Nixon'ın Kemikleri Sızlıyor mu?

Batı, işleri kızıştırsın veya kızıştırmasın; Rusya'nın, işbirlikleriyle ayağa kalkmaya çalışacağı ortada. Bu senaryoda Çin baş aktör olacak ancak eklemek gerekir ki; karşılıklı tüm samimi pozlara rağmen hassasiyetler de yok değil.

Devamı
Nixon'ın Kemikleri Sızlıyor mu
Batı'da İslam Karşıtlığı Bir Don Kişot Sendromu

Batı'da İslam Karşıtlığı: Bir Don Kişot Sendromu

PEGİDA benzeri örgütler tarafından Avrupa'nın farklı ülkelerinde dillendirilen ‘İslam tehdidi' bir gerçeklik mi yoksa bir mit mi?

Devamı

Kendi tarihsel bağlamı içinde değerlendirildiğinde faşizm, modern, Batılı ve laik bir ideoloji. Bu yönüyle bir "sapma" değil. Sıkışmış Avrupa'nın içinden türemiş, kitlelere ümit olmuş bir "kurtuluş reçetesi".

Zincirin halkalarını birleştirdiğimizde farklı teoriler üretebiliriz. Ancak bu süreç Libya'ya müdahale ile biterse eğer, ifade etmediğimiz ihtimaller, komplo teorisi olmaktan çıkmış olur.

Avrupa'nın tasarruf stratejisini inşa eden Merkel'in endişesi de, işte bu nedenle Yunanistan'la sınırlı değil. Tsipras'ın yaratabileceği domino etkisine karşı, hassas bir denge gözetilmesi gerekiyor.

Abdullah Kalabalık, IŞİD'in gerçekleştirdiği son katliamın arkasındaki sebepleri ve yaşananların bölgede ne gibi sonuçlar doğuracağını yorumladı.

Avrupa'nın Krizleri

Avrupa'nın geçmişte de çözmekte zorlandığı krizler olmuştu ancak Soğuk Savaş'ın sona ermesinden beri en zor dönemini geçirdiğini ileri sürmek yanlış olmayacaktır.

Devamı
Avrupa'nın Krizleri
Mısır'ın Yaşayan Son Türk Kralı'na İadeyi İtibar

Mısır'ın Yaşayan Son Türk Kralı'na İadeyi İtibar

Mısır yönetimi, 1952 yılında Hür Subaylar darbesiyle devrilen Kral Faruk'un Avrupa'daki oğlu Ahmed'e "Son kral" muamelesi yaparak ona üzerinde "eski kral" yazan pasaport verdi.

Devamı

Demografik faktörler, bir ülkenin ekonomik dinamiklerini şekillendiren unsurların başında geliyor. Özellikle geleceğe dair projeksiyonlar yaparken, ülke nüfusunun yapısının ne yöne evirileceği önem taşıyor.

Avrupalılar gibi çatışmayı terk edip işbirliği temelli bir barış havzası oluşturmak için, İkinci Dünya Savaşı gibi bir felaketi mi yaşamamız gerekiyor?

TİM'in açıklamış olduğu ilk çeyrek verileri, ihracatta yüzde 12,3 oranında bir gerilemeye işaret ederken, bu daralmanın 5,6 puanının AB'den gelmesi dikkat çekiyor.

Ülke ekonomilerinde sanayi sektörlerinin gelişimi emek yoğun sektörlerde başlamış, sonrasında zamanla ve teknolojinin yardımıyla farklı sektörler oluşmuştur.

Her yıl yayınlanacak olan Avrupa İslamofobi Raporu'nun amacı Avrupa'daki İslamofobyanın yayılma trendini ülke bazında analiz etmek ve belgelemektir.

İlk çeyrekte AB'ye ihracatımız yıllık bazda dolar olarak % 12,3 düştü ancak bu dönemde euro da, dolar karşısında % 18'e yakın değer kaybetti. O halde aynı ihracata euro cinsinden bakalım dediğimizde, %6,5 oranında bir artışa şahit oluyoruz. İşte bu da, AB'de pazar payımızı arttırdığımıza işaret ediyor. Bununla birlikte, dünya ticaretinden neredeyse hiç bir ülkenin arzu ettiği desteği alamadığı bir dönemden geçiyoruz.

Türkiye ekonomisinin 2000'lerde sahnelediği başarının en dikkat çekici aktörleri arasında, kamu maliyesi geliyor. Bu dönemde bütçe açıklarının ve borç stokunun milli gelire oranları ciddi ölçüde düşürüldü. Maastricht kriterlerini benimseyen ancak gerçekleştiremeyen pek çok AB ülkesine, bu anlamda örnek olduk.

Akdeniz'deki göçmen akınının sebepleri nelerdir? Göçmenler Akdeniz üzerinden Avrupa'ya ulaşmak için hangi güzergahları kullanıyorlar? Avrupa bu trajedi karşısında bugüne kadar nasıl bir politik tutum almıştır ve yaşanan son faciadan sonra attığı adımlar nelerdir?

Koalisyoncu cephe, batı Avrupa koalisyonlarına da atıfta bulunarak, koalisyonla yönetilmeyi demokratikleşme sosu ile gerekçelendirmekteler.

Türkiye'de ise ne yazık ki tam manasıyla tartışamadığımız ve yalnızca siyaset açısından konuştuğumuz başkanlık sisteminin ekonomide ne gibi bir değişim yaşatacağı konusu, siyasi tartışmaların gölgesinde kalıyor.

Koalisyon dönemlerinde, siyasal kırılganlığın artmasından dolayı siyasi partiler sadece diğer partilerle pazarlık yapmamışlardır. Aynı zamanda medya gücünü elinde bulunduran yerleşik sermaye yapıları ya da güçlü sermaye grupları ile de iyi geçinmek zorunda kalmışlardır.

Analiz, G20'nin değişmekte olan küresel finans görünümü üzerindeki etkisini değerlendirmeye çalışıyor.

Bir yandan Batı, bir yandan da Doğu, geleceğe güç biriktirmek için birleşmek derdinde. Bizim de dünyadaki bu birleşmelere eklemlenmemiz şart. Tabii dünyayla bütünleşebilmek için, önce kendi içimizde bir bütünlük sağlamamız gerekiyor.