5 Soru: Kasım Süleymani’nin Öldürülmesi İran İçin Ne İfade Ediyor?

ABD, Kasım Süleymani’yi neden hedef aldı? Süleymani’nin öldürülmesi İran için ne ifade ediyor? İran’ın muhtemel hamleleri neler olabilir? ABD’nin İran politikası bundan sonra nasıl şekillenecek? İran siyasetine etkisi ne olabilir?

Devamı
5 Soru Kasım Süleymani nin Öldürülmesi İran İçin Ne İfade
Aramco Saldırısının Ardından ABD İran ı Vurur mu

Aramco Saldırısının Ardından ABD İran’ı Vurur mu?

Suudi Arabistan petrol şirketi Aromco'nun iki rafinerisine yönelik gerçekleştirilen saldırıların üzerinden tam bir hafta geçti. Saldırıyı Husiler üstlendi ancak ABD ve Suudi Arabistan tarafı İran'ı sorumlu tutmaya çalışıyor.

Devamı

Amerika Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, bir yandan bu saldırının “savaş sebebi” olduğunu söylerken bir yandan da saldırının “İran destekli” olduğunu ifade ediyor. Başkan Trump da bir yandan İran ile bir savaş istemediğini, diğer yandan ise Amerika ordusunun hazır olduğunu ve “bir telefonla bir ülkeye gireriz” tehdidinde bulunuyor.

Tahran, seçimlere giden Trump'ın da ABD kamuoyunun da Ortadoğu'da yeni bir büyük savaşa hazır olmadığını hesaplayarak risk alıyor. İran Dışişleri Bakanı Zarif'in ABD'li muhatabı Pompeo'ya laf atarak "topyekün savaş" tehdidinde bulunması Körfez'deki güç oyununun son peşrevi. Washington ise Aramco saldırısına nasıl karşılık vereceğini belirlemeye çalışıyor. Füze depoları mı, zaten satılamayan petrolün tesisleri mi vurulmalı, bu tartışılıyor. Göstermelik bir karşı saldırı kontrollü gerilimi bitirmez, Tahran'ın eline oynar. Kaldı ki, etkili bir cevap verilmezse, Körfez ülkeleri ABD'den silah almaya devam etse bile İran ile uzlaşmanın çarelerini arayacaklar. Zarif şimdiden Suud ve BAE'yi masaya çağırdı bile. Bu da İran'ın bölgesel hegemonya hırsını güçlendirir.

Prof. Dr. Kemal İnat, 'ABD bu yaptırımlarla ne hedefliyor? İran’da rejimi değiştirmek isteyen, İran ile Suud arasında sıcak bir çatışma isteyen ve İran’ın bölgede sınırlandırmak isteyen yani her üçünü arzu eden çevreler var ABD’de. Ama Trump, İran’ı bir şekilde bölgede sınırlandırmak istiyor. Rejim değişikliği peşinde değil.' dedi.

Prof. Dr. Kemal İnat: 'Uluslararası ilişkilerde güç politikası uygulanması, güce dayalı dayatmalar yeni değil. Savaş, darbe desteklemek ya da medya manipülasyonları gibi güç kullanımları eskiden beri vardı. Hukukun güç politikasının bir aracı olarak kullanılması da yeni değil. Yeni olan ABD’nin iç hukukunu uluslararası hukuk yerine koyarak diğer aktörlere dayatması.'

Kitap | İran Yaptırımları: Hukuksal Boyut, Bölgesel ve Küresel Yansımalar, Türkiye'ye Etkileri

Kitapta Trump yönetiminin İran politikasının neleri hedeflediği, Tahran’ın Amerikan yaptırımlarına karşı nasıl bir yol izlediği, bu gerginlikten doğrudan etkilenen devletlerin tepkilerinin nasıl olduğu ve meselenin hukuksal boyutları detaylı bir şekilde ele alınmaktadır.

Devamı
Kitap İran Yaptırımları Hukuksal Boyut Bölgesel ve Küresel Yansımalar Türkiye'ye
Gerilimin Sarkacı

Gerilimin Sarkacı

Washington ile Tahran arasındaki gerilim, çatışma ve müzakere seçenekleri arasında bir sarkaç gibi gidip geliyor. 2020 başkanlık seçimlerine giderken İran gerilimi Trump için sürekli gündem maddesi olacak.

Devamı

Trump'ın Ortadoğu'ya bin beş yüz kişilik yeni bir askeri güç gönderme kararı bölgedeki tansiyonu yükselten yeni bir adım olarak değerlendirildi.

İran'ın krize yaklaşımını iki aşamada analiz etmek mümkün..

Bölgemizde gözler, ABD ve İran arasında büyüyen gerilimde. Washington, İran'a "maksimum baskı" politikası ile yaklaşıyor. Yaptırımları ağırlaştırmakla kalmadı, uçak gemisini de Körfez'e gönderdi.

İran stratejisi tam olarak ortaya konulmamış olsa da Bolton'un Tahran'a yönelik hedefleri oldukça net. Bu stratejinin ana çerçevesini yaklaşık bir yıl önce ilan edilen ve İran'ın yerine getirmesinin istendiği talep listesi oluşturuyor.

Bölgede bir Suud-İran savaşı çıkarmak zaten uzun zamandır yatırım yaptıkları bir hedef. İlerleyen günlerde, iki tarafa da büyük zarar verecek böyle bir savaşı başlatmaya yönelik yeni provokasyonlara şahit olabiliriz.

ABD ile İran arasındaki gerilim son haftada tehlikeli bir tırmanışa geçti. Her iki taraftan 'savaş olmayacak' açıklamaları gelse de gidişatın bir savaşla sonuçlanması ihtimali giderek güçleniyor.

ABD'nin İran'ı ekonomik yaptırımlarla sıkıştırma hamleleri sürerken, medyaya yansıyan çeşitli haberler askeri müdahale seçeneğinin daha fazla tartışılmasına neden oluyor.

Doğu Akdeniz’de ABD ve Rusya gibi küresel aktörlerin yanında Türkiye, Mısır ve İsrail gibi bölgesel güçlerin bir parçasını oluşturduğu çetin bir rekabet söz konusu. Fransa, İtalya, İngiltere ve Almanya gibi Avrupalı güçler de bu rekabetin bir parçası.

ABD’nin bu yeni çevreleme siyasetinin öncekilerden en önemli farkı, bu defa müttefiklerine yeterince değer vermemesi olarak göze çarpıyor.

Bölgede dizayn çabaları ile aslında daha köklü bir değişimin tohumları atılmakta..

Bu analizde Barack Obama ve Donald Trump dönemlerinde ABD ile Körfez ülkeleri arasındaki ikili ilişkile kıyaslanmakta, sözü geçen ilişki dinamiği ABD’nin stratejik vizyonu, bölgesel düzen ve stratejik materyal etkileşim boyutları üzerinden değerlendirilmektedir.

Soçi'de üçlü zirvenin gerçekleştiği gün ABD'nin öncülüğünde Varşova'da bir başka toplantı gerçekleşti. ABD'yi temsilen Başkan yardımcısı Pence ve Dışişleri Bakanı Pompeo katıldı.

Perşembe günü Rusya’nın ev sahipliğinde Soçi’de Türkiye, Rusya ve İran arasında Suriye konulu bir zirve yapılırken, Polonya’da da Amerikan Başkanı Trump’ın damadı Jared Kushner ve Başkan Yardımcısı Mike Pence tarafından düzenlenen Orta Doğu Konferansı gerçekleştirildi.