Orta Doğu'da Nükleer Güç Dengeleri

SETA Washington DC Araştırma Direktörü Kılıç Buğra Kanat, Fahrizade suikastı ve Biden döneminde ABD-İran ilişkilerindeki beklentiler üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Devamı
Orta Doğu'da Nükleer Güç Dengeleri
Fahrizade Suikastı Orta Doğu Siyasetini Nasıl Etkiler

Fahrizade Suikastı Orta Doğu Siyasetini Nasıl Etkiler?

Netanyahu’nun temel hedefinin Tahran’ı provoke edip Biden’ı İran’a karşı güç kullanmaya zorlamak ya da en azından yeni bir anlaşmadan uzak tutmak olduğu görülüyor.

Devamı

SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Muhittin Ataman, İranlı nükleer fizikçi Muhsin Fahrizade'ye yapılan suikasti değerlendirdi.

Suikastın tek başına Biden yönetimini İran'dan uzaklaştıracağını düşünmek doğru değil. Aksine Biden, Amerikan siyasetinde tekrar İran'ı önceleyen bir yönteme dönüş yapabilir.

OPEC'in de-facto lideri Suudi Arabistan'ın yanına Rusya'yı alarak kime ne kadar petrol üretmesi gerektiğini söylemesi ilk günden bu yana örgüt içinde tartışmalara neden oluyor.

Dubai Ports World’ün elinde tuttuğu limanların yanı sıra Abu Dabi yönetiminin Yemen ve Afrika boynuzunda askerî üsler kurarak önemli boğazları kontrol altına almaya çalışması, İsrail ve BAE’nin müşterek hedeflerinin bir yansıması.

ABD Başkanlık Seçimi ve Irak

Trump sonrası dönem bölge aktörleri açısından yeni beklentiler oluştursa da Türkiye kendi güvenliği ve istikrarı için gerekli adımları atacaktır. Irak'la olan ilişkiler bu çerçevede değerlendirilmelidir.

Devamı
ABD Başkanlık Seçimi ve Irak
Biden Döneminde İkili İlişkilerin Seyri

Biden Döneminde İkili İlişkilerin Seyri

Demokratların belli bir süre için 'ideolojik' önyargılarını kenara bırakmaları hem Washington hem de Ankara'nın lehine.

Devamı

Moderatör: Mustafa Caner, ORMER / SETA Konuşmacılar: Ceyhun Aşirov, Gazeteci Mehmet Çağatay Güler, SETA Kenan Aslanlı, İRAM

Paşinyan'ın 'Yeni Suriye' tehdidinin öncelikle Rusya, İran ve Avrupa'nın endişelerini yükseltmek için yaptığı açık. Dağlık Karabağ çatışmasını topyekûn Ermenistan-Azerbaycan savaşına çeviremediği için bu sefer 'yıllarca sürecek bir savaş' tehdidinde bulunuyor.

Uluslararası ölçekte yayın yapan büyük medya kuruluşlarının Ermenistan'ın Gence saldırısı ve genelde sivil katliamlar karşısındaki yaklaşım biçimi başlangıcından bu yana problemli.

Irak'ta önemli bir gelişme yaşandı. Iraklı yetkililer Sincar'da merkezi hükümetin otoritesinin güçlendirilmesi ve dışarıdan gelen silahlı grupların (PKK terör örgütü) temizlenmesi için önemli bir anlaşmanın varlığını duyurdu. Anlaşmaya göre Irak Merkezi Hükümeti ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Sincar'da güvenlik, yönetim ve kamu hizmeti gibi konularda birlikte hareket etme kararı aldı.

'Otoriterlik' hikâyesine şimdi de 'askeri saldırganlık' masalını ekliyorlar. Yeni söylemin temelinde Türkiye'nin güvenlik çıkarlarını korumak için yürüttüğü askeri operasyonlardan duyulan rahatsızlık var. Ankara'nın Suriye, Libya, Katar, Irak, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs'taki askeri varlığını hedef almak var. Erdoğan'ın krizlerde inisiyatif alan liderliği var. Türkiye'nin hamlelerine, inisiyatiflerine duyulan kıskançlık var.

Ankara-Moskova-Tahran hattında yeni bir denklem oluşuyor. ABD seçimlerinin sonucu, her hâlükârda, bu süreci hızlandıracak.

Erdoğan, sık görüştüğü dünya liderlerine 'artık bu sorunlar Türkiye olmadan çözülemez' realitesini kabul ettirdi. Trump da Putin de Merkel de Macron da bu gerçekliği görüyor.

Minsk Grubu diye adlandırılan platformun Ermenistan işgaline son verip Dağlık Karabağ sorununa hakkaniyetli bir çözüm bulma konusunda katkı sağlayamayacağını açık.

Pelosi'nin Trump ile polemiğinde 'Erdoğan ve Türkiye'yi' Çin ve Kuzey Kore'nin totaliter rejimiyle, Kaşıkçı'yı testere ile kesen Suudi Arabistan yönetimiyle birlikte anması küstahlığın yeni bir aşaması. Aslında Pelosi, Biden'ın 'darbeyle değil, muhalefete destek vererek Erdoğan'ı devireceğiz' hezeyanı ile aynı dalga boyunda.

Erdoğan'a yapıştırılmak istenen 'fundamentalizm' etiketi bir maske.. Altında milli çıkarlarını korumak için mücadele eden bir liderin devrilmesi, olmazsa sınırlandırılması niyeti var.

Orta Doğu’da üç bağımsız devlet var: Türkiye, İran ve İsrail... İki de sınırlı imkânlarına rağmen bağımsız davranmaya çalışan ülke söz konusu: Katar ve Filistin... diğer devletlerin mevcut dış politika angajmanlarına baktığımızda çok belirgin bağımlılıklar görürüz.