Suudi Arabistan İçin Suriye ve Yemen’den Dersler

İran’a müdahale konusunda Suudi Arabistan öncülüğünde bir bölgesel koalisyon oluşturulmaya çalışılıyor. ABD’nin bu koalisyona askerî destek vermesi ise İsrail Lobisi'nin Trump’ı ve Amerikan devlet aygıtını ikna etmesine bağlı.

Devamı
Suudi Arabistan İçin Suriye ve Yemen den Dersler
Türkiye İttifakı Kazansın

Türkiye İttifakı Kazansın!

Seçimler ülkemizin olgunluğunu gösteriyor. Bu hengameden ancak daha güçlü ve daha olgun bir Türkiye ile çıkabiliriz.

Devamı

İran meselesinde her iki tarafın şahinleri krizi bir kademe daha yukarı çıkarmayı başardılar. Perşembe günü bir Amerikan insansız hava aracının İran tarafından düşürülmesi sonrasında ABD silahlı kuvvetlerinin buna askerî bir karşılık vereceğine dair beklentiler/endişeler oluştu.

Umman Körfezi’nde seyreden iki petrol tankerine karşı gerçekleştirilen saldırılar dikkatleri yine bu bölgeye çevirdi.

Bölgede bir Suud-İran savaşı çıkarmak zaten uzun zamandır yatırım yaptıkları bir hedef. İlerleyen günlerde, iki tarafa da büyük zarar verecek böyle bir savaşı başlatmaya yönelik yeni provokasyonlara şahit olabiliriz.

Duran: Washington’un beklediği olmadı, Türkiye teslim olmadı. Trump da ekibinden daha akıllı davranarak Türkiye politikasını değiştirdi. Yeni ortamda gidişat lehimize. Washington ve Moskova arasında manevra alanımız genişledi.

Kasım Seçimlerinin Ardından Trump

ABD Başkanı Donald Trump önümüzdeki iki yılda Temsilciler Meclisi bütçeyi kontrol ettiği için istediği harcamaları yapamayan ve istediği yasaları geçiremeyen bir başkan durumuna düşebilir.

Devamı
Kasım Seçimlerinin Ardından Trump
Trump Etkisi Devam Eder

Trump Etkisi Devam Eder

Demokratlar çoğunluğu elde etse de Trump ile başa çıkmaları kolay değil. Zira ara seçimlerde de yeni vaatlerde bulunan Trump direniyor ve direnecek. Hem Ortadoğu'da İsrail lobisine uygun politikalar geliştiriyor.

Devamı

SETA Genel Koordinatör Yardımcısı Prof. Dr. Kemal İnat, ABD-Türkiye ilişkilerini değerlendirdi.

ABD Başkanı Donald Trump: “Orada İsrail’i korumaya yardım edecek başka kimsemiz yok.” Danışmanları Amerikan Başkanı Trump’ı fena hâlde yanıltıyorlar herhâlde.

Tahran’daki zirvede Cumhurbaşkanı Erdoğan, İdlib meselesinde Rusya ve İran’ın Astana ve Soçi süreçlerinde verdikleri sözlere aykırı davranıp Türkiye’nin güvenliğini de tehdit edecek sonuçlara yol açacak şekilde hareket etmelerinin bu üç ülke arasında son dönemde söz konusu olan yakınlaşmayı da riske edeceğini muhatapları Putin ve Ruhani’ye açık bir şekilde hissettirecektir.

Bölgesel anlamda İran karşıtı bir blok oluşurken, ABD yönetimi de Tahran’a karşı kendi enstrümanlarını devreye sokmuştur. Bu enstrümanların başında ekonomik yaptırımlar gelmiştir.

Azil konusunun ısındığı bir dönemde Trump'ın ihtiyaç duyduğu şey algı yönetimi değil, somut destektir. Fakat bunu tercih edeceğine dair elbette herhangi bir garanti yok.

İsrail lobisi Davos'taki One Minute olayından sonra gösterdiği tepkiye benzer bir tepki gösteriyor. Bu lobinin Batı medyasındaki uzantıları Erdoğan ve Türkiye aleyhine sürekli yayınlar yapıyorlar. Öyle görünüyor ki önümüzdeki dönemde bu yayınların şiddetini artıracaklar.

Artık Türkiye sadece kendi tepkisini ortaya koyarak Filistin davasına hizmet etmiyor. Aynı zamanda İsrail'in zulmüne karşı bütün dünyayı ayağa kaldırıyor. Dün İstanbul'dan, Yenikapı'dan yükselen ses sadece İstanbul halkının değil küresel vicdanın sesiydi. İşte bu ses zalimleri boğacak olan sestir!

İsrail’in Filistin’e karşı izlediği haksız politikaların önüne geçebilecek bir Arap ittifakının oluşmasını beklemek günümüz siyasi konjonktürü göz önüne alındığında hayalci bir yaklaşımdır. Arap yönetimlerinin Filistinlilerin haklarını savunmak bir kenara, İsrail’e karşı cezalandırıcı bir tavır almaktan kaçındıkları bir siyasi ortamda bu görev bölgedeki halklar nezdinde İslam ülkelerinin lideri olarak görülen Türkiye’ye düşmektedir.

SETA Avrupa Araştırmacısı Kemal İnat ABD’nin Suriye’den çekilmeme kararı hakkında değerlendirmede bulundu.

ABD Suriye’de ne yapmak istiyor?

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik bu düşmanca tavırlar 2009'tan, Davos olayının hemen ardından kendisini göstermeye başladı...

Ne tek bir NATO üyesi, ne tek bir AB üyesi, ne de tek bir G-20 üyesi ABD'nin yanında yer aldı.

ABD bölgede hegemonik bir güç olmasına rağmen bu rolü hakkıyla oynama konusunda sıkıntılar mı yaşamaktadır? Yoksa ABD bölgede hegemonik bir güç olmaktan uzak ve nüfuzu da sallantıda olan bir devlet midir? Başka bir şekilde ifade edecek olursak, ABD-İsrail ikilisi böylesi bir karara, bölgede güçlerinin zirvesine çıktıkları için mi, yoksa bir düşüş yaşadıkları için mi imza attılar?