MİT’in MOSSAD Operasyonları

Millî İstihbarat Teşkilâtı (MİT) son yıl içerisinde diğer ülkelerin Türkiye'deki istihbarat faaliyetlerine yönelik yoğun bir karşı-istihbarat faaliyeti yürüttü. Özellikle İsrail ve İran'ın birbirlerine veya Türkiye'de yasal bir hayat süren muhalif yapılarına yönelik girişimleri dikkat çekiciydi. Doğal olarak Türkiye'nin de söz konusu iki ülke başta olmak üzere yabancı istihbarat servislerinin Türkiye'yi mücadele sahası haline getirmesine izin vermesi mümkün değil. Bu nedenle MİT, bir seri operasyonlar icra edip, bunların da bir kısmını basına servis etti.

Devamı
MİT in MOSSAD Operasyonları
13 Kasım Zirvesi Bir Fırsat

13 Kasım Zirvesi Bir Fırsat

13 Kasım bir fırsat olarak görülmeli. Umulur ki Beyaz Saray da bunu bir fırsat olarak görür ve ilişkilerde bir nebze olsun iyileşme yaşanır.

Devamı

SETA Strateji Araştırmaları Direktörlüğü, “Ortadoğu’da Ulusal Güvenlik Stratejileri” başlıklı bir kitap derleyecek.

Bu kitapta Suriye’deki güçlerin hedefleri ve kullandıkları araçlar uzman akademisyenlerce tartışılmaktadır.

Yanlış istihbaratla Irak’ı yerle bir edenler, şimdi doğru istihbarata rağmen Suriye’nin yerle bir edilmesinin sessiz ortağı oluyorlar.

Türkiye’nin YPG mevzilerine müdahalesi sonrası Suriye’deki gelişmeleri değerlendiren Fahrettin Altun, askeri enstrümanlar tarafından desteklenmeyen diplomatik çözümün Suriye’de mümkün olmadığının altını çizdi.

Güvenlik Bürokrasisi ve İstihbarat Ağında Reform İhtiyacı

Nebi Miş, Türkiye’deki tüm siyasi partilerin ve farklı görüşteki siyasal yapıların, “güvenlik bürokrasinin önlem almada yeterli olup olmadığını” tartışması gerektiğini ifade etti.

Devamı
Güvenlik Bürokrasisi ve İstihbarat Ağında Reform İhtiyacı
Türkiye ve Ulusal Güvenlik Stratejisi İhtiyacı

Türkiye ve Ulusal Güvenlik Stratejisi İhtiyacı

Türkiye'nin kendine has bir güvenlik doktrini geliştirmesi ve bunu kurumsallaştırması gerek.

Devamı

Anadolu Ajansı'na konuşan SETA Güvenlik Araştırmacısı Merve Seren, "Türk-Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemi" (T-LORAMIDS) projesinin, Türkiye'nin Batı'daki müttefiklerine sadakatini kanıtlaması gereken bir mesele değil, stratejik bir karar olduğu ifade etti.

2003'de ABD'nin Irak'ı işgal etmesiyle, Irak topraklarında yaşanan kaos, şimdi de kimsenin beklemediği ve anlayamadığı yeni bir aktörle, yani IŞİD'le başka bir boyuta taşındı. IŞİD'in Irak ve Suriye'de etkinleşmesiyle Ortadoğu'daki şiddet arttı. Sınır komşuluğunun yanısıra, geçmişten gelen tarihsel, ekonomik ve siyasal ilişkilerinden dolayı Türkiye bu bölgede yaşananlara hiçbir zaman kayıtsız kalmamıştır. IŞİD, diğer ülkelerin farklı planlar kurduğu Irak ve Suriye'de tüm dengeleri altüst etmiştir. Çünkü IŞİD örgütünün yapısı, finansman kaynağı, kısa sürede nasıl bu kadar güçlendiği belirsizliğini korurken, tek bilinen gerçek IŞİD örgütünün Irak'ın geleceğini yönlendirmek istemesi ve bunun için enerji noktalarına odaklandığıdır.

Batı'nın Ortadoğu veya İslam dünyası için çizdiği terörist imajını içselleştirme konusunda mahiriz.

Öncelikle güvenlik anlayışımızı yeniden gözden geçirmek, güvenlik kurumlarında köklü reformlar yapmak gerekmektedir.