Irak'ta ayrılıkçı pan-Kürdist siyasetin zayıflamaması için çaba sarf ediyor, "Batı, Kürdistan hayalinden vazgeçmemeli" propagandasını canlı tutuyor.
Devamı
Türk-Amerikan ilişkilerinde son birkaç yılda en çok öne çıkan iki konu var: PKK'nın Suriye'deki silahlı kolu Halk Savunma Birlikleri (YPG) ile Fetullah Gülen meselesi. İki konu da çok ciddi düzeyde güvensizlik yarattı. YPG'nin hem Türkiye'nin hem de ABD'nin terör örgütü olarak kabul ettiği bir oluşumun yani PKK'nın silahlı kolu oluşu, sadece Türkiye'yi ilgilendiren bir mesele olmamalı. ABD yönetiminin bahaneleri veya izahatı ne olursa olsun, ABD'nin şu anda Türkiye'yi hedef alan terör örgütünün bir kolunu silahlandırması, bu iki NATO müttefiki arasında büyük bir güvensizlik kaynağı oluşturuyor. Aynı şekilde, 15 Temmuz darbe girişimine rağmen ABD yönetiminin Türkiye'nin Gülen'le ilgili beklentilerini karşılamaması, ikili ilişkiler açısından ciddi bir sorun.
Devamı
SETA İstanbul Genel Koordinatörü Fahrettin Altun DEAŞ’tan sonra Irak ve Suriye’de yaşanacak gelişmeler hakkında değerlendirmelerde bulundu.
AK Parti’deki yenilenme ve 2019 seçimlerine hazırlık sürecine odaklanan dergide, Türkiye-ABD arasındaki vize krizi, Avrupa’daki ayrılıkçı hareketler ve bölgesel gelişmeler masaya yatırıldı.
Sonucu belirleyecek olan şey, Suudun İran'ı sınırlandırma hedefini iç ve dış siyasetini konsolide ederek yürütebilme kapasitesinde yatıyor. Şimdilik Suriye, Yemen ve Lübnan'da gidişat kötü, Irak'ta henüz değişen bir şey yok.
SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran DEAŞ’ın yükselişi ve çöküşü hakkında değerlendirmelerde bulundu.
SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Murat Yeşiltaş, Irak Merkezi Hükümeti’nin Kuzey Irak’a karşı tutumu hakkında değerlendirmede bulundu.
Devamı
Suudi Arabistan'daki gelişmeler ne anlama geliyor?
Devamı
Uzmanlar Deaş'ın toprak kontrolünün bitmesinin bu örgütün bitişi anlamına gelmediği konusunda hemfikir. Mesele, topraklarını, çok sayıda militanını ve önde gelen 120 liderini kaybeden Deaş'ın geleceğinin ne olacağı
ABD ısrarla biz bu silahları sadece Suriye'de DEAŞ'la savaşsınlar diye veriyoruz dese de, durum ortada.
Irak ve Suriye’de Musul ve Rakka’nın neredeyse tamamen yıkılması, PKK gibi terör örgütlerinin ırkçı projelerini sahneye koyma çabaları, demografik depremler, merkezi otoritenin zayıflığı, aşırı silahlanma, milis grupların iktidarı gibi sebepler DEAŞ’ı saha hakimiyeti olmayan bir terör örgütü olarak canlı tutacak.
Insight Turkey Genel Yayın Yönetmeni Muhittin Ataman, PKK ile mücadelede Türkiye, İran ve Irak Merkezi Hükümeti’nin öncelikleri hakkında değerlendirmede bulundu.
SETA İstanbul Genel Koordinatörü Fahrettin Altun Irak Merkezi Hükümeti’nin kritik bölgelerde yönetimi ele alması hakkında değerlendirmede bulundu.
SETA Strateji Araştırmacısı Talha Köse, Ovaköy Kapısı hakkında Türkiye ile Irak Merkezi Hükümeti'nin vardığı uzlaşı ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
DEAŞ ile mücadelede sona yaklaşılması ve referandum krizinin Barzani’nin istifası ile sonuçlanması Irak Başbakanı Abadi’nin elini ziyadesiyle güçlendirdi. Son dört ayda Musul Deaş’tan, Kerkük Peşmergeden geri alındı.
SETA Strateji Araştırmacısı Talha Köse, son dönemde gelişen Türkiye-Irak ilişkilerini değerlendirdi.
SETA Dış Politika Araştırmacısı Emrah Kekilli Barzani’nin geri çekilmesinin ardından Kuzey Irak’ta yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.
Peki Barzani gidince ne olur? Cevap verelim. Hiçbir şey olmaz. Her şey kaldığı yerden devam eder. Bazı aklı evvellere sorarsanız çok şey değişecekmiş. Barzani giderse Goran veya PKK gelirmiş.
Müslüman Türk olduğu yerde durmaktadır ancak Cumhuriyet'in onunla mesafesi kapanmıştır, devlet ona yaklaşmıştır..
Önce Kerkük ve petrollerini kaybetti. Kerkük'ün kaybı basit bir alan kaybı olmaktan öte bir anlama sahip. "Kürtlerin Kudüs"ü dedikleri bu şehir aynı zamanda bir petrol hazinesi. Yıllık 8 milyar dolar civarında bir gelirin kaynağı olarak adım adım ilerleyen bağımsızlık sürecinin son halkasıydı denebilir. Dolayısıyla Kerkük'ün kaybı merkezi hükümete bağımlılık demek. Kısacası önemli bir stratejik kayıp.
ABD'nin "ılımlı, demokratik İslamcılık" yaratma hedefi "Batı ile uyumu" önceledi. Halkların taleplerinin yansıtılmasını hep geri planda tuttu. Bu yüzden İslami hareketleri "kontrol etme"amacından öteye gidemedi. Neticesi de Müslüman toplumların demokratik taleplerini"bastırma" pratiğine dönüş oldu.