SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Ataman, ABD Başkanı Trump'ın İran ile nükleer anlaşmadan çekilmesine yönelik açıklamasının kendi kendini ispat etme çabası içerdiğini söyledi.
Devamı
İsrail, İran nükleer anlaşmasının iptal edilmesi için ABD’yi ikna etmeye çalışarak da Orta Doğu sorunlarını büyütmeye çalışıyor.
Devamı
İsrail yaklaşan nükleer anlaşmasını fırsat bilerek ABD, İngiltere ve Fransa'nın rejime yönelik operasyonun bir devamı niteliğinde saldırılarını artırdı.
İran nükleer sorunu yeniden alevlenirken Türkiye’nin geçmiş tecrübelerden de ders çıkararak hassas bir denge politikası geliştirmesi gerekiyor.
Orta Doğu’da uzun yıllardır vekiller üzerinden yürütülen savaşlarda artık sona gelindiği ve bu vekillerin arkasındaki güçler arasında doğrudan çatışma riskinin arttığı epeydir konuşuluyor.
Zayıfladığı söylenen Atlantik İttifakı, "casus zehirleme" krizinde dayanışma sergiledi. Batı'nın "Rus casusları sınır dışı etme" şeklindeki ortak tepkisi Birleşik Krallığın bir diplomasi başarısına dayanıyordu. Yine de ABD'nin 60 Rus diplomatı sınır dışı ederek Avrupa ülkelerinden öne geçmesi dikkatlerden kaçmadı.
Trump Ortadoğu'ya yönelik bir hamle yapacaksa bunun bir ayağı İran'ı sıkıştırmak öbürü ise İsrail'i merkeze alan adımlar olacaktır.
Devamı
Amerikan Başkanı Donald Trump'ın Dışişleri Bakanı Tillerson'ın görevine bir Twitter mesajıyla son vermesi Trump yönetiminin ilk gününden beri skandalları alışkanlık haline getirmesinin en son örneği oldu.
Devamı
Trump’ın ABD’nin İsrail Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma kararı, hem BM Güvenlik Konseyinde hem de BM Genel Kurulunda ezici bir çoğunlukla kınanmıştır. Filistin konusu, ABD’nin küresel vicdanı ve ortak ahlaki mutabakat noktalarını ihlal etmenin de maliyet doğurabileceğinin bir göstergesi olmuştur. Trump yaklaşımını dengelemenin en etkili yöntemi, bu yaklaşımın ABD’nin maddi çıkarlarına da dokunabileceğini göstermektir.
Durum şu ki verilen karara gelebilecek tepkilerin ne kadar sert olacağı hesaplanmadığı gibi Beyaz Saray'ın Ortadoğu'dan sorumlu uzmanlarının bir şekilde anlaşmaya vardığı düşünülen bazı Ortadoğu liderlerinin etkisi ve gücü fazlasıyla gözlerde büyütülmüş.
Trump yönetimi Irak’ta Barzani’yle ve Suriye’de YPG’yle alabileceği yolun sınırlı olduğuna ve İran’a karşı geleneksel müttefikleriyle çalışması gerektiğine karar verirse, ABD politikalarının sahadaki etkin aktörleri desteklemekten geleneksel müttefik devletlerle çalışmaya doğru evrilmesini bekleyebiliriz.
Trump'ın İran politikasının uygulama şeklinin ABD'nin Ortadoğu'daki müttefiklerine "ciddi yükler" getireceği kanaatindeyim.
BM uluslararası kriz ve çatışma alanlarında büyük güçlerin güç mücadelesinin kurbanı olarak uluslararası norm ve değerleri ancak BMGK'nın daimi üyelerinin algıladığı şekilde uygulayabilen bir kurum haline geldi.
Demokratlar sadece Beyaz Saray'ı kaybetmedi, Kongre'nin iki kanadında da azınlık durumundalar. Tek yapabildiği, mirasını alt üst edecek Trump'ın önüne bazı sıkıntılı konular bırakmak oldu.
Bugün için Türkiye açısından en öncelikli konu ABD, Rusya ve AB arasında dengeli bir ilişki tutturabilmektir. Bu aktörlerden en az ikisi ile geliştirilebilecek iyi ilişkiler Türkiye’nin istikrarı açısından önemlidir.
Nükleerden kopuk, terör ve insan hakları gibi meselelerde, ABD'nin İran'a uyguladığı yaptırımlar sonuçta halen kâğıttan silinmedi. Trump, kuvvetle muhtemel bunlar üzerinden gidecektir.
Türkiye - Suudi Arabistan ilişkilerinin stratejik düzeye taşınması bölgesel denge açısından ellerinin rahat olmasını ve güvenlik meselelerinin daha koordineli olarak idare edilmesini sağlayacaktır.
Türkiye'nin sınırlandırılması isteği 15 Temmuz gecesi milli iradenin Türkiye siyaseti açısından artık gerçek bir aktör olma hüviyetine kavuşması ile bir kez daha akamete uğradı.
Arap Baharı ile birlikte rejim güvenliği endeksli iç politik güvenlik kaygıları taşıyan Körfez ülkeleri, İran nükleer anlaşmasıyla bölgesel düzlemde jeopolitik güvenlik tehdidi ile karşı karşıya kaldı.
Doğalgaz ihracı gibi somut çıkarlar söz konusu iken İsrail neden isteksiz? Bu sorununu cevabı için Moskova'ya bakmak gerekir.
Analizde Arap Baharı, İran nükleer anlaşması ve ABD’nin yeni bölge politikası sonrası Körfez ülkelerinin değişen güvenlik politikası analiz edilmektedir.