DAİŞ'in Esedçi Suç Ortakları

DAİŞ’e dair mevcut ezberler, örgütün Irak’taki hızlı yayılmasını kısmen açıklarken Suriye’deki varlığını ve eylemlerini anlatmakta yetersiz kalıyor.

Devamı
DAİŞ'in Esedçi Suç Ortakları
Putin'in Psikolojik Analizi

Putin'in Psikolojik Analizi

Putin’in liderlik ile ilgili ana motivasyonu, “Rusya’yı yeniden dirilten, eski günlerine döndüren adam olmak” şeklindedir.

Devamı

Rusya'nın rasyonel davranışlar içinde olmadığı da göz önüne alındığında, milli güvenlik çanlarının çalmaya devam edeceğini söyleyebiliriz.

Müslüman birey dini ile güçlü bir bağ kurduğunda, dini üzerinde bir anlama ve aydınlanma yaşadığında, yaşadığı ulus devlet düzenine yabancı hale gelebiliyor.

Türkiye, Fransa, Rusya ve Hizbullah’ı bir araya koyduğumuzda DAİŞ bağlamında anlamlı bir örüntü oluşmuyor. Bu sebepten ya bu saldırıların rastgele yapıldığını çıkarmalıyız ya da DAİŞ’i aşan yönlerinin olabileceğini.

Ufuk Ulutaş, DAEŞ’in uluslararası düzlemde bir takım hesaplaşmaların aracı olarak kullanıldığının ve kendi öz gündemi olan bir örgüt olarak değerlendirilemeyeceğinin altını çizdi.

IŞİD ve Zor Ölüm'lerin Tümü

Geçen hafta Rusya’ya ait bir yolcu uçağının Sina’da düşmesi ve sonrasında olayın sorumluluğunu IŞİD’in üstlenmesi ile tartışmalar yeni bir evreye girmiş oldu.

Devamı
IŞİD ve Zor Ölüm'lerin Tümü
İntihar Eylemlerinde Üç Düzey Bombacılar Örgütler ve Devletler

İntihar Eylemlerinde Üç Düzey: Bombacılar, Örgütler ve Devletler

İntihar bombacılığını anlayabilmek için en az üç düzeyde değerlendirme yapmak gerekir. Bu üç düzeyin sadece ilk halkasını oluşturan intihar bombacısına bakmak bizi yanıltır.

Devamı

Savaş uçaklarının hava sahası ihlalleri ile kıyaslandığında daha basit ve kısmen zararsız gibi gözüken İHA olayı, bunların kullanılma amaçları (casusluk, istihbarat, hedef tespit vs.) düşünüldüğünde ülkemize karşı en azından hasmane bir tutumu göstermesi açısından aynı derecede önemlidir.

Ülkeyi dün de bugün de kaosa sürüklemek isteyenlerin göremedikleri çok daha büyük bir gerçek ve teselli vardır: İyiye ve kötüye verilecek nihai karşılıkların belli bir zaman hududu yoktur.

Türk-Amerikan ilişkileri zorlu bir dönemden geçiyor. Onyıllar süren hiyerarşik ilişkinin son 10 yılda giderek etkisini kaybetti. Obama döneminde "model ortaklık" söyleminin hakim olmaya başlaması, model ortaklığın askeri konularda da izdüşümlerinin görülmeye başlaması ve bu yeni durumun getirdiği gerilim, ilişkileri her açıdan etkiliyor. İki ülke arasında son 6 ayda yaşanan krizler bile durumun ciddiyetini ortaya koymaya yeter: Mart'ta Ermeni Soykırımı karar tasarısının Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu'ndan geçmesi, Mayıs'ta Türkiye-Brezilya-İran arasında imzalanan Tahran Araştırma Reaktörü Anlaşması, Mayıs sonunda yaşanan Yardım Gemileri Krizi ve nihayet Haziran'da BM Güvenlik Konseyi'nde Türkiye'nin İran'a ek yaptırım paketi aleyhinde oy kullanması. ABD Genelkurmay Başkanı Oramiral Mike Mullen'ın Ankara ziyareti de bu açıdan değerlendirilmeli.

Sonuç kısmında dillendirilmesi adet olanı başta söyleyim; medyatik (araçsal) görüntüde söz konusu olan, varlığın gerçekliğini kendi iradesiyle ortaya koyması değil, onun gerçekliğinin kendisi dışındaki araçlar tarafından elde edilmiş görüntüsünün yeniden sunumudur. İHH’nin Gazze ablukasına yönelik “insani yardım” girişimi gayri insani bir karşılık görerek “kahraman” İsrail komandoları tarafından püskürtüldü. Gerçi karşılarında plastik sandalye gibi hiç de alışık olmadıkları bir mukavemet aracını gören “seçkin birlikler” kısa süren bir bocalama dönemi yaşadılar; ama bütün dünyanın şahit olduğu gibi bu bocalama kısa sürdü ve ardından doğal savaşçı refleksin harekete geçmesiyle tam otomatik silahların tetiğine davranan parmaklar insani yardımı yarıp geçti.

Obama’nın seçim başarısına, İran seçimlerinde muhalefetin sesinin duyulmasına katkısı ve facebook’un papucunu dama atmasıyla duyduk twitter’ın adını. İnternet devriminin çocukları faceebok’tan sonra şimdi twitter üzerinden yazışıyor. Facebook pazara düşmüş diyenler twitter’ı tercih ediyor.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Haziran 2009 tarihinde Afganistan ve Pakistan’a dört günlük ziyareti ile Türkiye’nin Afganistan’da artan rolü tekrar gündeme gelmiştir. 2005 başından itibaren Türkiye-Afganistan arasındaki karşılıklı ziyaretlerin yoğunlaşması, iki ülke arasındaki temasları hızlandırmıştır.

George Mitchell ve Hillary Clinton'ın Türkiye ziyaretleri, ardından Obama'nın Türkiye'ye gelmesi, ilişkilerde daha yoğun işbirliğinin önünün açıldığı şeklinde yorumlanmakta. Türkiye özellikle son dönemlerde izlediği çok boyutlu ve kuşatıcı dış politika ile bölgesinde çeşitli sorunların çözümüne pozitif katkı sağlamayı başarmıştır.   

OBAMA ile yeni bir döneme giren ABD’nin önündeki en önemli sorunlardan biri, Güney Asya’daki gelişmeler, özellikle de Afganistan-Pakistan ve Hindistan arasındaki ilişkilerin yeni dönemde alacağı şekil. Ancak şurası açık ki bu gelişmeler bölgedeki diğer aktörlerden bağımsız bir şekilde ele alınamaz.

PAKİSTAN’IN eski başkanlarından ve Pakistan Halk Partisi (PPP) lideri Benazir Butto’nun öldürülmesi, bu ülkede uzun yıllardır yaşanan kaosun hangi boyutlara ulaştığını gösteriyor. Askeri vesayet, abartılmış dış tehdit algısı, kötü yönetilmiş Keşmir sorunu, geleneksel toplum yapısı ve elitist siyasi parametrelerin arasında sıkışıp kalmış olan Pakistan’ın her istikrar hamlesi, paradoksal bir şekilde ülkeyi demokrasi ve şeffaflıktan uzaklaştırdı.

3 Aralık günü yayımlanan Ulusal İstihbarat Değerlendirmesi'nin (National Intelligence Estimate) İran nükleer programıyla ilgili raporu, ABD-İran ilişkilerinde bir dönüm noktasını teşkil ediyor. Rapora göre İran nükleer silah geliştirme amaçlı programını 2003 yılında sona erdirmiş.    

Hamas ile El-Fetih arasında Mayıs 2006’dan bu yana süren, referandum önerileri, erken seçim tehditleri, çatışmalar, ateşkesler arasında gidip gelen pazarlıklar nihayetlendi ve Filistin “ulusal birlik” hükümetine uzun bir bekleyişten sonra kavuştu. 17 Mart itibariyle yeni hükümet güvenoyunu aldı. Hamas-El Fetih militanları arasındaki çatışmaların bir iç savaşa dönüşebileceği kaygısından bu noktaya gelinmiş olması memnuniyet verici.  Ancak Ulusal Birlik Hükümeti ile Filistin için yeni bir dönemin başlayacağını söylemek ne yazık ki pek mümkün gözükmüyor