Filistinlilere soykırımı devam ettiren İsrail, bir yandan da Lübnan'a saldırılarını yoğunlaştırdı. Saldırılar sırasında dünya liderleri BM kürsüsünde konuşuyorlardı.
Devamı
Başkan Biden’ın siyasi kariyerinin son BM konuşması, Amerikan diplomasisinin belki de en etkisiz dönemine denk geliyor. 7 Ekim’den beri İsrail’in ‘uluslararası toplum’ nezdinde Amerikan diplomatik güvenilirliğini yerle bir etmesini seyreden Biden yönetimi, BM reformu ihtiyacını dillendirse de bunu gerçek bir yeni uluslararası düzen ihtiyacına binaen değil de sistemden şikâyet eden ülkelerin baskısını hafifletmek için kabullenmiş görünüyor. Yıllardır konuşulan BM reformu ihtiyacını dillendirmeye sadece Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrasında başlayan Biden yönetimi, uluslararası sistemin yapısal reformu adına herhangi bir müzakere süreci başlatmadı. Enerjisini uluslararası sistemin İsrail’e baskı kurmasını engellemeye harcayan Biden, Ukrayna’ya destek, çatışma bölgelerinde insani yardım ihtiyacı, iklim değişikliği ve yapay zekâ gibi bildik temaların ötesine geçmeyecek.
Devamı
Bu yıl, BM toplantıları İsrail'in Filistinlilere yönelik soykırımının gölgesinde geçiyor. Her zamankinden daha etkili bir zirve olması gerekirken bunun tam tersi bir hava var. BM'nin çoklu krizler karşısında gereğini yapamadığı konusunda nerdeyse konsensüs oluştu.
Lübnan söz konusu olduğunda bekleyemediğimiz tek şey ülkede olası istikrar ve barış ortamının kalıcılığıdır. Ülke içerisinde varlığını sürdüren Hizbullah benzeri devlet dışı silahlı oluşumlar, İran, Suriye, İsrail ya da bazı Körfez ülkeleri gibi farklı devletler üzerinden ülke içerisinde nüfuzunu sürdüren aktörler ve neresinden bakılırsa bakılsın ekonomik, siyasi, sosyal ve diğer alanlarda sürekli yıkımın eşiğinde dolaşan Lübnan toplumu, ülkedeki kalıcı kaos ortamını alevlendiren başlıca faktörler olarak karşımıza çıkmaktadır.
SETA Genel Koordinatörü Nebi Miş, TRT 1 ekranlarında yayınlanan Enine Boyuna programında, İsrail’in Lübnan’da çağrı cihazları ve telsizler üzerinden gerçekleştirdiği saldırı üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Insight Turkey Editörü Muhittin Ataman, TRT 1 ekranlarında yayınlanan Enine Boyuna programında, İsrail’in Lübnan’da çağrı cihazları ve telsizler üzerinden gerçekleştirdiği saldırı üzerine değerlendirmelerde bulundu.
SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Murat Yeşiltaş, TRT 1 ekranlarında yayınlanan Enine Boyuna programında, İsrail’in Lübnan’da çağrı cihazları ve telsizler üzerinden gerçekleştirdiği saldırı üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Devamı
Aksa Tufanı Operasyonu'nun İzzeddin el-Kassam Tugayları öncülüğünde başlamasının ardından tüm dünyanın gözü Gazze- Tel Aviv hattına çevrilmişken kulağı da Güney Lübnan'dan gelecek haberlerdeydi. Gazze direnişinin düşman hatlarına büyük kayıp verdiren sızma girişimi, işgal devletinin kendi tarihindeki bir bakıma en büyük travma olarak kayıtlara geçti. Siyonist yönetimin ummadığı bir anda gelen bu saldırı karşısında vereceği orantısız karşılık bilinmekle beraber, en çok merak edilen konu Hizbullah'ın bu süreçte nasıl bir konumlanma alacağına dairdi. Çünkü kuzeyde yeni bir cephenin açılması elbette Tel Aviv için işleri zorlaştıracak ve Gazze'nin yanında Güney Lübnan'dan gelecek olası saldırılarla askeri olmasa dahi siyasi, toplumsal ve ekonomik kırılganlığı artıracaktı.
Devamı
İsrail asker sivil ayrımı gözetmeden düzenlediği gizli saldırıları bu sefer Hizbullah’a yöneltti. Binlerce Hizbullah üyesinin çağrı cihazı ve telsizlerine yerleştirdiği düzenekleri eş zamanlı olarak patlatan İsrail, belki de istihbarat derslerinde okutulacak bir operasyon gerçekleştirdi. İsrail’in Tahran’da İsmail Haniye’ye karşı gerçekleştirdiği suikast, İran’ın güvenlik açığının ne kadar derin olduğunu göstermişti. Binlerce Hizbullah üyesini yaralayan çağrı cihazı ve telsiz operasyonları bu örgütün de büyük güvenlik zaafı içinde olduğunu ortaya çıkardı. Hizbullah İsrail’in aylardır bölgede tansiyonu yükseltme çabasının en son aşaması olan bu saldırıya cevap verirse savaş kaçınılmaz olacak. Ancak ABD’nin de telkinleri ve perde arkasındaki baskısıyla İran Hizbullah’ın İsrail’le savaşa girmesini engellerse, Amerikan seçimleri sonrasında varılacak bir anlaşmanın İran için daha öncelikli olduğu anlaşılacak.
Dünyanın birçok yerinde -en azından insanlar tarafından- terör devleti olarak tanımlanan İsrail'in bu yeni saldırı yönteminin sonuçları bundan sonra farklı açılardan uzun süre konuşulacak.
7 Ekim günü başlayan ve halen devam eden saldırıları ile İsrail, Gazze'de ve diğer Filistin topraklarında insanlık tarihinde eşine az rastlanır bir insani kıyımı gerçekleştirmeye devam ediyor. Bu kıyımı, en yakın tarihli örneklerinden birisi olan Bosna Hersek'teki kıyımlardan da farklı olarak bütün görsel kanıtları ile tüm dünya kamuoyunun gözleri önünde gerçekleştiriyor.