6-8 Ekim Olayları’nda ne oldu? 6-8 Ekim Olayları’nın arka planında ne vardı? Siyasi partilerin olaylara yönelik tepkileri nasıl gerçekleşti? 6-8 Ekim Olayları’nın bilançosu neydi? 6-8 Ekim Olayları’nın Türkiye siyasetine etkisi ne oldu?
Devamı
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Suriye'de Fırat'ın Doğusu'nda ABD askerlerinin çekilme kararının ardından gerçekleştirilmesi beklenen operasyonla ilgili sözlerini SETA Enerji Araştırmaları Direktörü Kemal İnat değerlendirdi..
Devamı
Irak’ta üç gündür devam eden gösterilerde, bu yazının yazıldığı saatlerde ölü sayısı 28’e yükselmişti. Halk sokağa çıkma yasağına rağmen gösterilere devam ediyor. Yolsuzluk, kamu hizmetlerinin yetersizliği, işsizlik ve yaygın yoksulluk göstericilerin temel şikâyetlerini oluşturuyor.
Terör belki de son terörist öldürüldüğünde değil, son terörist PKK’nın elinden kurtarılıp ülkesine, ailesine kazandırıldığında bitecektir. Ölen her terörist PKK için acısını suistimal edebileceği, militan yapacağı kuzenler, kardeşler, arkadaşlar anlamına gelirken PKK’nın elinden kurtarılan her genç örgütün kesilen bir damarı olacaktır.
Suudi Arabistan petrol şirketi Aromco'nun iki rafinerisine yönelik gerçekleştirilen saldırıların üzerinden tam bir hafta geçti. Saldırıyı Husiler üstlendi ancak ABD ve Suudi Arabistan tarafı İran'ı sorumlu tutmaya çalışıyor.
Amerika Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, bir yandan bu saldırının “savaş sebebi” olduğunu söylerken bir yandan da saldırının “İran destekli” olduğunu ifade ediyor. Başkan Trump da bir yandan İran ile bir savaş istemediğini, diğer yandan ise Amerika ordusunun hazır olduğunu ve “bir telefonla bir ülkeye gireriz” tehdidinde bulunuyor.
Tahran, seçimlere giden Trump'ın da ABD kamuoyunun da Ortadoğu'da yeni bir büyük savaşa hazır olmadığını hesaplayarak risk alıyor. İran Dışişleri Bakanı Zarif'in ABD'li muhatabı Pompeo'ya laf atarak "topyekün savaş" tehdidinde bulunması Körfez'deki güç oyununun son peşrevi. Washington ise Aramco saldırısına nasıl karşılık vereceğini belirlemeye çalışıyor. Füze depoları mı, zaten satılamayan petrolün tesisleri mi vurulmalı, bu tartışılıyor. Göstermelik bir karşı saldırı kontrollü gerilimi bitirmez, Tahran'ın eline oynar. Kaldı ki, etkili bir cevap verilmezse, Körfez ülkeleri ABD'den silah almaya devam etse bile İran ile uzlaşmanın çarelerini arayacaklar. Zarif şimdiden Suud ve BAE'yi masaya çağırdı bile. Bu da İran'ın bölgesel hegemonya hırsını güçlendirir.
Devamı
SETA Ekonomi Araştırmaları Direktörü Nurullah Gür, Suudi Arabistan’ın petrol şirketi ARAMCO’ya yönelik saldırının küresel ölçekte petrol fiyatlarına olan etkisi üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Devamı
Ankara zirvesi öncesinde Suriye’deki temel gelişmeler neler? Ankara zirvesinden beklentiler nelerdi? Zirvede alınan kararlar ne anlama geliyor? İdlib’deki durum zirveden nasıl etkilenecek? Ankara zirvesi Suriye’de siyasi çözümün önünü açtı mı?
11 Eylül terör saldırıları üzerinden on sekiz yıl geçti. Bu saldırılar hala tam anlamıyla aydınlatılabilmiş değil. Ancak saldırılar dünya siyasetinde önemli kırılmalara neden oldu ve İslam dünyasında kapanmaz yaralar açtı. Başka bir deyişle, saldırılardan sonra Bush "artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak" demişti ve nitekim birçok şey değişti.
Prof. Dr. Kemal İnat: 'Uluslararası ilişkilerde güç politikası uygulanması, güce dayalı dayatmalar yeni değil. Savaş, darbe desteklemek ya da medya manipülasyonları gibi güç kullanımları eskiden beri vardı. Hukukun güç politikasının bir aracı olarak kullanılması da yeni değil. Yeni olan ABD’nin iç hukukunu uluslararası hukuk yerine koyarak diğer aktörlere dayatması.'
Türkiye ve ABD, Suriye’nin kuzeydoğusu için uzun dönemli amaç ve beklentileri dahilinde farklı jeo-politik seviyelerde davranış modelleri geliştirmektedir. Türkiye, daha çok kendi güvenliği ve ‘mikro-bölgesel’ çıkarlarına yönelik strateji geliştirirken ABD Ortadoğu politikalarını ve küresel rekabet kaygılarını ön plana çıkartmaktadır.
PKK'nın kuruluşundan itibaren gerek baskılar gerekse endoktrinasyon yoluyla pek çok çocuk örgüt saflarına katıldı. PKK'nın 35 yıllık tarihinde yaklaşık 20 bin çocuğun bu ve benzeri yöntemlerle dağa çıktığı belirtiliyor.
SETA Washington D.C. Koordinatörü Kadir Üstün, 2020 yılında ABD’de gerçekleşecek olan seçimlerin ABD’nin Suriye politikasına muhtemel etkileri üzerine değerlendirmelerde bulundu.
İlk, iki çözüm süreci (2009 ve 2013) gösterdi ki HDP, Kandil'den kendisini ayrıştıramıyor.
AK Parti on sekizinci yaşını kutluyor. Geçtiğimiz on sekiz yıl boyunca AK Parti modern Türkiye siyasi hayatını belki de başka hiçbir partinin tarihte yapamadığı kadar etkiledi. İç siyasette yaşanan köklü dönüşümün yanı sıra Türkiye'nin dış ve güvenlik siyasetinde de geçtiğimiz on sekiz yıl boyunca büyük dönüşümler ve kırılmalar tecrübe edildi ve hala edilmeye devam ediliyor. AK Parti söz konusu dönüşüm ve kırılmaların hem öznesi ve muhatabı hem de hedefi oldu.
On yedi yıldır iktidarda olan AK Parti'nin dış politikada ortaya koyduğu performans birçok söylem, farklı politik tercihler ve değişim hatları barındırıyor. Türkiye'nin AB'ye tam üyelik statüsü de AB ile kapışması da, ABD ile ilişkilerin gelişmesi de "eksen kayması" yaftalaması da, Afrika açılımı da Suriye'de askeri harekat yürütülmesi de bu zaman zarfında gerçekleşti. Kimi zaman birbiri ile taban tabana zıtmış gibi görünen bu söylem ve politikalardan biri ya da birkaçı merkeze alınarak AK Parti'nin dış politika çizgisi eleştiriye tabi tutuldu ya da övgüye mazhar oldu.
Türkiye'nin kendi coğrafyasının sorunlarını görmezlikten gelme, ilgilenmeme gibi bir durumu yoktur. Bir kere bu seçenek değildir.
İran’a müdahale konusunda Suudi Arabistan öncülüğünde bir bölgesel koalisyon oluşturulmaya çalışılıyor. ABD’nin bu koalisyona askerî destek vermesi ise İsrail Lobisi'nin Trump’ı ve Amerikan devlet aygıtını ikna etmesine bağlı.
Kazakistan’ın başkenti Nur-Sultan’da eski adıyla Astana Süreci diye anılan toplantıların on üçüncüsü gerçekleştirilirken Suriye’de sahada da önemli bir mücadele yaşanıyor.
ABD-Türkiye jeopolitik kopuşu bir yol ayrımında. ABD’nin Türkiye’yi Kongre üzerinden yasa tasarıları ile cezalandırmaya çalışması akıllıca bir strateji değildir ve asla olmayacaktır. Bu aslında, Türkiye’yi Rusya’nın yanına itecek stratejik bir hata bile olabilir.