ABD’nin Büyük Yanılgısı

11 Eylül saldırılarının üzerinden tam on beş yıl geçti. Bu süre zarfında dünya 11 Eylül’dekinden çok daha büyük yıkımlarla, çok daha ağır krizlerle karşı karşıya kaldı. Özellikle İslam dünyasında devasa kayıplar verildi, şehirler tarumar edildi, milyonlarca insanın canı yandı, devletler çöktü, ülkeler bölündü.

Devamı
ABD nin Büyük Yanılgısı
Yeni Amerikan Politikası

Yeni Amerikan Politikası

Bush'un ekibinde yer alan neo-conlar da, Trump'ın kabinesinde yer alacak olan muhafazakârlar da "İran karşıtlığı" ve "radikal İslamcılık düşmanlığı" noktasında buluşuyorlar.

Devamı

Devlet dindarlara zulmettikçe dindarlar ile devlet arasındaki mesafe açıldı. Kritik olan nokta, bu açıklığın hiçbir zaman düşmanlık hâlini almamasıdır.

Bütün muhalif entelektüel eleştiriler derlenip toplanıp "İslamcı otoriterleşme" mottosu altında formüle ediliyor artık. Son "laiklik" tartışması da bu formülü pekiştirmek için kullanıldı.

Batı basınında popüler olduğu dönemde Türkiye “modelinin” başarısı dört unsura dayandırılmıştı; demokratikleşme, Batı ile entegrasyon, serbest piyasa kapitalizmine uyum ve ılımlı İslam anlayışı.

Politikanın ama özellikle de dış politikanın romantizm ve maksimalist taleplerle yürütülecek bir alan olmadığı açıktır.

Hangisi Örnek: Nahda mı AK Parti mi?

Bugün Tunus devriminin Arap isyanlarından geriye kalan tek olumlu örnek olması Gannuşi'nin siyasetine çok şey borçludur. Bu siyaset aynı zamanda Nahda hareketini radikalleşme tehlikesinden korudu.

Devamı
Hangisi Örnek Nahda mı AK Parti mi
Dokunulmazlık Meselesi ve CHP-HDP Yakınlaşması

Dokunulmazlık Meselesi ve CHP-HDP Yakınlaşması

Ak Parti karşısında seküler-sol bir tarihsel bloğun kurulması iki postmodern öznenin karşı karşıya gelmesi anlamını taşımaktadır. Bunun olabilmesi için CHP’nin Kemalizm saplantısından, HDP’nin de PKK’nın kontrolünden ve mevcut yönetici kadrosundan kurtulması gerekmektedir.

Devamı

Bütün muhalif entelektüel eleştiriler derlenip toplanıp "İslamcı otoriterleşme" mottosu altında formüle ediliyor artık. Son "laiklik" tartışması da bu formülü pekiştirmek için kullanıldı.

Türkiye’de genel olarak siyasal faaliyetin, özelde de merkez-sağ siyasetin koordinatlarını belirleyen asıl unsur, 1961 Anayasası olmuştur.

PAKİSTAN’IN eski başkanlarından ve Pakistan Halk Partisi (PPP) lideri Benazir Butto’nun öldürülmesi, bu ülkede uzun yıllardır yaşanan kaosun hangi boyutlara ulaştığını gösteriyor. Askeri vesayet, abartılmış dış tehdit algısı, kötü yönetilmiş Keşmir sorunu, geleneksel toplum yapısı ve elitist siyasi parametrelerin arasında sıkışıp kalmış olan Pakistan’ın her istikrar hamlesi, paradoksal bir şekilde ülkeyi demokrasi ve şeffaflıktan uzaklaştırdı.

Irak’ta yeni dönem ‘parçalanma’ya ayarlı! Arap ülkeleri Irak’ın güçlü bir Arap ülkesi olarak çekilmesini ve yerine İran merkezli bir Şii kuşağı tarafından doldurulmasını endişeyle karşılıyor. Irak’ın Arap kimliğini yitirmesi, bölgede İsrail, İran ve Türkiye’yi stratejik bakımdan daha güçlü bir konuma getirecek...

Başörtüsü etrafında yapılan tartışma, Türkiye’deki özgürlük sorununun boyutlarını çarpıcı bir biçimde ortaya koyuyor. Taraflar arasındaki keskin görüş ayrılığı, elitler arasındaki uzlaşma kültürünün bazen imkánsız derecesinde zor olduğunu gösteriyor.

Berthold Brecht, "Augsburg Tebeşir Dairesi" adlı hikâyesinde, gerçek sevginin nasıl test edildiğini anlatır. Avrupa'daki 30 yıl savaşları sırasında Katolikler Augsburg şehrini ele geçirerek talan ederler.  

SETA PANEL Oturum Başkanı:     İbrahim Kalın     SETA Konuşmacılar:     Levent Köker     Gazi Üniversitesi Uluslararası İlşkiler Bölümü     Murat Yetkin     Radikal Gazetesi      İhsan Dağı     ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü Tarih: 9 Nisan 2008 Çarşamba Saat: 17.00 Yer: SETA, Ankara

SETA PANEL Oturum Başkanı:     Taha Özhan     SETA Konuşmacılar:     Baskın Oran     Uluslararası İlişkiler Profesörü ve Agos ve Radikal İki Yazarı     Fahrettin Altun     İstanbul Şehir Üniversitesi İletişim Fakültesi Koordinatörü ve Anlayış Dergisi Yayın Yönetmeni     Yasin Aktay     Selçuk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Tarih: 12 Mart 2009 Perşembe Saat: 16.00 – 18.00 Yer: SETA, Ankara  

Sonuç her ne olursa olsun Mısır artık eskisi gibi olmayacak. Bu gelişmelerin etkisi tüm bölgeye yayılacak.

Kemalizm'in siyasetin temel belirleyeni haline sokulması, modernleşme sürecinin dinamizmini kaybetmesine yol açmıştır.

Mısır ‘sancılı bir demokratikleşme’ ile ‘askeri-yargı vesayeti’ arasında tercih yapacak. Birincisinin ismi ‘siyasal türbülans’. İkincisi ise Mısır’ın yıllarca mahkum olacağı Mübarekizmin önünü açabilecek ‘bürokratik oligarşi’.

Bugün çözüm süreciyle beraber "Kürtler ne alacak?" sualini iyi niyetli veya kötü niyetli soranların anlaması gereken şey ilk kez Kürtler açısından da benzer bir zeminin oluşma ihtimalidir. Dolayısıyla yukarıdaki sorunun cevabında "Kürt arayanlar" hayal kırıklığına uğrayacaklar. Zaten on yıllarca mezkûr sorunun devam etmesi, bir yönüyle de büyük ölçüde Kürtlere özgü demokratikleşme girişimlerinden kaynaklandı. Müesses nizam da benzer şekilde tam da bu cevabı arayanlar üzerinden kendisini sürekli klonlayarak varlığını koruya geldi. Geç kalmış Kürt milliyetçiliği belki Kürtlere bir şey veremedi ama vesayet rejimine en az yirmi yıl hediye etti.

21. Yüzyıl'ın ilk önemli devriminin yaşandığı Mısır'da sadece iki sene sonra askeri darbe yaşandı. Genelkurmay Başkanı ve Savunma Bakanı Sisi'nin Cumhurbaşkanı Mursi'nin görevine son verildiğini ve Anayasa'nın askıya alındığını belirten konuşması, Tahrir'de toplanan Mursi aleyhtarı göstericiler tarafından “halk devrimi”; Cumhurbaşkanı'na destek veren Rabiatül Adeviye meydanındaki Mursi taraftarlarınca da “askeri darbe” olarak nitelendirildi. Görüldüğü gibi Mısır'da meydanlar da, taraflar da ikiye bölünmüş durumda. Aynı bölünmüşlük kavramlar için de geçerli. 30 Haziran'ı “halk devrimi” olarak niteleyenler, demokrasi adına yapılan bu girişimin, 25 Ocak Devrimi'ni Mısır halkından kaçırmaya çalışan Müslüman Kardeşler'e karşı demokrasinin korunması amacı taşıdığını söylüyorlar.