Zirvenin Ardından Türkiye-ABD İlişkilerinin Geleceği

Trump'ın Türkiye ile birlikte çalışma kararlılığının, Ortadoğu'nun yeniden şekillenmesi konusunda bir işbirliği trendi oluşturması imkânı var.

Devamı
Zirvenin Ardından Türkiye-ABD İlişkilerinin Geleceği
Washington Sonrası Rakka Öncesi

Washington Sonrası Rakka Öncesi

Rakka ilişkiler açısından kritik bir dönemeç. ABD’nin YPG’ye destek vermeyi tercih etmesi, sadece terörle ilişkisi açısından değil aynı zamanda ABD’nin Suriye politikası açısından da oldukça sorunlu.

Devamı

Amerika teröre karşı bir başka terör örgütüyle beraber hareket ederek terörü bir şehirden daha çıkardığında teröre karşı savaşı kazanmış mı olacak?

Başkan Trump'ın, Obama bürokratlarının kendi dönemlerini aklamak için ürettikleri argümanlara değil, sahayı bilenlerin öngörülerine kulak vermesi gerekli.

Bölgenin diğer aktörlerinin beklentilerini göz ardı ederek sadece PYD ile girişilecek bir operasyonda Amerikalılar kötü sonuçlara hazırlı olmalı.

Trump'ın gündeminde "Türkiye'yi teskin etme"ye dönük bir dizi argüman yer alacak. Zira Trump'ı "YPG'nin silahlandırılması" konusunda ikna eden kişiler, "Türkiye'nin teskin edilmesi gerektiği" tezini de savunuyordu.

Türk-Amerikan İlişkileri Rayından Çıkar mı?

Türk-Amerikan ilişkilerinde buzul çağına girmemek için her iki aktörün “pire için yorgan yakacak” tercihte bulunmaması hayati önem taşıyor. Aksi bir durum, Ortadoğu coğrafyasını daha da hareketli hale getirecektir.

Devamı
Türk-Amerikan İlişkileri Rayından Çıkar mı
ABD PKK yı Neden Destekliyor

ABD PKK’yı Neden Destekliyor?

PKK'nın DEAŞ ile mücadelede ne kadar başarılı olursa olsun uzun vadede bölgede ABD'nin desteğine rağmen tutunması oldukça güç.

Devamı

Sadece Rakka operasyonunda değil post-Rakka operasyonunda şehrin ne olacağı konusunda daha geniş vadede Türkiye ve ABD’nin ortak çalışma alanı olup olmayacağı özel önem taşıyor.

El-Kaide’yi dünyanın başına bela eden “stratejik zeka”, PKK’yı da bölgenin başında daha büyük bir belaya dönüştürüyor.

Türkiye, her türlü maliyeti göze alarak kendi yolunu çizme eğilimine girmeli. Bu yol Amerika'yı doğrudan karşıya almak değildir.

Türkiye’nin güncel dış politikasının mahiyeti nasıl açıklanabilir? Türkiye’nin dış politikasındaki başat aktörlerle ilişkisinde hangi meydan okumalar bulunmaktadır? Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle Türkiye’nin dış politika yaklaşımında ne gibi güncellemeler olacaktır?

Trump yönetimi, Obama yanlısı çevrelerin uzun süredir yürüttüğü Erdoğan karşıtı kampanyayı ciddiye almıyor. Yine de Ankara ile beyaz bir sayfa açmasının önünde birbiriyle ilişkili iki engel var.

ABD Yönetimi’nin, Irak tezkeresinden dolayı Türkiye’den öç almaya çalışan CENTCOM’un sözünü dinleyip ve PKK ile işbirliğine devam etmesinin faturası ABD dahil olmak üzere her aktöre kesilecek.

Trump’ın başkan olmasıyla birlikte ABD’nin Suriye politikasında önceliğin yeniden İsrail eksenine kaydığı görülüyor.

Çin'de Putin, Erdoğan ve Şi Cinping arasında üçlü bir toplantı yapılacak. İçeriği bir yana, bu toplantının kendisi bile Türkiye'nin büyük güçler arasındaki rekabet alanında etkili bir aktör olarak yer aldığını gösteriyor.

İki farklı ülke topraklarındaki tehdit unsurlarına yönelik eş zamanlı bir operasyonun gerçekleştirilmesi, Türkiye’nin terörle mücadele politikasındaki kararlılığının bir göstergesi olarak okunmalıdır.

Referandumun ardından artık iç siyasetteki taşların yerine oturduğu ve iki yıl içerisinde yeni bir seçim beklenmediği düşünülürse, Erdoğan’ın önümüzdeki süreçte dış politikaya odaklanacağı görülüyor.

Trump, Türkiye'yi durduk yere kaybetmek istemeyecektir. Bu nedenle Türkiye CENTCOM'da özellikle Votel'in tavrını eleştiri konusu yapıp, Votel'in Obama tarzı siyaseti sürdüğünü dile getirebilir.

Taliban'ın 21 Nisan’da Mezar-ı Şerif'te gerçekleştirdiği katliam, yıllardır siyasi, askeri, etnik, sosyo-kültürel ve ekonomik sorunlar girdabında boğuşan Afganistan’ı daha derin bir kaosa sürükledi.

Dünya’da çok şaşırtıcı şeyler oluyor. Müslüman olduğunu iddia eden bir terör örgütü Türkiye’de dahil olmak üzere tüm Dünya’yı kana buluyor.