2015 yılında İran ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi daimî üyesi beş ülke ve Almanya (P5+1) arasında nükleer sorunun çözümüne dair anlaşma (Kapsamlı Ortak Eylem Planı-KOEP) imzalandığında birçok uzman, artık ABD ve Avrupa ile sorunlarını çözen İran’ın bölgede yayılmacı bir politika izleyeceği ve Orta Doğu’yu domine edeceği öngörüsünde bulunmuştu. Ancak Tahran’ın bölgede zaten belli bir süredir izlediği nüfuz politikasının belki kuvvetleneceğini ama bu politikanın İran’ın bölgedeki etkinliğini artırmak yerine yıpranmasına yol açacağını söyleyenler de vardı ki, bu satırların yazarı bu ikinci gruba mensuptu.
Devamı
İran’da koronavirüsü nasıl ortaya çıktı ve ne kadar yayıldı? Koronavirüs krizi nasıl yönetiliyor? Salgının toplumsal ve siyasal etkileri ne olabilir? Korona krizi İran’ın dış politikasını nasıl etkiler? İran ekonomisi koronavirüsten nasıl etkilenir?
Devamı
Bu analizde Trump yönetiminin Süleymani operasyonunu gerçekleştirme yetkisine ilişkin yaptığı açıklamalar incelenmektedir.
SETA Ortadoğu Araştırmaları’nda çalışmalar yürüten Can Acun, ABD’nin Kasım Süleymani suikastini değerlendirdi. Cuma günü sabaha karşı İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani, ABD'nin bir hava saldırısı ile feci şekilde öldürüldü. Süleymani'nin öldürülmesi bölgede yeni bir belirsizlik sürecinin kapısını araladı. Peki şimdi ne olacak? Ülkeyi derinden sarsan bu saldırıya İran yönetimi nasıl karşılık verecek? Bu saldırı Suriye'nin geleceğini nasıl etkileyecek? Trump yönetimi tansiyonu arttıracak mı? Bu süreçte Türkiye nasıl bir tutum takınacak? Uzun süredir İran, Irak ve Suriye araştırmaları yapan SETA Ortadoğu Araştırmaları'nda çalışmalar yürüten Can Acun ile ABD'nin son saldırısının bölgeye ve tüm dünyaya etkisini konuştuk.
Irak'ın içerisinde bulunduğu siyasi, sosyal ve ekonomik zorlukların yanında ABD-İran geriliminin derinleşmesi Irak'ın daha fazla zarar görmesine neden olmaktadır. ABD'nin Irak'taki milis gruplar üzerindeki artan baskısı ve buna karşılık İran'ın nüfuzunu artırma çabası Irak'a her geçen gün daha büyük bir fatura çıkarıyor.
İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani’nin öldürülmesi 2020 yılının Orta Doğu’da çok sıcak geçeceğinin işareti.
ABD, Kasım Süleymani’yi neden hedef aldı? Süleymani’nin öldürülmesi İran için ne ifade ediyor? İran’ın muhtemel hamleleri neler olabilir? ABD’nin İran politikası bundan sonra nasıl şekillenecek? İran siyasetine etkisi ne olabilir?
Devamı
SETA Dış Politika Araştırmacısı Can Acun, İran Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü komutanı Kasım Süleymani’nin ABD tarafından öldürülmesi üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Devamı
İran Devrim Muhafızları Ordusuna bağlı Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani, Türkiye saatine göre bu sabah saatlerinde Bağdat Havaalanı yakınlarında ABD saldırısı sonucunda öldürüldü. Süleymani, İran ordusunun yurtdışı operasyonlarından sorumluydu ve İran istihbaratı açısından kritik bir isimdi. Süleymani'nin öldürülmesinin ardından İran; ABD'ye tehdit dolu mesajlar yayınladı ve ABD'ye ait üslerin bölgede hedef alınacağını ifade etti. İran tarafından bir misilleme gelme ihtimaline karşılık İsrail'de de alarm verildi ve güvenlik önlemleri artırıldı. Peki yaşanan bu gelişme Ortadoğu'da nasıl bir yankı uyandıracak ve bölgesel gelişmeleri nasıl etkileyecek. SETA araştırmacısı Talha Köse, Süleymani'nin öldürülmesi ve beraberinde yaşanabilecek gelişmeleri Sabah.com.tr için değerlendirdi. İşte Talha Köse'nin açıklamaları:
İran meselesinde her iki tarafın şahinleri krizi bir kademe daha yukarı çıkarmayı başardılar. Perşembe günü bir Amerikan insansız hava aracının İran tarafından düşürülmesi sonrasında ABD silahlı kuvvetlerinin buna askerî bir karşılık vereceğine dair beklentiler/endişeler oluştu.
ABD ile İran arasındaki gerilim son haftada tehlikeli bir tırmanışa geçti. Her iki taraftan 'savaş olmayacak' açıklamaları gelse de gidişatın bir savaşla sonuçlanması ihtimali giderek güçleniyor.
ABD'nin İran'ı ekonomik yaptırımlarla sıkıştırma hamleleri sürerken, medyaya yansıyan çeşitli haberler askeri müdahale seçeneğinin daha fazla tartışılmasına neden oluyor.
ABD, Irak işgalinden bu yana bölgede muhtelif suçlar işliyor ve ne getireceği meçhul politikalar izliyor. Son yıllarda ABD’nin (özellikle de Suriye’yle ilgili yaptığı tercihler) çok büyük ölçüde CENTCOM'un nüfuzu altında belirlendi ve tatbik edildi.
Trump yönetimi terör örgütü yaftalamasını otomatiğe bağladı. Kendileri için yarayışlı olması durumunda herhangi bir organizasyonu terör örgütü olarak ilan etmek artık sıradan bir olgu.
Trump yönetimi, her geçen gün, ABD'nin süper gücünü hoyratça kullanan uygulamalarla sahne alıyor. Washington, II. Dünya Savaşı sonrası kurduğu "liberal düzeni" kendi eliyle yıkmakla kalmıyor. Tek taraflı milli menfaatlerini de uluslararası düzleme, aktörlere dayatıyor. Uluslararası kuruluşları bile harekete geçirmekle uğraşmıyor. Milli hukukunu sert gücüne dayanarak uluslararası hukukmuşçasına empoze ediyor. Elindeki her çeşit enstrümanı meşruiyet kaygısı duymadan seferber ediyor. Son dönemde hasım veya dost ayırt etmeden yaptırım ve tehditlere daha sık başvuruyor.
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 35. sayısı çıktı.
Beyaz Saray, İran'dan petrol ithalinde 8 ülkeye tanıdığı yaptırım muafiyetlerini yenilemeyeceğini açıkladı. Bu karar Washington'ın tek taraflı olarak nükleer anlaşmadan çekildikten sonra Tahran'a ambargosunda üçüncü aşama.
İsrail'den de son dönemlerde gelen mesajlarda, Esad rejimi ile bir sorunları olmadığını kayda geçirdiler. İsrail için bölgedeki temel öncelik, İran Devrim Muhafızları, Kudüs güçleri ve Hizbullah'ın kendi sınır hattında ve genel olarak Suriye sathının dışında tutulabilmesi. Bunu sağlayabilecek bir anlaşmanın tarafı olmayı isteyecektir.
Türkiye sınırlarındaki PKK terör koridorunu tasfiye etmek amacıyla Irak cephesine ağırlık veriyor.
Irak seçimleri bütün tartışmaları ile birlikte geride kaldı. Hile yapıldığına yönelik itirazlar devam ediyor ve Kerkük'te oyların yeniden sayılması gündemde.