Ortadoğu'da Amerikan Gerileyişi

Bir taraftan yalanlar üzerine kurulmuş Irak işgalinin askeri ve finansal faturası; diğer taraftan da savaş ve ABD'nin içine düştüğü çıkmaz bölgesel aktörlerin hareket alanlarını genişletmesine ve geleneksel güç hiyerarşisini sorgulamasına sebep oldu.

Devamı
Ortadoğu'da Amerikan Gerileyişi
İran'ın Suriye Politikası Mezhebi Değil Çıkar Eksenli

İran'ın Suriye Politikası Mezhebi Değil Çıkar Eksenli

Kemal İnat, İran'ın Suriye iç savaşındaki pozisyonu özelinde, Suriye krizine ilişkin açıklamalarda bulundu.

Devamı

Çok değil bundan daha iki yıl önce Rabia meydanında bir günde 1000'e yakın demokrasi yanlısını dünyanın gözü önünde katlettiren ve bugün Mısır'ı bir mafya devleti gibi yöneten Sisi Almanya Başbakanı Merkel ve Cumhurbaşkanı Gauck tarafından meşru bir lider gibi karşılandı.

Bölgesel bir güç halini alan Türkiye'nin dengelenmesi ve hatta etkisizleştirilmesi çabası hız kazanmış durumda. Bu bağlamda bir yanda İran ve Rusya, diğer yanda İsrail, Suudi Arabistan ve ABD Türkiye'yi çevrelemek için yoğun uğraş içinde.

Bir yandan Batı, bir yandan da Doğu, geleceğe güç biriktirmek için birleşmek derdinde. Bizim de dünyadaki bu birleşmelere eklemlenmemiz şart. Tabii dünyayla bütünleşebilmek için, önce kendi içimizde bir bütünlük sağlamamız gerekiyor.

Batı net bir şekilde İslam coğrafyasında derdinin demokrasi olmadığını, İslami hareketlere olan nefretinin Mısır'dan Türkiye'ye kadar İslam coğrafyasıyla ilişkilerindeki en belirleyici faktör olduğunu açık etmiştir.

Tel Abyad'ta Arap ve Türkmenler Neden Tehcir Ediliyor?

Suriye'de politik hedeflerin gerçekleştirilmesi adına şöyle bir döngü kurulmuş durumda: Önce IŞİD muhaliflerin kontrolünde olan bir bölgeye saldırıp ele geçiriyor, ardından ABD meşru bir hedef olarak IŞİD'i bombalıyor, yumuşatılan bölgeye ardından YPG güçleri girerek burada kontrolü sağlıyor.

Devamı
Tel Abyad'ta Arap ve Türkmenler Neden Tehcir Ediliyor
IŞİD Ne İşe Yarar

IŞİD Ne İşe Yarar?

IŞİD üzerinden kimin neyi aklamaya, meşrulaştırmaya ve normalleştirmeye çalıştığına baktığımızda karşımıza çıkan resim, IŞİD'in bir istihbarat oyuncağına dönüşmesi sürecine dair kuvvetli ipuçları verecektir.

Devamı

Suriye ve Irak ile ilgili altı çizilmesi gereken nokta: taşların henüz yerine oturmadığı, bugünkü konjonktüre bakarak kendisini kazananlar arasında görerek sevinen tarafların yarın taşlar yerine oturduğunda kendisini kaybeden tarafta görmesi ihtimalinin yüksek olduğu gerçeğidir.

Bu analizde İran ile yürütülen nükleer müzakereler ele alınmış, müzakerelerin geldiği nokta özetlenmiş ve anlaşmanın nihai kertede ne ifade ettiği incelenmiştir.

Kritik şehir Halep'in düşmesinin kabul edilemeyeceğini Türkiye uzun süredir dillendiriyor. Bunun hem sayıları milyonu bulabilecek yeni mülteci akınıyla Türkiye'ye hem de Esed karşıtı gruplara maliyeti ağır olacaktır.

Altı borçla dolu iktidar koltuğuna 5 ay önce hevesle oturan Tsipras, bu süre içinde nasıl bir derde talip olduğunu anlarken, halka verdiği sözleri ise ne tuttu ne tutamadı.

Analizde Türkiye ile İran arasındaki ticaretin gelişimi incelenerek dönemlere göre yaşanan farklılıkların nedenleri irdeleniyor.

Suriye eski Suriye olmayacak çünkü yüz binlerce insanın hayatını kaybetmesiyle ve milyonlarcasının ülke içinde veya dışında mülteci konumuna dönüşmesiyle Suriye'nin demografik yapısı derinden sarsıldı. Suriye yoğun bir geri dönüş ve diaspora tartışması yaşayacak.

Türkiye Kobani kuşatması sırasında da sonrasında da PYD'ye belli şartlar öne sürmüş ve kantonlar üzerinden fiili bir bölünme durumu yaratmamasını salık vermişti.

5 daimi BM üyesi ABD, İngiltere, Çin, Rusya ve Fransa ile Almanya'dan oluşan P5+1 adlı gücün İran'la yaptığı görüşmeler Viyana'da devam ediyor.

Bu anlaşma İran ile Amerika arasında bir dostluk anlaşması değil, bir ertelemedir, ateşkestir. Bir sonraki çekişme için konum ve nefes alma durağıdır. Bu bakımdan Amerika'nın yeni ortağı İran'dır iddialarını oldukça abartılı buluyorum.

Doğu Anadolu bölgesine sınırı olan İran'la sınır ticaretinin gelişmesi Türkiye'deki bölgesel kalkınmaya pozitif katkı yaparken, aynı zamanda bu bölgenin iş ve ticari ilişkilerde cazibe merkezi olma yolunu açacaktır.

Obama'nın “Tahran'la ilişkilerde yeni istikamet" olarak tanımladığı soğuk el sıkışma, İsrail'e göre “tarihi hata". Alman iş dünyası ellerini ovuştururken, S. Arabistan kara kara düşünüyor. Fransa “pazarınıza talibiz" derken, Pakistan'ın düşlerini boru hattı süslüyor.

Kritik konu, Batı ile ilişkilerde açtığı bu "yeni kapının" İran dış politikasına ve Ortadoğu'ya neler getireceğidir.

Son yazımda Robert Fisk'in İran'la Batı arasındaki nükleer mutabakat sonrasında "mahallenin iyi çocuğu artık İran" seviyesindeki yazısını eleştirmiştim