Batının yeni ırkçılık modeli İslamofobi

BATI’DAKÄ° çoÄŸulculuk tartışmalarının 11 Eylül’den sonra yeni bir boyut kazanacağına ve bu saldırıların ardından güvenlik merkezli yaklaşımların yükseliÅŸe geçeceÄŸine herkes kesin gözüyle bakıyordu. Fakat Avrupa ve Amerika’daki çoÄŸulculuk ve çok kültürlülük tartışmalarının Müslüman topluluklar üzerinden yapılıyor olması, yeni ve endiÅŸe verici bir eÄŸilime iÅŸaret ediyor

Devamı

GeçtiÄŸimiz Temmuz ayında Washington’da yapılan bir toplantıda ABD’nin eski Türkiye büyük elçilerinden biri AKP hükümetinin önünde duran büyük sorunları deÄŸerlendirirken, en büyük meydan okumanın AB üyeliÄŸi, ekonomik baÅŸarı yahut PKK meselesi deÄŸil, Türkiye’deki kültür savaşını kazanıp kazanmayacakları olduÄŸunu söylüyor. Büyük elçiye göre AKP’nin meÅŸruiyet savaşı, hükümet etme performansı deÄŸil, kültür savaşında izleyeceÄŸi politikalar tarafından belirlenecek.Büyük elçinin ifadesiyle bu ‘50 yıllık kültür savaşı’, AKP’nin ne kadar gündeminde bilemiyoruz. Fakat ÅŸu kadarı açık: Amerikalılar Türkiye’de yükseliÅŸe geçen Amerikan karşıtlığını büyük bir kültür savaşının parçası olarak görüyor

Katolik dünyasının ruhani lideri Papa 16.ncı Benedikt’in Türkiye ziyareti, Müslüman bir ülkeden çok sanki Ortodoks bir ülkeye yapılıyormuÅŸ gibi bir havaya büründü. Vatikan kökenli “Papa Müslümanlarla deÄŸil Ortodokslarla diyalog yapmaya geliyor” açıklaması, Türk medyasının dikkatinden kaçmadı ve pek çok ulusal gazetenin manÅŸetine taşındı. Daha sonra “Müslümanlarla da diyalog kurulacak” açıklaması yapıldı ama bu zihinlerdeki ÅŸüpheleri pek gidermiÅŸe benzemiyor Papa’nın Türkiye ziyareti Katolik ve Ortodoks dünyalarını birleÅŸtirme yönünde atılmış tarihi bir adım olabilir mi? Ä°ki kilise ve dini otorite arasındaki bin yıllık bölünme, bundan sonra ortadan kalkabilir mi?

Nobel Edebiyat Ödülü bu sene sürpriz bir kararla az bilinen ve “Nobel dedikodularında” lafı pek geçmeyen Çinli yazar Mo Yan'a verildi.

Suriye- Hizbullah ilişkisi artık bir vekalet savaşı dayanışmasından çıkarak doğrudan ortaklığa doğru ilerlediği sürece yaşanacak her yeni gelişmede mezkur ikili beraber anılmaya devam edecektir.

Rehber Vesayetinin Gölgesinde İran Seçimleri

İran'da siyasetin alanının giderek daralmasına ve otoriterleşmesine karşılık siyasetin dinamik yapısı ve sürprizleri önümüzdeki seçimlere heyecan katmaktadır.

Devamı
Rehber Vesayetinin Gölgesinde İran Seçimleri
5 SORU İran Cumhurbaşkanlığı Seçimleri

5 SORU: İran Cumhurbaşkanlığı Seçimleri

Abdullah Yegin*: Anayasayı Koruyucular Konseyi kararlarının bizzat dini lider tarafından yönetilen ince hesaplanmış hamleler olduğu ihtimali göz ardı edilmemeli.

Devamı

Abdullah Yegin: Ruhani'nin zaferi şunu gösteriyor: Halk, içeride de dışarıda da çatışmadan uzak duran, politik dengeleri gözeten bir cumhurbaşkanı istiyor.

Dini Liderin, Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyindeki temsilcisi olduğu dikkate alındığında Ruhani'nin reformcu bir aday olmaktan çok reformcuların taleplerini de dillendiren ve böylece onların desteğini almayı başarmış ve sistemle çatışmayacak birisi olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.

Mısır'da 30 Haziran'da Cumhurbaşkanı Mursi'ye karşı düzenlenecek protestolar öncesi ülkenin önde gelen Şii gruplarından Şiraziye mezhebinin dini lideri Hasan Şehate'nin de aralarında bulunduğu dört Şii'nin Selefilerce öldürülmesi, ülkedeki siyasi tansiyonu daha da yükselteceğe benziyor.

Son aylarda yaşanan olaylar göstermiştir ki İslami siyasal aktörler bundan sonra ancak muktedir olma siyaseti geliştirebildikleri müddetçe siyasal kazanımlarını sağlama alabileceklerdir.

İran'ın içeride ve bölgede karşı karşıya olduğu sorunlar, salt halkla ilişkiler kampanyasıyla çözülebilecek türden değil. Batı'nın İran algısı da sadece olumlu mesajlar ve gülen bir yüzle değişebilecekmiş gibi durmuyor.

Obama'nın Ortadoğu'da her türlü ciddi maliyetten kaçınması ve ne İran'a ne de Suriye'ye askeri bir müdahale yapmak istememesi, Ruhani'nin son diyalog çağrılarının karşılık bulabileceğine işaret ediyor.

Erdoğan, Davutoğlu ve Fidan kendi işlerini yaparken kendilerine dayatılan parantezleri aştıkları için hedef seçiliyor. Bu sebepten yapılan operasyonlar Türkiye kamuoyu nezdinde ters tepiyor.

Batı, İran'ı yeniden kazanma çabasında; çünkü kontrol edilebilir bir İran Batı'nın bölgedeki en doğal müttefikidir.

SETA İstanbul Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran, 22 Ocak'ta gerçekleşecek Cenevre 2 Konferansı öncesi Suriye ve gündemdeki Gülen Cemaati merkezli son tartışmalarla ilgili olarak Sabah gazetesine değerlendirmelerde bulundu.

Kemal İnat: Başbakan Erdoğan'ın iki günlük İran ziyareti, Türkiye ile İran'ın son iki yılda yaşanan gerginlikleri aşma yolunda önemli bir adımı olarak görülmelidir.

ABD-İran ilişkileri nasıl bir tarihsel seyir izledi? Taraflara yakınlaşma gereğini düşündüren ihtiyaçlar neler? Olası yakınlaşmanın taraflar, bölge ve Türkiye açısından muhtemel sonuçları neler?

Ne yazık ki reel milli çıkarların çatıştığı yerlerde bu çıkarlara hizmet edecek şekilde mezhepsel kutuplaşma ve onun ürettiği insani trajediyle yaşamaya devam edeceğiz.