Piyasalardaki oynaklıklar son haftalarda Avrupa'yı çevreleyerek sürerken, bundan bolca pay alanlar arasında İtalyan bankalar dikkat çekiyor.
Devamı
Gelişmiş ülkelerin himayesinde olan ekonomik güç dengesi yükselen ekonomilere geçti geçiyor derken, gelişmiş ülkelerin aleyhine ve yükselen ekonomilerin lehine olan sürece bir de Brexit eklendi.
SETA'nın 25 ülkede yaptığı son araştırma Avrupa'da İslamofobi'nin geldiği noktayı gözler önüne serdi. Raporda, Avrupa'daki krizlerin yabancı düşmanlığıyla birleştiği ve Müslüman karşıtlığının hızla arttığı bilgisi verildi.
Salzburg Üniversitesinden Dr. Farid Hafez ve SETA’dan Dr. Enes Bayraklı, SETA'nın Avrupa 2015 İslamofobi Raporunda Avrupa'da İslamofobiyi inceledi.
Dikkat edilmesi gereken en önemli husus İslamofobinin bize Müslümanlar ve İslam'dan daha çok İslamofobik şahıslar hakkında bilgi verdiği gerçeğidir.
Canlı bomba, dünya çapında özellikle 80'ler itibariyle hareketlenen, 2000'lerde ise tırmanan bir terör türü…
Devamı
SETA Dış Politika Araştırmacısı Mehmet Uğur Ekinci, Yunanistan erken seçimlerini, Sol görüşlü SYRIZA Partisi'ne olan halk desteğini ve ülkenin Avrupa Birliği ile ilişkilerini değerlendirdi.
Devamı
Yenişafak'a konuşan SETA Ankara Hukuk ve İnsan Hakları Araştırmaları Direktörü Yılmaz Ensaroğlu, Çözüm Süreci'nde gelinen noktayı ve yaşanan hareketliliği değerlendirdi. Ensaroğlu, Bütün yükü sadece hükümete veya HDP'ye yıkıp kenara çekilemeyiz. Herkese büyük görevler düşüyor. dedi.
SETA analisti Muhittin Ataman, İskoçya'daki tarihi bağımsızlık referandumunun İskoç halkının yaşadığı kimlik bunalımını ortaya koyduğunu belirtti.
Filistin, Türkiye'de hükümetler üstü bir davadır. Türkiye'nin Filistin algısı, Türkiye Cumhuriyeti sınırlarını ve tarihini aşar ve kökü Kudüs'ün fethine hatta daha öncesinde Hz. Peygamber'in kıblesini Kudüs'e doğru döndürmesiyle başlar.
Batı'nın Ortadoğu veya İslam dünyası için çizdiği terörist imajını içselleştirme konusunda mahiriz.
Kürt meselesinin' çözümü ve PKK'nın silahsızlanması' başlıklarında, en popüler konuların başında ise çatışma çözümleri' denilen, 20. yy ikinci yarısında icat edilen karma disiplin gelmektedir. Batılı sosyal muhayyilenin, Hıristiyanlığın ezici bir şekilde anlam dünyasını belirlediği savaş ve barış', iyi ve kötü', çatışma ve uzlaşma' ve çile ve refah' gibi dikotomik tarifler etrafında oluşan çatışma çözümleri dünyasının, batı dışı toplumlar için ne kadar anlam ifade ettiği şüphelidir. 19. yüzyıl pozitivizminin nihai kavramsal çerçevesini belirlediği çatışma' ve çözümleri', II. Dünya Savaşı sonrası dönemde ise ete kemiğe bürünecek şekilde metodolojisine ve uygulamalarına kavuşmuş oldu.
"Türkiye'nin bir Kürt meselesi bulunuyor." Türkiye, Suriye ölçeğinde veya ağırlığında bir ülke olsaydı, yaşanan soruna dair önceki cümleyi kurup, durmak yeterli olurdu. Kürtlerin ana gövdesinin yaşadığı, tabii kaynakları olmamasına rağmen bölgenin en güçlü ekonomisine ve askeri gücüne sahip, son on yıldır istikrarlı bir değişim ve demokrasi tecrübesi bulunan ülkenin ismi Türkiye. Bu haliyle, Türkiye'nin, "Kürt meselesini ya da PKK'yı" sadece kendi lokal sorunu olarak ele alması mümkün değildir. Demokratik açılım süreciyle kendi Kürt meselesinin çözümünde ciddi mesafe alan Türkiye'nin bir güncelleme yapması gerekmektedir. Türkiye bütün Ortadoğu'yu ihata edecek bir yaklaşımla Kürt sorunsalına yaklaşmak durumundadır. Hem siyasi derinliği açısından hem de güvenlik kaygıları açısından bu yaklaşım kaçınılmazdır. Hali hazırda, Baas rejimine Kürtler adına tarihlerinde ilk kez haklarının iade edilmesi talebi doğrultusunda baskı yapmış Türkiye'nin daha farklı bir seçeneğe yönelmesi düşünülemez bir durumdur.
Sömürgecilik döneminde dünyaya şekil verme gücüne sahip olan, sanayileşme ve modernleşme ile birlikte askeri, ekonomik ve siyasi söylem üstünlüğü kuran Avrupa bugün ayakta kalma mücadelesi veriyor.
2011’de Türkiye başlıklı SETA analizi, genel seçimlerden Kürt sorununa, Arap Baharı’ndan yeni anayasa sürecine Türkiye’nin meseleleri hakkında geniş çaplı bir 2011 değerlendirmesi sunuyor.
Son zamanlarda yaşadığımız boykotlar, arzulanan siyasi protestonun sonuçlarını gerçekten eylem sahiplerine sundu mu?
TÜRK eğitim sisteminin özellikle de 1990’ların başındaki durumu ile Batı ülkelerinin eğitim sistemi kıyaslandığında, dikkati çeken en önemli hususlardan biri, Türkiye’de eğitimin geleneksel olarak eşitlikçi bir yapı arz etmesidir.