Çözüm Süreci Bölgesel Kalkınmayı Nasıl Etkiler?

30 yılı aşkın bir süredir devam eden Kürt meselesinin Türkiye'ye yüklediği ağır siyasi ve sosyal maliyetinin yanısıra bir de ekonomik yükü olmuştur.

Devamı
Çözüm Süreci Bölgesel Kalkınmayı Nasıl Etkiler
Malum Ortadoğunun Sonu mu

Malum Ortadoğunun Sonu mu?

Aktif, pasif ve çökmüş devletlerin iç içe geçtiği Ortadoğu coğrafyası yeniden şekillenirken Türkiye ciddi sorunlarla karşı karşıya kalabilir. Çöküş kaçınılmaz olsa bile sürdürülebilir ve barışçıl bir düzenin inşası için çöküş öncesi dönemi iyi analiz etmek gerekiyor

Devamı

Ortadoğu'da halkların tercihinin iktidar olmasından en fazla rahatsız olan ülke olarak İsrail, karşı-devrim sürecinde Müslüman Kardeşler'in bölgesel çöküşüne "sessizce" büyük katkılar sağladı.

İsmine heyecanlı bir şekilde Arap Baharı dediğimiz olgunun henüz tamamlanan bir süreci yok. Farklı süreçler bir arada devam ediyor fakat bu süreçlerin ortak özelliği hiçbirisinin kemale ermemiş olması.

Muhittin Ataman, İran'ın -özellikle Yemen'de gerçekleşen olaylarla da ortaya çıktığı üzere- bölgesel etki alanını genişletme çabasında olduğuna dikkat çekti.

Gönüllerin soğuması veya süfli bir intikam duygusu için değil bilakis bir daha asla gönülleri yakacak süreçlerin yaşanmaması için 28 Şubat dinamiklerinin imhası gerekiyor.

Türkiye-Suudi Arabistan Yakınlaşması ve Mısır'ın Tutumu

Önümüzdeki dönemde Türkiye ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerde iyileşme gözleneceğini öngörmek isabetli olacaktır.

Devamı
Türkiye-Suudi Arabistan Yakınlaşması ve Mısır'ın Tutumu
İran'ın Yumuşak Gücü

İran'ın Yumuşak Gücü

Analiz, İran'ın yumuşak gücünü oluşturan unsurları mercek altına alarak, İran dış politikasının anlaşılmasına katkı sağlamayı amaçlıyor.

Devamı

Veysel Kurt, İran ve Suriye'nin Şah Fırat Operasyonu'na yönelik tepkilerinin boşa çıktığını belirtti.

Erdoğan, Riyad'da Sisi ile görüşme ihtimalini "çok ciddi olumlu adımların atılması" şartına bağladı. Bu şartın içeriğini de "Mursi başta olmak üzere, siyasi tutukluların serbest bırakılması ve siyaset yapma hakkı verilmesi" olarak netleştirdi.

Son yıllarda ABD ile İsrail yönetimi arasında yaşanan krizin sebepleri nelerdir? Son gelişmeler ışığında iki ülke arasındaki siyasi ilişkilerin geleceği konusunda neler beklenebilir?

Bölgede yeni bir düzenin kurulması iki ana denklemin nasıl etkileşeceğine bağlı. İlk denklem İran, S.Arabistan, Türkiye ve Mısır arasındaki güç mücadelesinin yansımalarını ve ikili ilişkilerinin dönüşümünü içeriyor. İkincisi ise ABD ve İsrail hattının bölgesel güçlerle spesifik konularda paylaşacakları ortak tavırlarla alakalı.

Bölgede krizler birbiri ardına gelirken Suudi Arabistan'ın “İsrail-Birleşik Arap Emirlikleri” ekseninde hareket etmesi, en çok İran ve İsrail'in işine geldi; en çok da bölge halkları kaybetti. Suudi Arabistan için zaman bu “felaket ekseninden” çıkma zamanı.

İran anlaşması sonrasında ABD'nin bölgede daha farklı bir jeopolitik denklem arayışı içine girmesi durumunda İsrail'le olan mevcut anlaşmazlık stratejik bir boyut kazanabilir.

Demokratik ve halkın taleplerine karşılık veren İslami bir söylemin siyasi iktidar olması, Riyad başta olmak üzere Körfez'deki tüm monarşiler için acil ve yakın bir tehdit olarak algılandı ve ötekileştirildi.

Türkiye belki de IŞİD'le mücadele etmeye başlayan ilk ülke oldu. IŞİD'in ürettiği istikrarsızlık, Türkiye'ye ekonomik ve siyasi problemler çıkardı.

İran'ın gücünden rahatsız olan çevrelere göre bölge Sünni IŞİD'den kurtulurken Şii IŞİD oluşturulması tehlikesi ile karşı karşıya. Şii milislerin terörizm bağlamında Batı başkentlerine tehdit oluşturmaması bu ihmalin ana açıklayıcı sebebi.

"İmparatorluk özlemi" meşruiyetini teo-politik pratik ve medeniyetçilik söylemi üzerinden kuracaktır. Böylece, "büyüklük hırsı" İslam dünyasının "ortak maslahatı" fikrini erozyona uğratan yeni bir tür milliyetçilik üretecektir.

Suriye'de muhalefetin dört senelik direnişidir zor olan, Beşşar'ın hala Şam'daki başkanlık sarayında oturması değil.

Eylül ayında Azerbaycan temelinin atıldığı TANAP'ın yarın Kars'ta yapılacak törenle Türkiye'deki başlangıcı da gerçekleşecek.

Pek çokları tarafından mezhep çatışmasına indirgenen ‘İran tehlikesi' esasında Körfez ülkelerinin siyasi ve fiziki varlıklarını etkileyen bir güvenlik sorunu olarak değerlendirilmelidir.