İslam Dünyasında "İş" Birliği Derken…

İİT ekonomileri ürün çeşitliliğinde sınıfta kalıyor. Eskiye göre bir ilerleme olabilir, kabul, ancak geldiğimiz noktada hala toplam ihracatın çok önemli bir bölümü mineral ürünler üzerine kurulu.

Devamı
İslam Dünyasında quot İş quot Birliği Derken
Erdoğan ın Çağrısı ve İİT nin Geleceği

Erdoğan’ın Çağrısı ve İİT’nin Geleceği

Dönem başkanlığını devralan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Zirve açılış konuşması İİT'ye yönelik beklentilerin tercümanı oldu. Hem de İİT'nin "gerçek bir birlik" olması için neler yapılması gerektiğine dair önerilerle dopdolu olarak.

Devamı

İİT'nin Avrupa Birliği gibi bir entegrasyona dönüşememesinin sebebi, üye ülkelerin ortak bir ajandasının olmaması.

Sahip oldukları farklılıkların sağladığı geniş bir ağa sahip olan İİT, gerçekte dünya ekonomisinde ve siyasetinde ne kadar etkili?

2015 Avrupa İslamofobi Raporu’nun en önemli bulgularından biri, çok az Müslüman nüfusa sahip birçok Avrupa ülkesindeki siyasi tartışmalarda İslamofobik söylemlerin önemli bir rol oynadığı tespitidir.

İstanbul Finans Merkezi (İFM), faizsiz finansal araç alternatifi sunarak, sermaye sahiplerinin yatırımlarını Türkiye'de değerlendirmesinde öncü rol üstlenebilir.

İslam, Demokrasi Ve Piyasa Denkleminde Türkiye Ekonomisi

Türkiye örneği, İslam ülkelerine örnek olabilecek alternatif bir ekonomik sistem olabilir mi?

Devamı
İslam Demokrasi Ve Piyasa Denkleminde Türkiye Ekonomisi
Vekalet Savaşında Yeni Cephe Lübnan mı

Vekalet Savaşında Yeni Cephe Lübnan mı?

KİK'in kararı ve Suud'un artan ekonomik baskısı Lübnan hükümetini Hizbullah'ı sınırlandırmaya itebilir mi? Buna ihtimal vermek çok zor.

Devamı

Hiç utanmadan, operasyonun olduğu akşam, "Türkiye'nin derdi YPG'ye saldırmak değil, DAİŞ'i korumak" diye propaganda yapıyorlar. Güvenlik gerekçesiyle atılan bir adımı "kültürel hınç"la izah etmeye çalışıyorlar.

Bölgede artan gerginlik, dinsel temelli bir mezhep çatışması değil, İran’ın bölgesel stratejik hırsı ile Suudi Arabistan’ın siyasi korkularına dayalı siyasi bir çatışmadır.

Rusya'nın sivilleri bombalamasına ABD'nin gösterdiği cılız itiraz Suriye konusunda örtük olarak anlaştıkları tezini gittikçe güçlendiriyor.

Yaşananları bir mezhep çatışması veya savaşı olarak görmenin doğru olmadığı kanaatindeyim. Olan biten bir mezhep çatışması değil mezheplerin enstrüman olarak kullanıldığı çıkar, güç ve hakimiyet mücadelesidir.

Türkiye, sahip olduğu ekonomik ve siyasi istikrar ile doğrudan yabancı yatırımların yönleneceği, yabancı yatırımlar için merkez olacak ülkelerin başında gelmektedir.

Burhanettin Duran: “Bir zamanlar İsrail karşıtı olma haliyle ciddi bir meşruiyeti vardı İran’ın ama şimdi gittikçe Şii yayılmacısı olarak görülmeye başlıyor.”

Ä°slam dünyası tarihinin önemli dönüm noktalarından birini yaşıyor. Küresel sisteme entegre olmakla kendisi kalmak arasındaki gerilim, çaÄŸdaÅŸ Müslüman toplumların siyasi ve kültürel tercihleri üzerinde doÄŸrudan bir etkiye sahip. Türkiye, Mısır ve Ä°ran gibi ülkelerin modernleÅŸme serüvenleri, aynı zamanda derin çeliÅŸkilerin tarihi. ModernleÅŸme adına büyük bedeller ödemeyi göze alan Müslüman toplumlar ne modernleÅŸebildiler ne de kendilerine has bir zaman-mekan telakkisi geliÅŸtirebildiler. Öte yandan modernleÅŸmenin nimetlerinden bugüne kadar siyasi elitler ve onlara yakın duranlar faydalandı. Ä°slam toplumları modernleÅŸmeyi merkeze karşı çevreyi zayıflatan bir süreç olarak tecrübe etti ve bu fiili durum bugün de devam ediyor. Çevrenin siyasi, ekonomik ve kültürel alanlarda yaÅŸadığı marjinalleÅŸme, Ä°slam dünyasında farklı gerginlik alanlarının doÄŸmasına neden oluyor. Ä°slam coÄŸrafyasının yer yer askerî, çoÄŸu zamansa siyasi, ekonomik ve kültürel iÅŸgal altında olması, bu gerilim noktalarına yeni bir boyut katıyor. Avrupa’nın 19. yüzyıldaki modernleÅŸme tarihinin sömürgecilikle atbaşı gittiÄŸini Ä°slam dünyası unutmuÅŸ deÄŸil. 19. yüzyılın ikinci yarısında MaÄŸrib’den Endonezya’ya kadar Ä°slam coÄŸrafyasının yaklaşık yüzde 80’inin fiili iÅŸgal altında olduÄŸu gerçeÄŸi, kolektif hafızada yaÅŸamaya ediyor

Geçen iki yazıda Ä°slam dünyasındaki temel gerginlik alanlarına temas etmiÅŸ ve zaman ve mekan telakkilerinden merkez-çevre iliÅŸkisine kadar bir dizi sorunun bu gerginlikten kaynaklandığını söylemiÅŸtik. Ä°slam dünyası bu sorunlara çözüm bulabilmek için yoÄŸun bir fikri çabanın içerisinde bulunuyor. Ä°KÖ’nün 9-11 Eylül tarihleri arasında düzenlediÄŸi Mekke toplantısı bu sorunların ele alındığı önemli platformlardan biriydi. Malezya’dan Pakistan’a, Türkiye’den Senegal ve Bosna’ya Ä°slam dünyasının pek çok ülkesinden gelen alım ve aydınlar, siyaset, ekonomi ve kültür-düÅŸünce baÅŸlıkları altında pek çok sorunu ele aldılar. Paralel olarak yapılan panellerde sorunlar özgür bir ortamda ve eleÅŸtirel bir dille tartışıldı. Ä°KÖ Genel Sekreteri Prof. Dr. Ekmeleddin Ä°hsanoÄŸlu’nun baÅŸkanlığını yaptığı konferans, hem geliÅŸtirdiÄŸi yeni vizyon hem de sunduÄŸu çözümler açısından benim beklentilerimin üzerinde bir baÅŸarı elde etti. Toplantıya Ahmet DavutoÄŸlu, Ali BardakoÄŸlu, Lahdar Brahimi, Kemal Hasan, HurÅŸit Ahmed, Osman Bugaje, Enes Karıc, Ali Cuma gibi Ä°slam dünyasının önde gelen alim ve aydınları katıldı.

DÜNYA yeni bir düzenin kurulma sancılarını çekiyor. Birinci Dünya Savaşı’nın ardından tasfiye edilen klasik imparatorlukların yol açtığı iktidar boÅŸluÄŸu kendini Ä°kinci Dünya Savaşı’nda gösterdi. Bu savaşın ardından ortaya çıkan güç boÅŸlukları ise SoÄŸuk SavaÅŸ ÅŸeklinde tarif edilen nispi denge ile dolduruldu.

1- 2 Åžubat 2007   Ä°stanbul Grand Cevahir Otel ve Kongre Merkezi

Mısır'ın geleceÄŸini belirleyecek soru, Mısır'daki otoriter rejimin 14 Mayıs deneyimini yaÅŸa(t)mamak için dayatacağı 27 Mayıs düzenine muhalefetin direnip direnemeyeceÄŸidir.

Bugün Ä°slam dünyasına iliÅŸkin  olumsuz önyargıların sorumlusu Müslüman halklar deÄŸil, onları temsil iddiasındaki siyasi yönetimler ve hareketlerdir.