Erdoğan'ın Rusya Ziyareti ve Türkiye-Rusya İlişkileri

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Rusya ziyareti kritik bir dönemde gerçekleşti. SETA'dan Kemal İnat ve Sadık Ünay hem bu ziyareti hem de Türkiye-Rusya ilişkilerinin siyasi ve ekonomik yönünü yorumladı.

Devamı
Erdoğan'ın Rusya Ziyareti ve Türkiye-Rusya İlişkileri
Hızlandık

Hızlandık

2. çeyreğe dair açıklanan istatistiklere göre; Türkiye ekonomisi bu dönemde geçen yılın aynı çeyreğine göre %3,8 büyüdü. 1. çeyrek hızımız ise, %2,5'e yukarı yönlü revize edildi.

Devamı

ABD petrolünün dünyaya akması, hiç şüphesiz belli ülkelerin pek hoşuna gitmeyecek. Pazar paylarını koruma yönünde onların nasıl tepki vereceği ise, buradaki esas meselelerden biri olacak.

Hatice Karahan, Türkiye'nin ekonomide ihtiyacını “maksimum reform minimum risk” şeklinde özetledi.

Yeryüzünün doğal kaynak zengini diyarlarında, asırlardır sömürgecilikten savaşlara varan bin bir zulüm yaşanıyor. Afrika'dan Ortadoğu'ya, Latin Amerika'dan Uzak Doğu'ya uzanan bu toprakların pek çoğunda, insanlar zenginlik içinde yoksulluk çekmiş, çekiyor, çekecek.

Hayal kırıklığı yaratan veriler akmaya devam ediyor ve ABD'nin “marka” ihracatının da bu işin içinde parmağı var.

Dolar Karşısında Çözüm Ne?

İthalat faturasını artırma konusu ek maliyete neden oluyor. En önemlisi de bazı malları ithal etmeniz gerekiyor. Bu da malların fiyatının bir şekilde yükselmesine, rekabet gücünün kaybedilmesine ve ihracatın da olumsuz anlamda etkilenmesine neden oluyor.

Devamı
Dolar Karşısında Çözüm Ne
Acil Bir Meselemiz Var

Acil Bir Meselemiz Var

Bugün güçlü bir duruş sergilemediğimiz takdirde, büyük bir potansiyel barındıran ekonomimiz yeni döneme başladığında yeni yaralarla boğuşuyor olabilir.

Devamı

Siyasetin ekonomi üzerindeki etkisi, gelişmekte olan ülkelerin yadsınamaz bir gerçeği. Türkiye de 2002'den sonra sağlanan siyasi istikrarın ekonomiye olumlu yansımasını gerçek anlamıyla tecrübe etti.

Koalisyon görüşmelerinde öne çıkan ve anlaşma sağlanamayan konuların başında CHP'nin restorasyon söylemi gelmekte.

Dünya ekonomisinin ve buna bağlı olarak “gücünün” kritik dönemlerden geçtiği bir konjonktürde, yolumuza resmen taş koyuluyor.

Son dönemlerde dünyada doğrudan yabancı sermaye yatırımlarıyla öne çıkan Çin'den yatırım çekmek, ithalat artışı yüzünden oluşacak dış ticaret açığını rahatlıkla finanse edebilir.

Türkiye'deki siyaset bilimci ve iktisatçılar ile düşünce kuruluşlarının bu türden “mirasyedi koalisyonlar”ın tekrardan oluşmasını önleyecek yapısal şartlar üzerine tekrardan kafa yormaları ve derinlikli çalışmalar yapmaları gerekiyor.

İran ile P5+1 ülkeleri arasında yapılan anlaşmanın ekonomik boyutunu SETA Ekonomi Direktörlüğü'nden Hatice Karahan değerlendirdi.

Doğu Anadolu bölgesine sınırı olan İran'la sınır ticaretinin gelişmesi Türkiye'deki bölgesel kalkınmaya pozitif katkı yaparken, aynı zamanda bu bölgenin iş ve ticari ilişkilerde cazibe merkezi olma yolunu açacaktır.

Son günlerde gündeme getirilen ve olası bir erken seçime alternatif olarak öne sürülen AK Parti – CHP koalisyonun ekonomi konularında nasıl bir tablo çıkar?

2014 Haziran ayında IŞİD olaylarının patlak vermesiyle birlikte, Irak'a ihracatımız önce %21, sonrasındaki aylarda ise %46'ya dahi varan yıllık daralmalar yaşadı.

Nisan'da açık 3,4 milyar dolar olarak kaydedildi. İlk 4 aylık açık ise, 14,5 milyar dolar. Bu rakam, Ocak-Nisan döneminde yıllık düşüşün %13,4 olduğunu söylüyor. Bu doğrultuda gerileme sürüyor olmakla birlikte, bir altın desteği göze çarpıyor. Nitekim altın hariç açık, bu dönemde %5,5 artmış.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı verilerine göre, eğer Türkiye bugün itibariyle bir nükleer enerji santraline, yani sadece Akkuyu Nükleer Santrali'ne sahip olmuş olsaydı, elektrik tüketimin yüzde 17'si bu santralden karşılanacaktı.

Faiz Kanalı: MB'nin açıkladığı faiz değişimi, borç paranın marjinal maliyetinde değişime yol açıp bankaların da uyguladıkları oranları düzenlemesini beraberinde getirebilir.