Tahran, seçimlere giden Trump'ın da ABD kamuoyunun da Ortadoğu'da yeni bir büyük savaşa hazır olmadığını hesaplayarak risk alıyor. İran Dışişleri Bakanı Zarif'in ABD'li muhatabı Pompeo'ya laf atarak "topyekün savaş" tehdidinde bulunması Körfez'deki güç oyununun son peşrevi. Washington ise Aramco saldırısına nasıl karşılık vereceğini belirlemeye çalışıyor. Füze depoları mı, zaten satılamayan petrolün tesisleri mi vurulmalı, bu tartışılıyor. Göstermelik bir karşı saldırı kontrollü gerilimi bitirmez, Tahran'ın eline oynar. Kaldı ki, etkili bir cevap verilmezse, Körfez ülkeleri ABD'den silah almaya devam etse bile İran ile uzlaşmanın çarelerini arayacaklar. Zarif şimdiden Suud ve BAE'yi masaya çağırdı bile. Bu da İran'ın bölgesel hegemonya hırsını güçlendirir.
Devamı
Prof. Dr. Kemal İnat, 'ABD bu yaptırımlarla ne hedefliyor? İran’da rejimi değiştirmek isteyen, İran ile Suud arasında sıcak bir çatışma isteyen ve İran’ın bölgede sınırlandırmak isteyen yani her üçünü arzu eden çevreler var ABD’de. Ama Trump, İran’ı bir şekilde bölgede sınırlandırmak istiyor. Rejim değişikliği peşinde değil.' dedi.
Devamı
Ankara Zirvesinde anayasa komitesi konusunda anlaşan ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü altını çizen Türkiye, Rusya ve İran’ın artık Suriye sorununun çözümü konusunda son düzlükte olduğunu, yani çözümün yakın olduğunu söyleyebilir miyiz? Çözüme bir adım daha yaklaşılmasına rağmen hâlen ciddi risklerin olduğunun altını çizmek gerek. Bu riskleri sıralayalım..
SETA Dış Politika Araştırmacısı Can Acun Ankara’da düzenlenen üçlü zirve ile ilgili genel değerlendirmede bulundu.
Ankara zirvesi öncesinde Suriye’deki temel gelişmeler neler? Ankara zirvesinden beklentiler nelerdi? Zirvede alınan kararlar ne anlama geliyor? İdlib’deki durum zirveden nasıl etkilenecek? Ankara zirvesi Suriye’de siyasi çözümün önünü açtı mı?
SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Muhittin Ataman Ankara’da yapılacak olan Türkiye, Rusya ve İran zirvesi hakkında değerlendirmede bulundu.
Devamı
SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Murat Yeşiltaş Suriye meselesi çerçevesinde Türkiye - Rusya ilişkileri hakkında değerlendirmede bulundu.
Devamı
Türkiye, Rusya ve İran liderleri iki yıldır düzenledikleri üçlü zirvelerin beşincisi için bir araya geldi.
11 Eylül terör saldırıları üzerinden on sekiz yıl geçti. Bu saldırılar hala tam anlamıyla aydınlatılabilmiş değil. Ancak saldırılar dünya siyasetinde önemli kırılmalara neden oldu ve İslam dünyasında kapanmaz yaralar açtı. Başka bir deyişle, saldırılardan sonra Bush "artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak" demişti ve nitekim birçok şey değişti.
Prof. Dr. Kemal İnat: 'Uluslararası ilişkilerde güç politikası uygulanması, güce dayalı dayatmalar yeni değil. Savaş, darbe desteklemek ya da medya manipülasyonları gibi güç kullanımları eskiden beri vardı. Hukukun güç politikasının bir aracı olarak kullanılması da yeni değil. Yeni olan ABD’nin iç hukukunu uluslararası hukuk yerine koyarak diğer aktörlere dayatması.'
Türkiye ve ABD, Suriye’nin kuzeydoğusu için uzun dönemli amaç ve beklentileri dahilinde farklı jeo-politik seviyelerde davranış modelleri geliştirmektedir. Türkiye, daha çok kendi güvenliği ve ‘mikro-bölgesel’ çıkarlarına yönelik strateji geliştirirken ABD Ortadoğu politikalarını ve küresel rekabet kaygılarını ön plana çıkartmaktadır.
ABD ile SSCB'nin nükleer silah yarışına girmelerine rağmen birbirlerine karşı bu silahları kullanmayışları da bu yüzdendir. Birisi kullanırsa öteki de kullanmaktan imtina etmeyecektir. Bu yüzden ikisi de caydırıcılık adına nükleer silah kapasitelerini geliştirirken kullanmayı göze alamamışlardır. Literatürde buna "dehşet dengesi" deniliyor.
İlk, iki çözüm süreci (2009 ve 2013) gösterdi ki HDP, Kandil'den kendisini ayrıştıramıyor.
Bu analiz Suriye’nin stratejik bağlamda doğal kaynakları, SDG/YPG’nin bu kaynaklar üzerindeki hakimiyeti, YPG-rejim arasındaki petrol ticareti, rejim ile İran’ın enerji ortaklığı ve ABD yaptırımlarının etkilerini ele almaktadır.
Bu çatışan menfaatler arasında yol almanın çok zor olduğu açık. Ancak unutmayalım, bugünün realitesi 2013'te ABD'nin Suriye iç savaşını uzatacak bir politikaya geçmesi ve daha sonra Rusya'nın kontrolü ele geçirmesine müsaade etmesiyle şekillendi.
Kitapta Trump yönetiminin İran politikasının neleri hedeflediği, Tahran’ın Amerikan yaptırımlarına karşı nasıl bir yol izlediği, bu gerginlikten doğrudan etkilenen devletlerin tepkilerinin nasıl olduğu ve meselenin hukuksal boyutları detaylı bir şekilde ele alınmaktadır.
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 38. sayısı çıktı.
ABD'nin tek yanlı siyaseti ve diğer üye ülkelerin rızasını aramaması G7 platformunu da olumsuz etkilemektedir.
SETA Güvenlik Araştırmacısı Murat Aslan, İdlib’teki Türk gözlem noktalarına yönelik artan saldırılar üzerine değerlendirmelerde bulundu.