Gotham, Amerika’nın Neresinde Kalıyor?

George Floyd’un un öldürülmesi sonrasında patlak veren olaylar birçoklarımıza ilk etapta Joker filminden sahneleri hatırlatsa da aslında tam tersi Holywood'a bu sahnelerin ilhamını veren Amerika'da şimdiye kadar yaşananlar olabilir. Gotham dediğimiz yer belki de Amerika'da hali hazırda var olan bir dünya. Süper gücün pelerini, maskesi ve vazgeçilmez çekiciliğinin örttüğü bir gerçeklik. Amerika'nın bazen hatırlamak istemediği ama ikide bir en olmayacak zamanda yüzleşmek zorunda kaldığı bir üvey kardeş. Batman'ın o unutulmaz sözünde olduğu gibi Amerika da bazen 'beni tanımlayan maskemin altında ne olduğu değil ne yaptığım' diyebilir. Neticede Mars'a koloni kurmaya çalışıyor o Amerika. Ama hep olduğu gibi maskenin içindekiler bir yerde yeniden ortaya çıkıp o Amerika'yı gözümüzün içine sokuyor.

Devamı
Gotham Amerika nın Neresinde Kalıyor
Trump ve Antifa Uçları Arasında Irkçılık ve Yağmacılık İkilemi

Trump ve Antifa Uçları Arasında Irkçılık ve Yağmacılık İkilemi

Amerika'nın Minneapolis şehrinde geçtiğimiz Cuma günü polisler tarafından gereksiz ve aşırı şiddet kullanımı neticesinde George Floyd isimli bir siyahi hayatını kaybetti. Floyd'un ölümü sonrası binlerce insan tüm Amerika'ya yayılan protesto gösterilerinde bulundu. Gösterilerin kontrolden çıkmasıyla yakılan polis araçları, kundaklanan ve yağmalanan mağazalar, tırmanan şiddet ve savaş alanından farksız sokak görüntüleri ise halen görülmeye devam ediyor.

Devamı

George Floyd'un polis tarafından öldürülmesi Amerikan siyah toplumu için alışılmadık bir vaka değil aslında. Bu sefer farklı olan olayın görüntülenmesi ve kısa sürede medyada yarattığı infial oldu. Başkan Trump'ın olaya yaklaşımı da büyük bir çarpan etkisi yarattı. Siyahların sistematik olarak orantısız polis şiddetine maruz kaldığı herkesin malumu olmasına rağmen son senelerde bu gibi olaylara toplumsal tepki her seferinde artmaya devam etti. Gerek siyah toplumun gerekse genç beyaz nüfusun protestolarının şiddeti, zamana yayarak unutturma ve sorumlu kolluk gücü üyelerinin en fazla açığa alınmasıyla yetinilmesinin önlenmesi amacına matuf aslında. Gösterilerin isyan boyutuna varması da Trump yönetiminin olayları siyasi olarak yönetemediğinin en bariz göstergesi.

George Floyd'un ırkçı polis şiddetiyle öldürülmesine tepkiyle ABD'de 140 şehre yayılan protestolar ve Başkan Trump'ın orduyu kullanma tehdidi "sokak" olgusunu yeniden öne çıkardı. Yeniden diyorum çünkü sokak hareketleri ile siyaseti şekillendirme arayışı sadece son 30 yılda bile birçok kez gündemi işgal etti. 1989'da Çekoslovakya'da başlayarak Doğu Avrupa'da etkili olan Kadife devrimler, komünist rejimleri sona erdiren bir demokratikleşme dalgası olarak görüldü. Çekoslavakya'nın bölünmesine sebep olsa da genelde Kadife devrimler barışçıl olmaları sebebiyle olumlu bulunur.

Dünya tarihinin önemli dönüm noktalarından birinden geçiyoruz.

Antifa nedir? Trump neden Antifa’yı terör örgütü ilan etmek istiyor? Antifa’nın YPG ile ilişkisi var mı? YPG dünyadaki radikal sol örgütleri nasıl etkilemektedir? Antifa militanları Türkiye’ye karşı savaştılar mı?

Irkçılık Virüsü Amerikan İmparatorluğunun Sonunu Getirir mi?

Amerikan toplumunun genlerine işlemiş ırkçılık ve yabancı düşmanlığı hastalığı, dünyanın hâlen en güçlü ülkesi olan ABD’nin en zayıf tarafını oluşturuyor.

Devamı
Irkçılık Virüsü Amerikan İmparatorluğunun Sonunu Getirir mi
ABD de Kaos Büyüyor

ABD’de Kaos Büyüyor

SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Muhittin Ataman, ABD’de yaşanan protestoları değerlendirdi.

Devamı

SETA Strateji Araştırmaları Direktörü Hasan Basri Yalçın, ABD’de yaşanan protesto olayları üzerine değerlendirmelerde bulundu.

SETA Washington DC Araştırma Direktörü Kılıç Buğra Kanat, ABD’de yaşanan protesto olaylarını değerlendirdi.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 47. sayısı çıktı.

Amerika'daki gösterilerin hala polis şiddetine karşı yapıldığını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Mesele artık bambaşka bir yere savrulmuş durumda. Malumunuz bir siyahi ilk kez bir polis tarafından öldürülmüş değil. Ve göstericilerin büyük çoğunluğunun maalesef umurunda bile değil. Onlar buradan başka bir siyasal zafer devşirme peşinde.

19. yüzyılda 750 bin Amerikalının ölümüyle sonlanan iç savaşı kölelik karşıtları kazansa da ırkçılık ortadan kaldırılamadı. 1960'lardaki sivil haklar mücadelesi kurumsal ayrımcılığı federal suç haline getirse de ırkçılık fiilen devam etti. Derinleşen gelir dağılımı sorunları yetmezmiş gibi polis şiddeti de sık sık siyahlar için gündelik hayatı çekilmez kıldı.

Malcolm X’in 58 yıl önce söylediği bu sözler bugün de geçerliliğini koruyor. Beyaz çoğunluğun siyahi toplumun tecrübesini anlamayı reddettiğini, özneliğini kabul etmediğini, şikayetlerini görmezden ve feryadını duymazlıktan geldiğini görüyoruz.

Amerika'da siyahilere yönelik polis şiddeti yeni değil. Sıkça karşılaşılan bir durum. Bunu protesto etmek için zaman zaman gösteriler de yapılır. Ancak bu kez ortalık birbirine girdi. Hızla bütün şehirlere yayılıyor. Korona salgını bile unutuldu. On binlerce insan sokaklarda. Gösteriler yağmaya ve şiddete dönüştü. Ölüm ve yaralanma haberleri artıyor. Başta polis merkezleri olmak üzere devlet binaları ateşe veriliyor.

Türkiye, ilk çeyrek büyüme oranıyla G20 ülkelerini solladı. Koronavirüs olmasaydı büyüme yüzde 6-7’ye yaklaşabilirdi. İkinci çeyrekte daralma olsa da normalleşme adımlarıyla birlikte üçüncü çeyrek rakamları daha iyi gelecek

ABD'de bir hafta içinde yaşananlar hem geleneksel medya hem de sosyal medya bağlamında yeni tartışmaların önünü açacak gibi görünüyor.

Dünyanın her tarafında ciddi seviyelerde yabancı düşmanlığı var. Şimdi koronavirüs nedeniyle sınırların gittikçe kapandığı dünyada yabancı düşmanlığının daha da fazlalaşması ihtimali tartışılıyor.

Koronavirüs Salgını ve Avrupa'da Aşırı Sağ

Virüs krizinin mirası olacak çaresizlik, güvensizlik ve korku ortamının siyasi yansımalarını ancak kriz sonrası dönemde göreceğiz. Devletlerin kriz fırsatçılarının yalan haberlerine, korku yayan komplo teorilerine karşıysa ellerinde iki kalkanı var: Şeffaflık ve soğukkanlılık.

Almanya’da Müslüman nüfusun on yıllardır sindirilmesine ve ötekileştirilmesine bütün dünya şahit oldu. Önceleri ara ara gerçekleşen ve Müslümanların varlığına kasteden vahşi saldırılar, şimdi neredeyse vakayı adiye haline gelmiş gibi gözüküyor.