebinin yüksek olması hem de enerji arz-talep ilişkisindeki stratejik önemi dolayısıyla öne çıkan ülkeler arasında yer alıyor.

Yeni düzenin ana belirleyeni olarak görülen etnisite ve mezhep unsurları, İran'ı yakından ilgilendirmekte ve onu durumdan etkilenebilecek ilk devletler arasına sokmaktadır.

Suriye toprakları Mart 2011'de başlayan ilk gösterileri takip eden aylarda bir iç savaşa sahne oldu. Akabinde ortaya çıkan Suriyeli mülteciler sorunu ise, bugün ulusal, bölgesel ve küresel düzeyde büyük bir endişe kaynağı haline gelmiş durumda.

Enerji Borsası'nın kurulumu ile Enerji Borsası ve elektrik piyasasında oluşacak referans fiyat uygulamasının yerli ve yabancı yatırımcıların karar verme sürecini hızlandırması öngörülmektedir.

Türkiye'den SETA'nın da aralarında yer aldığı 63, Ermenistan'dan ise 25 farklı Ev Sahibi Kuruluş, komşu ülkeden gelecek profesyonellere ev sahipliği yapacak.

Türkiye'nin en büyük problemlerinden biri olan enerji ihtiyacının son 10 yılda gerçekleşen büyüme oranlarının sonucu olarak artması, Türkiye'nin enerji faturasını da artırdı.

Eğer bugün otoriterlik üzerinden bir siyasal rejim tartışması yapacaksak önce son 10 yılda gerçekleştirilen demokratik kazanımları masaya koyarak, bu tartışmaya başlamamız gerekir.

Yüksek faiz dolayısıyla yıllarca orta gelir tuzağında patinaj yapan ülke mi ya da düşük faiz ile yüksek büyüme oranlarını gerçekleştirerek orta gelir tuzağından çıkmış bir ülke mi olacağız?

Rusya'nın yumuşak güç arayışının son noktası, başlamasına günler kalan Soçi Kış Olimpiyatları. Ancak iç ve dış politikada pek çok seçimiyle eleştiri konusu olan Putin yönetiminin, bu olumsuz havayı ekonomik ve siyasi olarak ne kadar kendi lehine çevirebileceği meçhul.

22. Kış Olimpiyat Oyunları, 6 – 23 Şubat tarihleri arasında Rusya'nın Soçi kentinde yapılacak. Rusya'nın en dezavantajlı bölgesi olarak kabul edilen Kuzey Kafkasya'nın kıyı bölgesinde yer alan Soçi, 2007'de olimpiyatlar için seçildi. Soçi Olimpiyatları, bu tarihten itibaren farklı argümanlarla protesto edilmeye başlandı. Bölgenin otokton (yerli) halkı olan Çerkesler, olimpiyat yapılacak bölgeyi soykırım toprağı olarak görüyorlar ve şehrin aday olarak açıklanmasından itibaren başlayan itirazları halen devam ediyor. Bugüne kadar hem Kafkasya'dan hem de farklı ülkelerde bulunan Çerkes diasporasından olimpiyatlara karşı boykot çağrısı yapıldı ve çeşitli protestolar düzenlendi. Bunun yanı sıra, çevre örgütleri olimpiyatlar için yürütülen inşa faaliyetlerinin bölgede geri dönüşü olmayan çevre tahribatına neden olduğunu öne sürerek olimpiyatlara ilişkin ciddi bir muhalefet sergilediler. UNESCO Kültür Mirası listesinde olan bölgede, ağaçların kesilmesi, toksik atıkların nehirlere dökülmesi gibi çevre hakkının ihlali niteliğinde olan faaliyetler, hem insanları hem de bölgede yaşayan diğer canlı türlerini tehdit ediyor. İnsan hakları örgütleri ve aktivistleri de Rusya'da devam eden insan hakları ihlallerine dikkat çekerek, olimpiyatların bu ihlallerin örtülmesine vesile olmaması gerektiğini belirtiyor ve bölgede uygulanan güvenlik politikalarının orada yaşayan insanların en temel haklarının ihlali anlamına geldiğinden bahisle endişelerini dile getiriyorlar. Bu muhalefet ve boykot çağrıları olimpiyatların iptali sonucunu doğurmasa da, uluslararası camiada Rusya'nın başını epeyce ağrıttı ve ağrıtmaya devam edecek gibi görünüyor.

Küresel ticaret ve finans akışlarına açık kalarak büyüme ve kalkınma hedeflerini gerçekleştirmeye odaklanan serbest piyasa ekonomilerinde güçlü gelecek vizyonunu inşa eden iki kurucu kavram, “istikrar” ve “öngörülebilirlik”tir.