İsrail’in saldırıları sistematik bir planın parçası. 19. yüzyıldan beri işletilen bu plan, bugün Kudüs’ün tamamen Müslüman nüfustan temizlenmesi ve Mescid-i Aksa’nın korunaksız kalarak yıkıma hazır hale gelmesi için son raddesine yaklaşıyor.
Devamı
Genel olarak baktığınızda Trump başaramadı. Bir 4 sene daha kazanamadı. Ekonomik vaatlerini yerine getiremedi. Müesses nizama karşı kaybetti. Dış politikada hiçbir işi sonuna kadar götüremedi. Bir değişim dalgasının üzerine bindi, ama o dalgayı yönetemedi.
Devamı
Amerikan güvenlik bürokrasisi ile Kongre’nin büyük kısmı, Obama döneminden devraldıkları Türkiye karşıtlığını Trump’ın başkanlığı döneminde tırmandırdılar.
ABD’nin Orta Doğu siyasetinde çıkarlar mı öne çıkacak yoksa Biden ekibinin dilden düşürmediği demokrasi ve insan hakları gibi idealler mi?
Küresel rakipleriyle mücadeleyi önceleyecek olan Biden yönetimi Türkiye’yi bu mücadelede yanına mı alacak yoksa İsrail lobisinin öncülük ettiği çevrelerin Ankara’daki hükûmeti devirmeyi hedefleyen politikasına destek mi verecek?
Gerek ABD’de gerekse Washington’un geleneksel müttefiki olan Batı başkentlerinin çoğunda seçimlerin olaysız bir şekilde tamamlanması, sonuçların tartışmasız bir şekilde ilan edilmesi ve Biden’ın kazanması yönünde bir beklenti söz konusu.
Amerikan başkanlık seçimleri yaklaştıkça dünyanın diğer ülkelerinde de seçimin muhtemel sonuçları giderek daha çok konuşulmaya başlandı.
Devamı
ABD seçimlerinin sonucu ne olursa olsun Arap rejimleri İsrail ile yakınlaşmadan beklediklerini alamayacaklar. İsrail kazanacak, onlar her halükârda kaybedecekler.
Devamı
Türkiye, Osmanlı’nın son dönemi ve Cumhuriyetin şimdiye kadar olan dönemindeki orta büyüklükte devlet rolüyle yetinmek istemiyor, her bölgesel güç gibi küresel bir aktör olmak istiyor.
Avusturya’nın başkenti Viyana 24 Haziran 2020’den itibaren dört gün süren protesto gösterilerine sahne oldu. Pandemi döneminde en ufak bir gösteriye dahi izin vermeyen ve bu nedenle ülkenin en tanınmış hukukçuları tarafından eleştirilen Avusturya hükümeti AB üyesi olması hasebiyle kendisinin de terör örgütü olduğunu kabul ettiği PKK gösterilerine izin vermekte bir beis görmedi.
Orta Doğu’da en etkili ittifak ağına sahip olan ülke kuşkusuz İsrail’dir.
Türkiye kendi halkının ve bölge halklarının çıkarlarını öncelediği için, Özal zamanında olduğu gibi AK Parti döneminde de bağımsız dış politikaya yönelerek Orta Doğu’da daha uzun dönemli ittifaklar arayışına girdi.
Libya, Suriye ve Yemen başta olmak üzere Orta Doğu çatışmalarına baktığımızda, gerek bölge ülkelerinin kendi aralarında gerekse bu ülkelerin bölge dışı aktörlerle kurdukları ittifaklar açısından bir kafa karışıklığı var gibi görünüyor.
2015 yılında İran ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi daimî üyesi beş ülke ve Almanya (P5+1) arasında nükleer sorunun çözümüne dair anlaşma (Kapsamlı Ortak Eylem Planı-KOEP) imzalandığında birçok uzman, artık ABD ve Avrupa ile sorunlarını çözen İran’ın bölgede yayılmacı bir politika izleyeceği ve Orta Doğu’yu domine edeceği öngörüsünde bulunmuştu. Ancak Tahran’ın bölgede zaten belli bir süredir izlediği nüfuz politikasının belki kuvvetleneceğini ama bu politikanın İran’ın bölgedeki etkinliğini artırmak yerine yıpranmasına yol açacağını söyleyenler de vardı ki, bu satırların yazarı bu ikinci gruba mensuptu.
Bu boyutta bir insani kriz ve yol açtığı sorunlar, bölgede çatışma ve güç arayışında olan ve bunu sürekli uluslararası hukuku ihlal ederek yapan aktörlerin davranışlarını değiştirmesi için bir gerekçe teşkil etmeyecek.
İran Devrim Muhafızları Ordusuna bağlı Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani, Türkiye saatine göre bu sabah saatlerinde Bağdat Havaalanı yakınlarında ABD saldırısı sonucunda öldürüldü. Süleymani, İran ordusunun yurtdışı operasyonlarından sorumluydu ve İran istihbaratı açısından kritik bir isimdi. Süleymani'nin öldürülmesinin ardından İran; ABD'ye tehdit dolu mesajlar yayınladı ve ABD'ye ait üslerin bölgede hedef alınacağını ifade etti. İran tarafından bir misilleme gelme ihtimaline karşılık İsrail'de de alarm verildi ve güvenlik önlemleri artırıldı. Peki yaşanan bu gelişme Ortadoğu'da nasıl bir yankı uyandıracak ve bölgesel gelişmeleri nasıl etkileyecek. SETA araştırmacısı Talha Köse, Süleymani'nin öldürülmesi ve beraberinde yaşanabilecek gelişmeleri Sabah.com.tr için değerlendirdi. İşte Talha Köse'nin açıklamaları:
SETA Genel Koordinatörü Duran, ABD Senatosunun 'Ermeni' kararına ilişkin, "Bu yaklaşım, ne ikili ilişki hukukuna ne NATO hukukuna ne müttefiklik hukukuna çalışıyor." dedi.
ABD ile ilişkilerde yaşanan sorunlar ve çok sayıdaki temel anlaşmazlık konusu artık hem Türk kamuoyunu hem de karar alıcıları yormuş durumda. ABD'nin PYD ve FETÖ'ye vermekte olduğu destek; Türkiye'nin S-400 hava savunma sistemi almasına karşıtlığı ve bu doğrultuda gündeme gelen yaptırımlar; Halkbank Davasını Türkiye aleyhinde sopa olarak kullanılmaya devam edilmesi; Ermeni iddialarının kongre gündeminde kullanılması, Türkiye'nin proje ortağı olduğu F-35 uçaklarının çeşitli bahanelerle teslim edilmemesi; ABD'nin Doğu Akdeniz denkleminde Türkiye'nin karşısından yer alması gibi birçok zorlu dosya iki ülke ilişkilerini son derece olumsuz etkilemekte.
Dünyanın en büyük askerî ve ekonomik gücüne sahip ülkesi olan ABD’nin sadece Türkiye’nin dış politikası açısından değil, aynı zamanda iç politikasının şekillenmesi açısından da önemli bir aktör olduğunu da ifade etmek gerekiyor.
İbni Haldun Üniversitesi Öğretim Üyesi ve SETA Araştırmacısı Talha Köse gündemi ve Barış Pınarı Harekatı'nı değerlendirdi. Köse "YPG'ye uluslararası meşruiyet kazandıran DEAŞ ile mücadeleydi. Onların elinden bu aracı almak çok önemli" dedi.
Amerika Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, bir yandan bu saldırının “savaş sebebi” olduğunu söylerken bir yandan da saldırının “İran destekli” olduğunu ifade ediyor. Başkan Trump da bir yandan İran ile bir savaş istemediğini, diğer yandan ise Amerika ordusunun hazır olduğunu ve “bir telefonla bir ülkeye gireriz” tehdidinde bulunuyor.