Zeytin Dalı: Operasyonel İletişim Stratejisi

Türkiye’nin Zeytin Dalı Harekâtı öncesinde ve devamında yürüttüğü iletişim stratejisi..

Devamı
Zeytin Dalı Operasyonel İletişim Stratejisi
Afrin de Şehir Savaşına Doğru

Afrin’de Şehir Savaşına Doğru

Zeytin Dalı Harekâtı'nda stratejik noktalar ele geçirilmiş durumda. Bir efsaneye dönüştürülmeye çalışılan PKK/PYD gittikçe alan ve güç kaybediyor. İnşa ettikleri betonarme kuleler, tüneller, mevziler birer birer yok ediliyor.

Devamı

Afrin temizlendiğinde Türkiye'nin önünde hiçbir engel kalmayacak. Adım adım ilerleyen Suriye stratejisinde bu hedeflere de sıra gelecek..

Ortak düşmanımız olan DEAŞ ile mücadeleye odaklanalım, PKK bizim düşmanımız değil diyen müttefiklerimiz bilsinler ki Türkiye sizin koloniniz değil.

Uzun süredir beklenen Zeytin Dalı operasyonunun başlaması Rusya ile uzlaşmaya dayanıyor. Bu yönüyle Astana-Soçi süreçleri ile somutlaşan Ankara-Moskova işbirliğinin sonucu.

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran'ın "2018’de Türkiye'nin Dış Politikasına Bakış" dosyasına verdiği röportaj:

Rapor: DEAŞ'ın Medya Stratejisi

Bu çalışmada DEAŞ’ın kurulduğu günden itibaren nasıl bir medya stratejisi yürüttüğü, farklı medya araçlarını nasıl kullandığı, hangi argümanlarla eleman temin ettiği ve uluslararası medyayı nasıl manipüle etmeye çalıştığı ortaya konulmaktadır.

Devamı
Rapor DEAŞ'ın Medya Stratejisi
quot Afrin PYD PKK'nın Yüzünü Tüm Dünyaya Gösterecek quot

"Afrin, PYD/PKK'nın Yüzünü Tüm Dünyaya Gösterecek"

SETA İstanbul Genel Koordinatörü Prof. Dr. Altun, "Türkiye, Afrin’den YPG’yi temizledikten sonra Münbiç, Kuzey Irak, Cezire ve Ayn el-Arab'daki PKK varlığını hedef alacak. Bu süreç, PYD/PKK’nın yüzünü bütün dünya kamuoyuna gösterecek." dedi.

Devamı

Türkiye, ABD ve Rusya gibi iki güç arasında PKK’ya yönelik nasıl bir strateji izlerse başarılı olabilir? Bunun için öncelikle Türkiye’nin stratejik hedefinin tam olarak ortaya koyulması gerekiyor. Hedef PKK’yı Fırat’ın batısı-doğusu ayrımı yapmadan ‘yok etmek mi', ‘sınırlamak mı’ yoksa kontrol ettiği alanları elinden alarak ‘topraksızlaştırmak mı?’

Türkiye’nin Afrin konusunda kendi güvenliği açısından bu haklı ve gerekli adımı atarken, ABD karşısında olduğu gibi, Rusya, İran ve Suriye rejimi karşısında da “güven” değil “temkin” içerisinde hareket etmesi gerekiyor.

Freedom House'un geçtiğimiz günlerde yayınlanan raporunda Türkiye genel özgürlükler alanında “kısmen özgür” statüsünden “özgür olmayan ülke” pozisyonuna düşürüldü.

Artık Türkiye kendi çıkarını başkalarının çıkarına kurban etmeyecek kadar büyüdü ve gerçek bir aktör oldu.

Türkiye-Suriye sınırının yüzde 65'i PKK tarafından kontrol ediliyor.

Bugün için Afrin’e yapılacak müdahale, terör öğütleri ile Türkiye’nin güneyden kuşatılmaya devam edilmesi hâlinde, sadece orayla da sınırlı kalmayacaktır.

Geldiğimiz noktada ABD, açık bir şekilde PKK’yı kendi stratejine vekalet edecek bir aktör olarak tayin etmiş görünüyor.

ABD Suriye’de ne yapmak istiyor?

ABD'nin "YPG milislerinden oluşan 30 bin kişilik bir sınır gücü kurma" hamlesi Türkiye'nin güneyden kuşatılma siyasetinin en somut ve en son göstergesi.

Trump yönetiminin Suriye'de birincil hedefi askeri üslerini koruyarak denklemde etkin olmayı sürdürmek.

ABD’nin yeni adımı YPG’nin bir örgüt formatından çıkarılarak bir orduya dönüştürülmesi anlamına geliyor. Bu hamle birkaç katmanda Suriye’nin ve bölgenin geleceğini etkileyecek bir mahiyete sahip.

Bilindiği üzere ABD'nin YPG ile ilişkisi verdiği destekle sınırlı değil. Başka bir deyişle ABD YPG'ye yalnızca silah desteği vermekle kalmıyor, bir süredir bu örgütü bir orduya dönüştürmeye yönelik adımlar atıyor.

Acil bir müdahale şeklinde gelişen Fırat Kalkanı operasyonu ile Türkiye, Cerablus – El Bab ekseninde bir bölgeyi kontrolüne alarak terör koridorunun Afrin ile birleşmesine izin vermedi.