Putin, Batı İttifakını Zorluyor

Sovyetler Birliği'nin dağılmasının 30. yıldönümünde dünya başkentleri Ukrayna krizindeki Batı-Rus gerilimine odaklandı. Moskova'nın eski Sovyet dünyasında Rus nüfuzunu pekiştirmek için yeni bir hamle içerisinde olduğu açık.

Devamı
Putin Batı İttifakını Zorluyor
Bölgesel Normalleşmenin Sınırları

Bölgesel Normalleşmenin Sınırları

Küresel sistem güç rekabetinin daha derinleşeceği jeopolitik bir mücadele dönemine girerken Ortadoğu'da aktörler nasıl normalleşecek?

Devamı

Afghan citizens and the international actors are concerned about the current developments and the possibility of instability in Afganistan. The current transformation in Afghanistan will affect the geopolitical configuration in the region.

Biden, Rusya'nın Ukrayna'yı işgali durumunda sadece ekonomik yaptırımlar uygulayacağını açıkladı. Putin'in düşünmesi gereken neredeyse Ukrayna'nın nasıl bir direnç göstereceği ile sınırlı.

ABD öncülüğündeki 10 ülke büyükelçiliklerinin Türkiye'ye yönelik diplomasi oyunu kısa sürede bozuldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sert çıkışıyla 10 ülke geri adım atsa da Türkiye'ye yönelik benzer operasyonların devam edeceği görüşü bildirildi

Bu 10 büyükelçi bildiri yayımlamayı bir kenara bırakıp, Türkiye'nin çıkarlarını ve hassasiyetlerini tanıyan yeni bir ilişki için çabalarlarsa kendi ülkelerine daha iyi hizmet ederler.

İttifakları Çatırdatan Yeni İttifaklar

Hırçın, eski sömürgeci büyük güç olarak Fransa küresel düzlemde yaşadığı itibar ve güç kayıplarını Türkiye'ye sataşarak toparlamaya çalışıyor. Yükselen güçler arasında Türkiye'nin rekabetçi profili ise giderek güçleniyor. Türkiye'nin yakın dönemde Rusya ile gelişen ilişkilerini eleştirenler bugün eski ittifakları çatırdatan yeni ittifak arayışındalar.

Devamı
İttifakları Çatırdatan Yeni İttifaklar
Soçi Seyahati ve Türk-Rus İlişkilerinin Üç Düzlemi

Soçi Seyahati ve Türk-Rus İlişkilerinin Üç Düzlemi

Erdoğan ve Putin'in ikili görüşmeleri lider diplomasisinin çarpıcı bir örneği olarak diplomasi tarihindeki yerini alacaktır. Bu sayede 2015 uçak düşürülmesinde bu yana Ankara ve Moskova arasındaki ilişkiler çok yönlü bir dönüşüme uğradı. İkili ilişki giderek çok katmanlı ve Türkiye'nin daha aktif rol aldığı yapıya dönüştü.

Devamı

Erdoğan’ın inisiyatif alması ve küresel düzene yaptığı eleştiri/öneriler liderlik algısını pekiştiriyor. 'Daha adil dünya' vurgusu tüm insanlığa yönelik bir çağrı. Çıkarların kaotik dünyasında değerlere yaptığı referansla bunu sıklıkla gösteriyor.

Türkiye gerilimli ilişkilerde yeni sayfa açma arayışında. ABD, AB, Mısır, Yunanistan, BAE, Suudi Arabistan ve İsrail ile ilişkilerin normalleşmesi politika gündeminde.

ABD'nin Afganistan ve Irak işgallerine sebep olan 11 Eylül saldırıları 'Amerikan hegemonyasının sona ermesinin başlangıcı' olarak görülmüştü. Şimdi Afganistan çekilmesi de '11 Eylül ile başlayan dönemin bitişi' olarak niteleniyor.

Afganistan farklı radikal unsurlara ve terör örgütlerine ev sahipliği yapmaya devam edecek gibi görünmektedir. Sovyet işgalinden bu yana yabancı savaşçıların mekanı olan Afganistan, gelecekte de şiddet kullanan devlet-dışı aktörlerin faaliyet alanı olarak kalacak gibi. Bu gruplar hem Afgan halkına tehdit oluşturacaklar hem de dış aktörlerin ülkeye müdahalesine vesile olacaklardır.

ABD'nin yeni bir terörle mücadelesi stratejisine ihtiyaç duyuyor. Bunu başaramazsa önümüzdeki yıllarda da 11 Eylül'ün hayaletiyle yaşamaya devam etmek zorunda kalacak.

Türkiye ve Körfez ülkelerini yakınlaşmaya iten birçok siyasi, güvenlik ve ekonomik unsur bulunmaktadır. Gerçekten olumlu bir hava mevcuttur. Bununla birlikte, güven hala düşük seviyelerdedir ancak pratik önlemler ve sahadaki karşılıklı adımlarla ilişkiler geliştirilebilir. Bu gidişat devam ederse devlet başkanlığı seviyesinde bir görüşme gerçekleşebilir.

ABD'nin ve Batı'nın stratejik üstünlüğünü kaybetmemek için küresel güç rekabetine odaklandığı bir dönemde yeni savaşlar dönemine kapı aralayabilir. Söz konusu yeni dönem, 11 Eylül sonrasında çok daha çetin ve kanlı geçebilir.

Neredeyse bütün cephelerde geniş bir karşı blokla mücadele eden Türkiye, kararlı duruşu ve caydırıcılığı sayesinde kazanımlarını muhafaza edebildi ve yeni kazanımlar elde etti. Bununla beraber bu kazanımlar bedelsiz değildi ve mücadele sürecinin Türkiye ve özellikle Türkiye karşıtı blok için ciddi maliyetleri oldu.

Taliban'ın nasıl bir yönetimin kuracağı, Afganistan'ın geleceği açısından oldukça önemli. Tamamen kapalı bir rejimin kurulması Afganistan'da var olan sorunları daha da derinleştirebilir.

DEAŞ saldırısının gösterdiği bir diğer realite, Taliban'ın bile istikrar ve güvenliği sağlayamadığı Afganistan daha büyük bir insani trajediye sürüklenebilir.

ABD'nin çekilmesiyle Taliban'a 'hem Rusya'yı hem de ABD'yi yendik' propagandası yapma fırsatı verildi. Dahası, bu çekilmenin, radikallere 'seçimle değil ancak savaşarak başarabiliriz' mesajını istemeden de olsa verdiği açık.

Taliban'ın dışlayıcı, bağnaz İslam anlayışı ile Türkiye'nin İslami hayat tecrübesi birbirinden çok uzakta. Anlamsız bir İslamcılık benzetmesi üretilmesi gerçekten garabet. Taliban'ın kazanmasına sevinenler de aynı hatalı bakışın diğer yüzü.

Cumhurbaşkanı seçildikten hemen sonra Reisi'nin Batı'ya yönelik verdiği soğuk mesajlardan hareketle, öncelikle İran-ABD ilişkilerinde bir yumuşama beklenmiyor.