ABD kısa vadeli yaklaşım ve stratejik yoksunluk ile aslında kendini sorgulatan ve ittifak ilişkilerini oldukça derinden zedeleyen bir noktaya doğru ilerliyor.
Devamı
SETA Güvenlik Araştırmacısı Murat Aslan, İslam ülkelerinde yaşanan bölgesel krizlere karşı, Türkiye’nin hazırlıklı durmasının önemi hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Devamı
SETA Güvenlik Araştırmacısı Necdet Özçelik İdlib’e bir harekât olması durumunda ABD’nin izleyeceği yol hakkında değerlendirmede bulundu.
11 Eylül saldırılarının ardından başlatılan ve dünya genelinde bir şiddet sarmalını tetikleyen teröre karşı savaşın belki de en önemli tahribatı, bilinçli bir propaganda faaliyetiyle Müslüman imajının terörizmle özdeşleştirilmesi oldu.
SETA Dış Politika Araştırmacısı Emrah Kekilli Basra’da yaşanan olayların arka planı hakkında değerlendirmede bulundu.
Almanya'nın Chemnitz kentinde yaşananlar, ırkçılık tartışmalarını farklı bir boyuta taşıdı. Yabancıların öteden beri maruz kaldığı ayrımcılığın artık fiziksel saldırılara dönüşmüş olması, ülkedeki iç barışa yönelik ciddi bir tehdit.
Tahran’daki zirvede Cumhurbaşkanı Erdoğan, İdlib meselesinde Rusya ve İran’ın Astana ve Soçi süreçlerinde verdikleri sözlere aykırı davranıp Türkiye’nin güvenliğini de tehdit edecek sonuçlara yol açacak şekilde hareket etmelerinin bu üç ülke arasında son dönemde söz konusu olan yakınlaşmayı da riske edeceğini muhatapları Putin ve Ruhani’ye açık bir şekilde hissettirecektir.
Devamı
Yıllarca PKK'nın Kuzey Irak'ta alan bulması istikrarsız bir Irak'ın Türkiye'ye verdiği zararın en açık örneğidir..
Devamı
Kitap sunduğu analitik çerçevenin yanı sıra her bir ülkenin ulusal güvenlik tanımı, neleri tehdit olarak gördüğü ve bu tehditlerle mücadelede öngördüğü araç ve yöntemleri sistemli veri ve bulgularla okuyucuya sunmaktadır.
Bağdat hükümeti kendi başına hareket eden bir aktör haline dönüştükçe istikrar olacak bu da Türkiye'nin iş yapabileceği yeni bir aktörün doğuşu anlamına gelecektir..
Rusya da savaş istemiyor ama radikallerden rahatsız. Savaş olursa olumsuz etkileniriz. Mülteciler, radikallerin sınıra yakın olması, İdlib sonrası rejimin gözünü Afrin’e dikmesi. Hepsi zor konular. 7 Eylül zirvesinden sonuç çıkacaktır.
Türkiye Amerikan umursamazlığıyla erken bir dönemde çok sıcak gündem maddeleri üzerinden tanıştı. Suriye başta olmak üzere birçok konu Türkiye'nin Amerika'dan artık hiçbir beklentiye giremeyeceğini gösterdi..
Kasım seçimlerine giderken Trump'ın Cumhuriyetçi Parti'yi "Trumpçı" çizgiye dönüştürdüğü ve parti içindeki popülaritesinin oldukça yüksek olduğunu hatırlamak gerekiyor.
Bölgesel anlamda İran karşıtı bir blok oluşurken, ABD yönetimi de Tahran’a karşı kendi enstrümanlarını devreye sokmuştur. Bu enstrümanların başında ekonomik yaptırımlar gelmiştir.
ABD saldırıları karşısında AB Türkiye ile yeniden stratejik ortak olmak istiyorsa, önce Türkiye ile olan ilişkisi açısından geçmişe yönelik muhasebesini yapmalı ve bundan sonra ikili arasındaki ilişkinin simetrik olacağını kabul etmelidir
Ekonomik ve askerî göstergeler 2000’li yıllardan itibaren, ABD’nin on yıllara, Batı’nın ise yüzyıllara uzanan üstünlüğüne karşı ciddi bir meydan okumanın Uzak Doğu’dan geldiğini gösteriyordu.
Irak'ın kuzeyinde PKK'nın elebaşılarından 'Mam Zeki Şengali' kod adlı İsmail Özden'in etkisiz hale getirildiği MİT ve TSK'nın ortak operasyonu, gerek savunma sanayisinde gerekse kurumlar arası koordinasyonda gelinen başarılı noktayı gösteriyor.
Görevinin ikinci yılında olan ABD Başkanı Donald Trump, uyguladığı dış politika ve ticaret yaklaşımlarıyla ülkesini uluslararası arenada giderek yalnızlaştırıyor.
TSK'nın aralıksız devam eden operasyonları, terör örgütü PKK'da ayrışmalara neden olurken, teröristler, verilen kayıplardan birbirlerini sorumlu tutmaya başladı.
Amerika iki dönemdir uluslararası sistemde istikrarı korumak gibi bir siyasetle ilgilenmiyor. Kendisinin merkezinde bulunduğu uluslararası düzeni korumak bir kenara onun yıkılması için uğraşıyor bile denebilir.