Almanya Bu Riski Neden Alıyor?

Türkiye’nin mülteci meselesi konusunda Avrupa’nın düştüğü acziyeti siyasi baskı aracı olarak kullandığını düşünen Merkel hükümeti Ankara’ya karşı bir güç gösterisinde bulunmak istiyordu.

Devamı
Almanya Bu Riski Neden Alıyor
Perspektif Avusturya Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinin Avrupa Siyasetine Etkisi

Perspektif: Avusturya Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinin Avrupa Siyasetine Etkisi

Avusturya’da yapılan cumhurbaşkanlığı seçimleri Avrupa ve AB açısından ne anlam ifade ediyor? Seçim sonuçları Avrupa’da yaşayan Müslümanlar ve Türkiye için ne gibi sonuçlar doğurur? Avrupa ve AB, aşırı sağın yükselişine neden tepkisiz?

Devamı

Faşizm tehlikesi artık Avrupa için uzak olan bir tehdit olmaktan çıkarak somut bir tehdit haline gelmiştir. Her ne kadar faşist hareketler Müslüman düşmanlığını merkeze alsalar da esasen Avrupa'nın çok kültürlülüğünü hedef almaktadırlar.

Avusturya Nazi rejiminin kurbanı olarak kabul edildiği İkinci Dünya Savaşı sonrası bütün yükü ve suçu Almanya'nın sırtına bırakarak kurtuldu. Oysa Nazi rejiminin ileri gelenlerinin pek çoğu Avusturya kökenliydi ve Avusturya bile isteye Nazi Almanya'sına katılmıştı.

İslamofobik tutumlar ve politikalar bugün Batı'daki birçok ülkenin demokratik temellerine, toplumsal barışına ve farklı kültürlerin bir arada yaşamasına yönelik büyük bir tehlike haline geldi.

Karşılaştıkları mülteci sorununu çözme konusunda acze düşen AB ülkeleri meselenin kendilerine ve Avrupa'daki birlik fikrine daha fazla zarar vermesine izin vermek istemedikleri için Ankara'nın kapısını çaldılar.

‘2015 Avrupa İslamofobi Raporu’ AP'de Tanıtıldı

SETA, Avrupa Parlamentosunda, 2015 Avrupa İslamofobi Raporu'nun tanıtımı dolayısıyla bir panel düzenledi.

Devamı
2015 Avrupa İslamofobi Raporu AP'de Tanıtıldı
2015 Avrupa İslamofobi Raporu Yayında

2015 Avrupa İslamofobi Raporu Yayında

SETA, Avrupa'da gittikçe büyüyen İslamofobi problemine dikkat çekmek için bu alandaki uzman akademisyenlere Avrupa İslamofobi Raporunu hazırlattı.

Devamı

SETA Genel Koordinatörü Duran, SETA 2015 Avrupa İslamofobi Raporu'nda elde ettikleri bulguların önemine dikkat çekerek, "İslamofobinin bir insanlık suçu olarak kabul edilmesi gerekir." dedi.

25 Avrupa ülkesinde 37 araştırmacı İslâmofobi'yi araştırdı ve ortaya "Avrupa'da İslâmofobi Raporu" çıktı. Yeni bir çeşit ırkçılık olarak tanımlanan İslâmofobi'nin olumsuz etkilerinin görüldüğü en önemli kesimin kadınlar olduğuna dikkat çekildi.

SETA'nın 25 ülkede yaptığı son araştırma Avrupa'da İslamofobi'nin geldiği noktayı gözler önüne serdi. Raporda, Avrupa'daki krizlerin yabancı düşmanlığıyla birleştiği ve Müslüman karşıtlığının hızla arttığı bilgisi verildi.

Avrupa’da yükselen aşırı sağ hareketler üzerine ayrıntılı değerlendirmelerde bulunana Enes Bayraklı, aşarı sağın normalleşmesi ve siyasetin merkezine taşınmasındaki tehlikeye dikkat çekti.

Salzburg Üniversitesinden Dr. Farid Hafez ve SETA’dan Dr. Enes Bayraklı, SETA'nın Avrupa 2015 İslamofobi Raporunda Avrupa'da İslamofobiyi inceledi.

Dikkat edilmesi gereken en önemli husus İslamofobinin bize Müslümanlar ve İslam'dan daha çok İslamofobik şahıslar hakkında bilgi verdiği gerçeğidir.

AB'nin Türkiye'ye yönelik politikalarında esasen zorunlu bir siyasi taviz olarak görülen vize muafiyetinden öte bir paradigma değişikliğine ihtiyaç vardır.

Talha Köse, Batı’da yükselen İslamofobi üzerine değerlendirmesinde küresel ve yerel çatışma kodlarının din üzerinden yeniden şekillendirildiğini vurguladı.

Enes Bayraklı, iç siyasette köşeye sıkıştırılmak istenen Merkel’in Almanya’nın ekonomik çıkarlarını ve Avrupa’nın geleceğini düşünerek adım attığını vurguladı.

Burhanettin Duran, Türkiye ile Almanya arasında Rusya’nın baskısı altında olmanın getirdiği bir yakınlaşma olduğuna işaret etti.

2017 Fransa Başkanlık Seçimleri’nde görünen en büyük tehlike, halktaki İslamofobik eğilimin elitler ve politika yapıcılar tarafından söylem ve eylem olarak benimsenmesi.

Seküler elitlerin, Müslüman dünyada kolonizasyon sonrası süreçte uyguladıkları geleneksizleştirme ve İslamsızlaştırma politikaları, bu toplumlarda yerli bir ‘öteki’nin üretilmesinde doğrudan etken olmuştur.

Türkiye ile AB arasındaki hukuki anlaşmalara aykırı olarak 1980'den beri uygulanmakta olan vize uygulaması haksız bir uygulamadır.