Yüce Divan Görevi Yargıtay'a Verilmeli

Dünyadaki yargı sistemlerini inceleyen SETA, AYM’nin görevlerinin yeniden düzenlemesi gerektiğini, Yüce Divan görevinin de Yargıtay’a verilmesi gerektiğini öneriyor.

Devamı
Yüce Divan Görevi Yargıtay'a Verilmeli
Rapor Çağrısı Avrupa İslamofobi Raporu 2016

Rapor Çağrısı: Avrupa İslamofobi Raporu 2016

Periyodik olarak her yıl çıkacak olan Avrupa İslamofobi Raporu ilk kez 2016 yılında yayımlanmıştır.

Devamı

Dikkat edilmesi gereken en önemli husus İslamofobinin bize Müslümanlar ve İslam'dan daha çok İslamofobik şahıslar hakkında bilgi verdiği gerçeğidir.

CHP'den çok sayıda fire olursa bu parti aynı anda hem "Kürtlere ihanetle" hem de "teröre destek" vermekle suçlanabilecek. Bu yönüyle dokunulmazlıkların kaldırılması önce HDP'ye sonra da CHP'ye "dokunacak.

CHP'den çok sayıda fire olursa bu parti aynı anda hem "Kürtlere ihanetle" hem de "teröre destek" vermekle suçlanabilecek. Bu yönüyle dokunulmazlıkların kaldırılması önce HDP'ye sonra da CHP'ye "dokunacak.

Ülke siyasetinde siyaset kurumunun maruz kaldığı baskılar göz önüne alındığında, milletvekilliği dokunulmazlığının nihai kertede demokratik siyaseti korumaya yönelik iyi niyetli bir uygulama olduğu gözükmemektedir.

Avrupa’nın Açık Hedefi Mülteciler

Avrupalı siyasetçiler her ne kadar Müslümanlarla değil cihatçı ve teröristlerle savaştıklarını söyleseler de, bu söylem ne yerel ne de küresel kamuoyunda yeterince etkili olamadı.

Devamı
Avrupa nın Açık Hedefi Mülteciler
Avrupa'nın Açık Hedefi Mülteciler

Avrupa'nın Açık Hedefi Mülteciler

Avrupalı siyasetçiler her ne kadar Müslümanlarla değil cihatçı ve teröristlerle savaştıklarını söyleseler de, bu söylem ne yerel ne de küresel kamuoyunda yeterince etkili olamadı.

Devamı

PKK, Türkiye içi dinamiklerle var olmak yerine, Türkiye dışı dinamiklerle beslenir oldu. İçinden çıktığı topraklara tam bir yabancı haline geldi. Hak arama davasıyla ilgili tüm algılardan uzaklaştı.

Türkiye’nin acilen T-LORAMIDS projesiyle amaçlandığı gibi uzun menzil ve yüksek irtifa hava savunma yetenek ve kapasitesini güçlendirmesi gerektiği aşikardır.

TİM verileri, Ekim döneminde ihracatın, geçen yılın aynı ayına göre %1,5 gerilediğini söylüyor. Bu doğrultuda, aylardır yakamızı bırakmayan düşüşün Ekim ayında hız kesmiş olduğu gözümüze çarpıyor.

FERNAND Braudel, Medeniyetlerin Grameri adlı eserine “Medeniyet mi demek lazım, yoksa medeniyetler mi?” sorusuyla başlar. Medeniyet kelimesinin kültür kelimesiyle cebelleştiği yıllara dikkat çeken Braudel, “Dünya tarihçileri bu kelimeyi hem tekil hem de çoğul olarak kullanmak zorundalar” der.

3 Aralık günü yayımlanan Ulusal İstihbarat Değerlendirmesi'nin (National Intelligence Estimate) İran nükleer programıyla ilgili raporu, ABD-İran ilişkilerinde bir dönüm noktasını teşkil ediyor. Rapora göre İran nükleer silah geliştirme amaçlı programını 2003 yılında sona erdirmiş.    

RUSYA-Gürcistan savaşı, Kafkaslardaki stratejik dengelerin ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Kafkaslardaki kriz bir başka hususu daha teyid etti: Bugünkü küresel güç savaşları dünyanın en küçük ülkeleri, en küçük toprak parçaları ve aktörleri üzerinden yürüyor.

BATI’DAKİ çoğulculuk tartışmalarının 11 Eylül’den sonra yeni bir boyut kazanacağına ve bu saldırıların ardından güvenlik merkezli yaklaşımların yükselişe geçeceğine herkes kesin gözüyle bakıyordu. Fakat Avrupa ve Amerika’daki çoğulculuk ve çok kültürlülük tartışmalarının Müslüman topluluklar üzerinden yapılıyor olması, yeni ve endişe verici bir eğilime işaret ediyor

Tren kazası, raydan çıkma, duraklama, dondurma, vs. derken Türkiye’nin AB üyeliği belirsiz bir istikamette ilerliyor. Kıbrıs meselesinden dolayı müzakere sürecinin yavaşlatılması, bundan sonraki dönemle ilgili önemli ipuçları veriyor. Bu belirsizlik ve gerginlik ortamında AK Parti hükümeti AB üyeliği konusunda eski heyecan ve kararlılığını muhafaza edebilecek mi? Bugün Kıbrıs diyen AB, yarın başka konularda ayak diretecek ve müzakere sürecini fiilen sona erdirecek mi?Limanların açılması ve dolayısıyla Kıbrıs meselesinden dolayı müzakerelerin askıya alınması iki ihtimali gündeme getiriyor: Ya AB, çok ilkeli ve tutarlı bir politika izliyor ve temel prensiplerden taviz verilmeyeceğini söylüyor ya da AB’nin, Türkiye’nin üyeliği konusunda hala büyük şüpheleri var.

Garton Ash’in, 27 Temmuz 2006 tarihli The Guardian’da yayımlanan yazısı “Avrupalılar olarak Orta Doğu’daki çatışmayı bizim yarattığımızı asla unutmamamız gerekir” başlığını taşıyordu. Ash’e göre, kökenleri tarihin derinliklerine uzanan Yahudi düşmanlığı Orta Doğu’yu kana bulayan, son Lübnan örneğinde görüldüğü gibi sivillerin hayatlarını kaybetmelerine ve yurtlarından ayrılmak zorunda kalmalarına yol açan başlıca nedenlerden biri. Avrupa tarihine bakıldığında sistematik bir Yahudi düşmanlığının olduğu ve bu kıtada istenmeyen Yahudilerin zamanla kendi devletlerini kurmayı amaçlayan siyasi siyonizm bilincini geliştirdikleri ve Avrupa’nın da yardımıyla nihayet 1948 yılında bağımsız bir devlet İsrail kurduklarını görüyoruz.

Bir siyaset adamının görüşlerinde, düşüncelerinde ya da hayat tarzında değişim emareleri göstermesi kamuoyunda iki farklı şekilde algılanır: Siyasetçinin taraftarları böyle bir değişimden memnun olmazken, muhalifleri her değişimin kendilerine yaklaşmak olduğunu varsayan narsist bir yanılsamayla sevinirler. Başbakan’ın yıllar içinde birkaç defa “değiştim” dedikten sonra, geçenlerde “değişmedim, değişmeyeceğim” demesi Türkiye’de bu iki farklı algılamaya dair vazıh örnekler sağladı.

Medeniyet ve buluşma kavramları, uluslararası siyasette giderek önem kazanıyor. Toplumlar geçmişte olduğu gibi bugün de siyasi tercihlerini kültür, kimlik, din, medeniyet ve aidiyet duyguları üzerinden yapıyor. Devlet ve toplumun varlığını, kartezyen bir ulusal çıkar kavramına indirgeyen bakış açısı, İslâm ve Batı dünyalarının karmaşık ilişkisini açıklamakta yetersiz kalıyor. Çatışmacı modeller dahi medeniyetin, uluslararası ilişkilerin anahtar kavramlarından biri haline geldiğini kabul ediyor. Fakat medeniyetler diyalogu ve ittifakı, kavram ve uygulama düzeyinde pek çok sorunu da beraberinde getiriyor. MEDENİYETLER İTTİFAKI YAHUT BULUŞMASI Son yıllarda medeniyetler ittifakı, diyalogu yahut buluşması adı altında çeşitli girişimlere tanık olduk. İran'ın 1999'daki teklifi üzerine BM, 2001 yılını "Medeniyetler İttifakı Yılı" ilan etti ve dünya toplumlarını temsil eden en büyük siyasî yapı olarak çeşitli faaliyetler düzenledi. Bu yıl, yine BM himayesinde Türkiye ve İspanya başbakanları düzeyinde ortak bir proje başlatıldı ve bunun için 18 kişilik bir "âkil adamlar" heyeti oluşturuldu. BM'nin 25 Ağustos 2005 tarihli duyurusuna göre bu girişimin 2006 yılının ortalarına doğru tamamlanması öngörülüyor. Medeniyetler diyalogu çalışmalarına İslâm Konferansı Örgütü (IKÖ) de bir müddettir katılıyor. Akademik ve siyasî çevrelerde kavram giderek önem kazanıyor.