Türk-Amerikan Mücadelesinin Suriye Cephesi

ABD Suriye’de ne yapmak istiyor?

Devamı
Türk-Amerikan Mücadelesinin Suriye Cephesi
Bir Başarı Örneği BM Oylaması

Bir Başarı Örneği: BM Oylaması

Ne tek bir NATO üyesi, ne tek bir AB üyesi, ne de tek bir G-20 üyesi ABD'nin yanında yer aldı.

Devamı

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik bu düşmanca tavırlar 2009'tan, Davos olayının hemen ardından kendisini göstermeye başladı...

SETA Washington Genel Koordinatörü Dr. Kadir Üstün: Uluslararası kamuoyu Türkiye ile birlikte hareket ederken İsrail ve ABD yönetimi öngördükleri ama bu kadarını beklemedikleri bir yalnızlık içinde kaldı

ABD bölgede hegemonik bir güç olmasına rağmen bu rolü hakkıyla oynama konusunda sıkıntılar mı yaşamaktadır? Yoksa ABD bölgede hegemonik bir güç olmaktan uzak ve nüfuzu da sallantıda olan bir devlet midir? Başka bir şekilde ifade edecek olursak, ABD-İsrail ikilisi böylesi bir karara, bölgede güçlerinin zirvesine çıktıkları için mi, yoksa bir düşüş yaşadıkları için mi imza attılar?

SETA İstanbul Genel Koordinatörü Prof. Dr. Altun, 'Türkiye, Filistin'de barışın tesisi için İsrail'e baskısını sürdürecektir. Böylelikle İsrail izole hale gelecek ve çatışma yanlısı politikalarının önüne geçilecektir." dedi.

Türkiye Karşıtları Ve İstanbul Toplantısının Hikmeti

Bugün ABD ve İsrail, bölgede S. Arabistan, BAE ve Mısır'a güvenerek hareket ediyor. Fakat ABD ve İsrail'in bugün bölgemiz için savundukları politika bütün statükoların dağılmasını ve mevcut devletlerin birbiriyle kavgalı, küçük devletlere bölünmesini öngörüyor.

Devamı
Türkiye Karşıtları Ve İstanbul Toplantısının Hikmeti
İslam Dünyası Yeniden Birlik Olacak mı

İslam Dünyası Yeniden Birlik Olacak mı?

SETA İstanbul Genel Koordinatörü Fahrettin Altun Trump’ın aldığı Kudüs kararının İslam dünyasına etkisi hakkında değerlendirmede bulundu.

Devamı

İsrail savaşa hazırlanıyor..

ABD ve İsrail’in ne yapmak istediği belli. Peki, İslam dünyası Kudüs için ne yapıyor? İsrail işgalinden beri İslam dünyasının Kudüs için ne yaptığına bakarsak, şimdi de pek fazla bir şey yapamayacağını görürüz. Bunun iki önemli nedeni var:

Kudüs’ün statüsünü belirleme yetkisi Allah’tan Trump’ta veya herhangi bir ülkenin başkanında değil. Trump bu kararıyla BM kararlarını çiğnedi, zaten ilerlemeyen “barış sürecini” dinamitledi ama Kudüs’ün statüsünü tayin etmedi.

İçinden geçtiğimiz dönem kaygan bir zeminde kısa vadeli ittifakların herkesle kurulabileceği bir dönem. Herkesin değişik müttefiklere ihtiyacı var. Ama Kudüs'ü başkent yapma gibi stratejik değeri çok zayıf sembolik bir eyleme karlkışırsanız yok yere güvenliğinizi tehdit altına atarsınız..

Elçiliği Kudüs'e taşıma kararı İsrail'in çıkarına gibi görülüyor. Trump yönetiminin bugünkü dağınık halinde Washington'daki İsrail lobisi tarihi anın geldiğini düşünüyor olabilir.

Kuzey Irak Yönetimi tüm tavsiye, ikaz ve tehditlere rağmen 25 Eylül’de gitti referanduma. Olacaklara dair bir öngörü de vardı. Referandumdan sonra yaşananlar o ihtimaller dâhilinde olan şeyler mi, yoksa sürprizler de var mı?

Türkiye’nin, Washington tarafından izlenen İran’ın yalnızlaştırılması siyasetine ayak uydurmak konusunda aykırı davranmaya çalıştığı her dönemde ağır bir şekilde ABD’nin baskısına maruz kalması Türk-İran ilişkilerinin geliştirilmesinin önündeki temel engellerden birisi olmuştur.

Barzani Pan-Kürdizme ve bu sürecin hormonlu gücü PKK'ya hizmet etmiş oldu. Türkiye ve İran bunun farkında ve bu nedenle aralarındaki yakınlaşma hayati bir yakınlaşma.

Dikkatinizi çekiyor mu? Batılı müesses nizamın temsilcileri Türkiye'nin pozisyonunun tam aksi istikamette pozisyon alıyor ve terör örgütü tanımlarını ona göre yapıyor.

Siyasi ve ekonomik baskı, Katar’ı bir tercih noktasına getirecektir: Baskılara boyun eğip bölgesel angajmanlarında köklü değişiklikler yapmak ya da baskılara karşı mevcut araçlarıyla direnmek.

“Hackleme”nin faturası Katar’a kesilecek. Çünkü El-Uteybe’nin e-mailleri BAE’nin yürüttüğü siyasal mühendislik faaliyetlerinin bir özeti gibi ve merkezde Katar var.

Obama dönemi kalıntısı bazı CENTCOM subaylarının perdelemeleri kalkarsa Türkiye ile ABD arasındaki eşgüdümün yapıcı ve kalıcı sonuçları daha net ortaya çıkacaktır.

Trump’ın diğer Amerikan başkanlarından temel farkı, Amerikan çıkarlarını önceleyen politikasını kamufle etme ihtiyacı duymamasıdır.